Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Sarışın kötü kadın

Sarışın kötü kadın
 

Ben eski bir Yeşilçam yönetmeni olsam, bu kadar güzel bir kadını başrolde oynatırdım. Sadece kötü kadın olarak değil...


Sizi bilemem ama; kadınlardaki sarışınlığın, ben dahil, birçok insanda hoppalığı, kötülüğü, seksapaliteyi, fettanlığı çağrıştırdığı düşüncesindeyim. Hele de sonradan olunan sarışınlıklarda! Hatta daha açığı, " sarışın kötü kadın " düşüncem konusunda engelleyemediğim bir bilinçaltı dürtüklemenin etkisinde kaldığımı düşünüyorum bazen... Sarışınlık, elimde olmasa da, kötülük duygusunu tetikliyor içimde.

Sanki sonradan sarışın olan kadın, başka kadınlardan farkını daha fazla abartıyor, başkaları tarafından farkedilmeyi çok daha fazla önemsiyor gibi geliyor bana.

Umarım düşüncelerimi bu kadar açık yazıyorum diye sarışın kadınlar, sarışın kadın okurlarım kızmaz, kırılmaz, gönül koymaz bana. Zaten beni tanıyanlar, bu yazdıklarımı yadırgamaz. Çünkü ben bazen son sözünü en başta söyleyenlerden olurum ve her zaman doğru bildiğini yazmaya, anlatmaya çalışırım. O yüzden, bu yazımın da takdirini okuruma bırakıyorum. Özellillikle de sarışın güzel kadınlara!

İşin en garibiyse, bunca anlattıklarıma rağmen, sarışın kadınının her türlüsüne bayılıyor olmam! Acaba diyorum, sarışın kadınların bu kadar müftelası olmam, benim ruhumdaki kötülüklerin de dışa vurulmuş hali midir? Hem " sarışın kötü kadın " diyeceksin, hem de o kadınların müptelası olacaksın! Ben de ne menem bir çelişkinin sahibiyim böyle be annem!

İstemeyerek de olsa, kafamda taşıdığım bu, " sarışın kötü kadın " izleniminde, çocukluğumda izlediğim Suzan Avcı filmlerinin de büyük bir etkisi olsa da; gerçek nedenin ne olduğunu tam olarak inanın ben de bilmiyorum aslında.

" Sarışın kötü kadın " Sanki hep yuva bozanmış, erkeklerin ilgisini çok fazla çekiyormuş gibi gelir gözüme. Sarışınların bu kadar ilgi çekmesi, diğer kadınlara yapılmış büyük bir haksızlıktır bence. Güzel kadın, her ten renginden bulunur çünkü.

Hani insan yaradılışı, kötülüğe daha meyillidir ya... Benim sarışın düşkünlüğüm de o hesap işte!

"Sarışın kötü kadın ", daha kusursuz bir fiziğin, daha güçlü, daha azimli bir yaradılışın dışa yansıması gibidir belki... O yüzden de kendi kuyusunu kendi kazar sarışın kadın!... Kendinden başkaca bir düşmana ihtiyacı da kalmaz bu özelliği yüzden!... Sarışınlık, en çok da o ten ve saç renginin sahiplerini yoruyor olabilir.

Belki de bu düşüncelerimin kaynağı, bu topraklarda gerçek sarışınların çok az bulunuyor olmasından ileri geliyordur. Bilemiyorum.

Sarışınlık, kimi zaman da hafif meşrep kadınları getirir insanın aklına. Böyle bir düşüncenin; ne kadarı kişiden, ne kadarı içinde yaşadığı toplumdan ileri gelir? Benim için o da apayrı bir muamma...

Sonradan sarışınlığı, en çok da sonradan görme kadınların mı tercih ediyor ne! Aslında esmer olan ama sonradan, zorlamayla sarışın olan kadınlar...

Kadınlarımızın sonradan sarışınlaşmaya bunca merakı, bunca özenmesi, sarışın kadınlara duydukları gizli kıskançlıklarının gün yüzüne çıkmasıdır belki...

Sarışın kadının çokça iftiraya uğraması, kolayca kötü kadın damgası yemesi, sırf bu yüzden olabilir; kim bilir. Bugün Burada yazdıklarım, tabi ki kendi kişisel varsayımlarım... Gerçeğin ne olduğunu, tam olarak ben de bilmiyorum.

Belki de kötü olan, sarışın kadınlar değil, benim yüreğim...

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır  

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..