Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '13

 
Kategori
Siyaset
 

Şark kurnazlığının esrar tarlaları

Şark kurnazlığının esrar tarlaları
 

2012'de Diyarbakır'da ele geçirilen (21) ton esrar (Alıntıdır)


Son yıllarda esrar elde etmek için Hint Keneviri ekilmiş tarlalar konulu haberler çoğaldı. Bu konuda özellikle Diyarbakır ile Mardin önce çıkmaya başladı.

1980’lerde yakınlarından kaç kez geçip gittiğim, çevresinde film çektiğim ve su bekleyen o çorak topraklardan bazısı meğer esrar tarlası imiş!

O tarla sahipleri kimdir, neden açıklanmaz?

Yoksa siyasi uzantıları da bulunan terörcüler silahları ile çekip gitmişler, s u ç onlara mı yıkılmıştır?

Nice örneklerini bildiğimiz bir kişilik bozukluğu olan ünlü Şark Kurnazlığı bu konuda da aldı başını gidiyor anlaşılan.

Bu kişilik bozukluğu ile ikiyüzlülük yanında Toprak Ağalığı ile Terör Ağalığı temizlenmedikten ve çağdaşlaşmaya hız verilmedikten sonra bu toplum huzuru bulamaz.

Lice’nin adı çıkmış

Geçenler Lice'de uyuşturucu operasyonuna giden jandarmaya yöreden bazı kişiler taşlı saldırıda bulunmuştu.

Lice terör örgütü kurulmadan önce de esrar üretim ve ticareti yapılan bir yer olarak bilinirdi.

O yöreden elde edilen zenginliği Liceliler'den çok bu işi kotaran kimi karanlık adamlar yer içer.

Hint Keneviri yetiştirilen tarlalar bir tek Lice’de yoktur bence.

Lice’nin adı çıkmış bir kere.

2012 sonunda 'Diyarbakır’ın Lice İlçesi'ne bağlı 3 köyde 40 kilometrelik alanda yapılan operasyonda toplam 21 ton esrarın' ele geçirildiğini de okumuştuk.

Bu konuda Mardin'de de bazı operasyonlar yapıldığını biliyoruz.

Özellikle İran’a yakın yerlerde de Hint Keneviri üretildiğini ilgililer bilir.

Çünkü yeteri kadar tarlası ve sürüsü olmayan için az emek çok para demektir esrar.
Alıcıları Türkiye’deki yeraltı dünyası kadar Avrupa ülkelerindeki uzantılarıdır.

Terör Örgütünün günden güne artan egemenliği ile bu tür işler başka yerlerde de aldı başını gitti sanırım.

İşte ilgili haber:

'Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde bu sabah saatlerinde uyuşturucu operasyonu yapmak için araziye çıkan jandarma timlerine, taşlı saldırı düzenlendi. Uyuşturucu tarlalarının sahipleri olduğu öğrenilen kişiler gaz bombası atılarak dağıtıldı. Operasyonda şu ana kadar 100 milyon lira değerinde iki (2) milyon kök dişi hintkeneviri' ele geçirilmiş!

Ne olacak şimdi?

İşte size sorun içinde sorun türünden bir muamma daha:

Bu sorunlar ilgili olarak kim ya da kimler nasıl yakalanacak ve nerede yargılanacak?
Yarından tezi yok Jandarmaya taşlarla saldıran kişiler için 'onlar aha şu çocuklardı!' diye on, on iki bebeyi karakola getiriverirler, olur biter!

Orman kanunlarının arkasında kimler var?

İşin içinde, özellikle yörede Orman Kanunlarının egemen kılındığı bilindiğine göre Güvenlik Güçlerinin de işi zor.

Özür dilerim, 'Yörede orman kanunlarının egemen kılındığı bilindiğine göre' yerine Bölücü terör Örgütü yaklaşık otuz (30) yıldan beri 'astığı astık kestiği kestik' türünden nice terör eylemleri sergilediğine göre o alanlarda, özellikle son on yıldan bu yana devlet egemenliğini de sorgulamak gerekiyor sanırım.

