Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şarkı söylemeli

Şarkı söylemeli
 

Bu gece çikolata filmini izledim bir başıma. Yaşamanın ve varolmanın hazzını düşündürdü bana. Kilitli odalarda, mühürlenmiş sandıklarda sakladığım korkularım sessiz ve huzurlu bir uykuya daldılar usulca.

Çocukluğumda anımsayabildiğim duygularım, kulağımda çınlayan keman sesinin verdiği coşkuya benziyor. İnsanlar doğuyorlar hayatıma ve hayatıma ölüyor insanlar. Kaç insan geçti bilmiyorum ömrümden. Önemli de değil zaten nicelik değerleri. Bana kattıkları nitelikleri önemsemeliyim herhalde. Sessizliğin bendeki önemini tahmin edebiliyorsunuzdur. İlk gençliğimin sonuna doğru konuşmaya başladım ve sesim yankılandıkça daha çok konuşur daha çok gürültü yapar oldum. Pişmanlıklarım da oldu arasına. Ne önemi var, hepsi gelir, hepsi geçer. Delip de geçenleri bu hesaba dahil etmezsek tabi.

Düşünüyorum ve sadece kendime fısıldıyorum, bu karanlık, bu aydınlık, bu korkunç ve bu güvenli hayalleri. Sormuyorum artık hayatın anlamını kimseye, değerini. Soyumun neye benzediğini unuttum. İnsana benziyorlar diye duymuştum bir vakitler. Demek ki şimdi maymun halkasında insanlık. Yüzlerine haykırıyorum bunları. Aşağılayıp bir köpek gibi iteliyorum ötelere. Ben onların irkilmesini beklerken, sobanın kenarına kıvrılıp tatlı tatlı mırıldanarak uyuyan bir kediye benzeyen korkularımı gösteriyorlar, sırıtarak. En üzüldüğümse sonsuz bir uykuya dalan hayaletlerimi unutmuş ve yok etmiş olmam. Onlar bilmiyor bunu. Tam da bir gezgin edasıyla adımlarken dünyanın sırtını, hiç de öyle zannettiğim gibi özgür olamayışımı görmek acıtıyor açık yaralarımı. Anlıyorsunuz değil mi?

Beynimi mahvedercesine yoruyorum, zorluyorum ve bulamıyorum içimdeki acıyı anlatacak kelimeleri. Güneş çekildi dağların arkasına, elini eteğini çekti evrenin bu yakasından. Evine gitti derdim çocukluğumda, onunda bir evi olmalıydı, pembe panjurları görülemese de, pervazlarından çiçekler sarkan pencerelerini sıkıca kapattığı. Karanlık kapladı her yanı, siyahlar giyinerek büyüyor gözlerimde sırtımı dayadığım tepeler. Beni alıp götürecek, savurup yok edecek fırtınaları, yangınları, depremleri, yeni felaketleri bekliyorum sabırsızca. Yanında olmam gereken üç noktamın uzağında, ılık yağmurlar yağıyor yüzüme. Şiirler biriktiriyorum, sonra bunları parmaklarımdan sızan suyla gökyüzüne yazıyorum. Akşam oldu burada, özgürlüğüm sessizleşiyor.

Şimdi susmalıyım. Belki şarkı söylerim sonra.

Tekiner® - 02042004

 
Toplam blog
: 13
: 435
Kayıt tarihi
: 19.09.07
 
 

Ben İstanbul'da yaşayan ve İstanbul'da yaşamayı "İşte yaşamak bu kardeşim" şeklinde özetleyen biriyi..