Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '07

 
Kategori
Siyaset
 

Şark Ekspresi'nde cinayet

Şark Ekspresi'nde cinayet
 

Herkes bilir …Agahta Christie’ nin ünlü romanıdır o…

Bu romanda katil tek değildir . Katiller vardır. Organize olmuşlardır, ve hedefteki adamı böyle yok ederler…

ADAM DA çok masum değildir hani…

Filmin sonunda kimse pek üzülmez…

Ama şimdi sonu çok üzücü bitebilecek bir başka Şark ekspresinde cinayet filmi çevriliyor. Katıl zanlıları bu kez çok daha fazla organize…

Makinist dahil, kondüktör, garsonlar, vagon görevlileri bütün treni ele geçirmişler.

Agahta Chirstie ye parmak ısırtacak bir derin harekat; Şark ekspresine yakışan
adıyla Şeriat bu !

Hedefteki kişiler bir değil, yüz binlerce aydınlık insan…

Ve hepsinin ifade ettiği bir kavram…

CUMHURİYET; YAŞAM ZAMANI KUŞKULU EBEDİYET !

Cumhuriyet Şark ekspresindeki en yalnız yolcu, artık yaşam zamanı kuşkulu ebediyet !

Tren hızlı tren…lokomotif dahil bütün vagonlar karanlık bir tünele girmek üzere…

Ve bu şark ekspresinde cinayetler başlamış bile…

Derinden, ağır ağır; ama her bir cinayet bir karşı devrime bedel !

İlk maktul çok garip ki bir heykel.
Bir kadın heykeli.

Vagonda trenin gidişine ayak uydurmuş, karanlık düşüncesini rayına koymuş
yolcular da olacak elbet; işte bu ahali ayaklanmış; bunlardan 40 tanesi
“bu heykel haram; taşlayıp recm edelim” demiş…

Bu 40 haramiler heykel YIKILMAZSA taşlama eylemine başlamak üzereymişler.

Heykele şeriat recmi ! Müjdesi bu günden verilen bir bedevi rejimi !

Çan- kayadan koparılan taş parçaları başladı bile yağmaya !

ASAYİŞ BER –KEMAL. ASIL İŞ YOK EDİLECEK ADAM : MUSTAFA KEMAL !

Trenin yalnız yolcusu Cumhuriyet i birden öldürmek çok dikkat çeker…

Yol üstünde askeri istasyonlar da var…

Daha dün gece, makinistin resepsiyonuna askeri istasyondan binen davetliler
nedeniyle birden tank sesleri duyuldu…

Tren rayında yalpalarken; bu tank seslerinin resepsiyona katılan 28 şubat Tankçılarından geldiği anlaşıldı.

Bu bir balans ayarı işareti miydi; yoksa “henüz parmaklarda alyans” anlamında bir
selamlama mı; bilinmez ki…

Her yer karanlık…Pür nur o mevki.
Ama o mevki deki gözler kapalı…uyuyor gözleri mavi !

Balans ayarı olması ihtimaline karşın apar topar sabaha karşı doluca şarap ikram
edilerek, tankçılar dolduruşa getirildiler.

Bu restoranda henüz geçerli Rakı, tekila, şarap…Hele bir Tahran garına varalım;
görürsünüz siz el mi harap, bey mi Arap !

Seri cinayetlerin ilk alametleri trenin ta kendisi…Binmişiz bu alamete, gidiyoruz kıyamete…

Seri cinayetlerin bu alametleri heykelle bitmiyor ki .

Cumhuriyet in belini kırmak, onun hayat damarlarını tıkamak faaliyetleri tren hızlandıkça, her tünele girdikçe gazını artırıyor…

Durması bile yeni bir kuşku yaratıyor !

Trenden dansözler indirildi…
Tv yon ekiplerine de uyuşturucu kullanma izni verilerek, dizi denen en etkili TREN- KİLİZAN şark ekspresinde serbest bırakıldı.

Diziler sayesinde ahali yarı uykulu girecek bütün tünellere. Gözleri kapalı olduğu için karanlıkları fark etmeyecek.

Tren sadece namaz molasında yavaşlayacak, çeşitli istasyonlardan binen mollalar bu namazı kıldıracak…

Aslında Cumhuriyet e bir cenaze namazı tertipleniyor ama daha önce namaz için cemaat ayarı yapılıyor.

Cumhuriyet Tahran istasyonuna cansız vardığında bu mollalar tren cemaatine
“ onu nasıl bilirdiniz diye soracak ya; uyuşuk ahalinin kötü bilirdik demesi, ve yeniden dizilerine dönmesi sağlanacak…

Dizlerini dövmesi dizi dizi cinayetlerden sonra!

