- Kategori
- Şiir
Sarıydı gözleri onun
Sapsarıydı…
Düşmeyi hak eden bir yaprak kadar sarı!
Gözlerinde bütün tonlarıyla
Sadece sarı vardı…
Kocamandı gözleri,
Kaşlarının arası kırışık
Ve dudakları büzülmüş gibiydi…
Bakıyordu öylece,
Kırpmadan gözlerini…
Biraz öne düşüktü başı,
Gözlüğünün üzerinden
Siper ederek kaşı,
Kirpikleri simsiyahtı ama,
Akı da beyazdı ama,
Dik dikti bakışı…
Umursamaz ve kararlı ve geçmiş
Ve gelecek
Ve gelmeyecek…
Sarıydı gözleri onun…
Ne anlarsanız sarıdan işte onu görürdünüz bakabilseydiniz…
Acaba sıkıyor muydu dişlerini?
Elleri sıcak mıydı?
Ya derisi, yumuşak mıydı, sevecen, ha?
Girilebilir miydi gözlerinden içeri?
Bir sonbahar ormanı gibi gezilebilir miydi gözbebeklerinde?
Kan mı, irin mi çıkardı, ellerinizde sıkabilseydiniz
Sarı, sapsarı gözlerini?
Yutkunurken kapanan kapaklarında
Sallanan bir çocuk gördüğünüzde
Birden yakınlaşan umut olduysa sesi
Ve açıldığında yine gördüğünüz o sarı bebekler
Gözbebekleri
Sığ, serin ve sarı
Ve sarı
Ve sapsarı…
Büzüşmüş dudakları ve görünmeyen dişlerinde
Titreyen yanakları aramanız sebepsiz
Ya da sonuçsuz
Nereye baksanız
Nereye kadar uzansanız
Nereden çekseniz
Uçsuz
Suçsuz
Mahkûm veya değersiz
Ve yağmur kadar ıslak
Ve kar yağar
Örter cesedi
Sarı bir gül gibi çıkar gözbebekleri
Koparır bir çocuk
Annesine getirir
Annesi bir çığlık atar
Bir diken batar eline
Kırmızı bir kan olur
Düşer yüreği
Bir top gibi zıplar
Bir, iki, üç kere…
Sararır yürek…
Bir damla kan düşer üstüne…
Kan sararır…
Kalp kızıl olur…
Sarı girer, kızıl çıkar…
Sarı gider, kızıl gelir…
Sığ ve serindir sarı…
Sevin, yerindir sarı…
Bugün yarındır sarı…
Umursamaz ve kararlı ve geçmiş
Ve gelecek
Ve gelmeyecek…
16.10.2008 21:33