Bu gibi olayların sorumlusu kanun egemenliğini sağlayamayan yetkililer değil de kimlerdir?

Arkadaş aklı başında 'açılım' yap.

Ayağı yere bassın her bir açılımın.

Yoksul ve yoksun olan her yurttaşımız umut dolsun.

‘Açılım’ diyerek terörün emeli olan düşlerini kolaylaştırma.

İşsize iş ver.

Malsıza mal ver.

Evsize ev ver.

Topraksıza toprak ver.

Toprak Ağalığını kaldır.

Toprak Ağalarının emrindeki kişileri oralardan çek kurtar.

Mesleği olmayana mesleki kurslar aç.

Kırmançça, Goranice, Lorice, Zazaca ve Türkçe bilmeyenlere de kurs aç.

Bütün Türkiye’de hiçbir ayrım yapmadan silahları toplat.

Bütün bunları yaparken de ne olur Kanun Egemenliğini sağla.

İşte bu ve daha nice güzel işler yapılmaz.

Her şey zamana bırakılır.

Saman altından su yürüsün istenir.

‘Ben yapmadım o yaptı’ söylemi ile ‘yine birini vurmuşlar’ söylemi arasında sürünülür.

Bu süreçte işini bilen de örgütlü olan da kazanır günden güne.

Şarkı Kurnazlığının bazı yansımaları da bunlar.

Siyasette de bu yolun izlenmediğini kim söyleyebilir?

Bana göre 2010'den beri gündemi Terör Örgütü ile yandaşları belirliyor.

AKP de az biraz savunma yapıyor o da Jandarma ile.

Son üş yıldan bu yana hiç bir polis harekâtı duydunuz mu? Özellikle Güneydoğuda direksiyon elden gitti bence.

Şark Kurnazlığı her yanımızı sardı

Geçenler konuştuğumuz Hüseyin arkadaşımın bu konudaki özlü değerlendirmesini açıklayıcı bir kaç ekleme ile ilginize sunarım:

'Ömer kardeş, onlar uyurgezer haldeler, misyonlarını tamamlayıp, Doğu’da, Güney’de köprüleri bir bir attılar. Terör Örgütü ile siyasi uzantılarının ayrılıkçı söylemleri ortada. İyi ki basın var. Yoksa bir gün uyandığımızda, ‘Bu da mı gelecekti başımıza’ ya da ‘Bu da nereden çıktı? Ne demek oluyor bunlar?’ diye kendimizi yemeyeceğiz. Usul usul, korkuta korkuta egemenlik kuruyor Terör Örgütü. Korkarım sahip değiştiriyor ülkemiz. Dün sabahtan itibaren Meclisten ayrılıp, yorulan parmaklarını dinlendirmek üzere tatile çıktılar. Suriye ile Mısır var gündemde yaklaşan nice ayrılıkçı durumlar yok. Bu sınırları parçalatmayız. Hayali haritalara müsaade etmeyiz. Gelenek görenek, ortak dil ve din kardeşliği ile birbiri ile yanaşmış bu toplumu da böldürmeyiz’ diyen bir tek AKP sözcüsü var mı? Aslında ülkemiz zorda. Velhasıl dostum, karardı dünyamız, hayrolsun encamımız…’

Çoğumuzun özellikle siyasette yakından izlediği Şark Kurnazlığı içerisinde, 'Görmedim, duymadım, ben söylemedim ile vallahi bilmiyorum' söylemleri de yok mudur?

AKP İktidarınca içerisi bir türlü doldurulamayan Barış Süreci adı verilen sarmalın içerisinde de 'bekle gör' siyaseti ile sergilenen görmezden gelmek ve duymazdan gelmek içerikli bir Şark Kurnazlığı var ise bu yolun sonu nereye kadar uzayacak bilemem.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..