KONDÜKTÖR dakkida bir bilet kontrolü yapıyor; biletini Batı istasyonlarına almış yolcuları yaka paça indirmeye çalışıyor. Bunların içinde gazeteciler ön planda…

Onlar hala trende ama trenin freni patlamış bir kere, hızlı tren bu…İran , Arap hattı gazlı tren bu…

Patlayan freni durdurmak vites küçültmekle olmaz… Artık yeni bir adres gerek !
Vites de yalımına düşmeyelim ahalim; aman kopar kıyamet !

Bakalım daha ne cinayetler bekliyor yolcuları…

Cumhuriyetin hangi kavramları ölecek, hangi organları dumur olacak; artık umur görmeyecek ?

Ahalinin umurunda mı; buna tarih hiçbir zaman evet demeyecek !

Çok planlı bir organizasyon bu…
Agahta Chirstie bile bunu yazamazdı.

Herkul Pairot bu kadar ağır bir suçun günah perdesini , Herkül olduğu halde kaldıramazdı; failleri bulamazdı…

ÇÜNKÜ bu perde bu trenin dünyaya kapalı pencerelerine takılı.

Bu perde yüzyıllık hantallığın kiriyle ağırlaşmış, Cuhhuriyet kurulduğunda
indirilmiş, işi bitmiş; kornişleri sökülüp; pencereler dünyaya açılmış… Perde çatılara atılmış.

Ama ilk fırsatta ; Atanın sonsuza emanet edildiği o yaslı zamanda; çatılardan alınıp, Şark ekspresinin vagonlarına takılmış…

Çatıya da Cumhuriyet anıları atılmış… SANDIKLARDA SAKLANMIŞ.

Başka sandıklarda Truva atıymış.

Şark Ekspresindeyiz yani sayın yolcular…

Antalyanın Kemer ilçesi başta olmak üzere kemerlerinizi bağlayın, hiçbir istasyonda inmeyin, o istasyonlardan trene binecek mollalara yer açın ! Her vagonda 5 molla…sonra son hızla yola !

Peki bu trene biri dur demeyecek mi ?
Her şeye rağmen birileri bu raylara Cumhuriyet in km taşlarını, laikliği,
özgürlüğü, insan haklarını döşemeyecek mi ?

Şark ekspresinde cinayetler sürecek mi !

Agahta Chirstie olsa bir çözüm bulur muydu acaba ? Bunun için yeni bir roman yazar mıydı ?

Yoksa yine ünlü iki eserinin bilmem kaçıncı baskısını yapar mıydı?

3 PERDELIK CINAYET “

“... VE PERDE INDİ

Hadi bakalim CUMHURİYETİN ÖZEL TİMLERİ…Cumhuriyetsiz bir Türkiye nin ilk
yetimleri olmamak için:
İLK İŞİMİZ Fikirle, yazıyla, direnişle, tuzaklara gelmeden elimizdeki tek güç OLAN
Cumhuriyete ve hukuk a inanmak !

Heykele bile Recm yapacak suç ortaklarına karşı gidip o heykelin önünde, aslında
Cumhuriyet in ilkeleri önünde kalkan gibi durmak.

Size taş atmak için kalkan eller o trenden indiler.

Az sonra yine binecekler.

Şark ekspresi bizim on yılda demir ağlarla ördüğümüz bu ülkeyi 5 yılda kendi raylarıyla örttü, örseledi…

Bizim bir Kurtalan ekspresimiz yok mu şimdi…

Cumhuriyeti alıp götüren Şark ekspresinin karşı hattına geçecek, makasları indirecek; Çankaya da birbirinden makas alan bu zafer sarhoşlarından cumhuriyeti kurtaran ekspresi…

ŞEREF DEFTERİNE NE YAZDI BAYKAL !
BU YAZGIYI MI ?

Deniz Baykal anıtkabire çıkmış. Bütün trenleri kaçıran bir makinist olarak ne yazacak şeref defterine?

Sen bizi garp eksperisne bindirmiştin Atam.
Biz garp ekspresinde garabet olduk…

Herkesi Şark ekpresine kaptırdık…
beni duyuor musun acaba?

Yanımda selo can var; o ağlıyor…

Sana sesimi o bile götüremezmiş…

Bu kadar kısık sese karşı TürkSell yetersiz kalırmış…”

Ama Türk sel olursa, karanlık tünelleri, derme çatma köprüleri

Bir sel gibi yıkıp atarsa, hızlı treni raydan çıkarırsa, doğru raya koyarsa;
Şark ekspresi tabelasını söküp medeniyete çark ekspresi adını alırsa;
bu selde bir damla olsun Deniz suyu olursa; duyar elbette…

Bu selden ona ulaşan eşsiz özgürlük damlalarıyla susuz ve uykusuz bırakılmış naçiz bedeni doyar elbette…

Türk milleti ebediyeti ve medeniyeti birlikte yaşar elbette !

 
Toplam blog
: 94
: 608
Kayıt tarihi
: 04.10.06
 
 

1950'lerden sonra doğan her dünya insanı gibi, ardında pek çok takıntıyla gelen geçmiş zamanı, bilim..