Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şarkılardan fal tutar mısınız?

Şimdi size bir itirafta bulunayım: İki gecedir yazı yazmak için klavye başına oturuyorum, o arada da biraz relaks olmak için müzik dinliyorum ki; ne oluyorsa o arada oluyor zaten!

O şarkıda bir anı, bu türküde bir buruk acı; bir sonraki şarkı bana gelsin, bir sonrakini o bana söylesin; ortak neyimiz kalmışsa bu şarkı bizi anlatsın...

Ahh! Salak kafam! (Rast gelen şarkı hoşuma gitmemiştir!)

Kendine şarkı tut!

Hatta şarkı tutmadan dinle!

******

Klasik Türk filmleri ile büyüyen bir nesildenim; "Film güzel miydi" diye sorduğumda anneanneme "Pek güzeldi, ağla ağla bir hal olduk!"

******

Şarkılardan fal tutmayı da rahmetli teyzemden öğrenmiştim zaten!

Çini mavisi gözleri, bembeyaz teni ve siyah saçları ile nasıl güzeldi; birie gönlünü kaptırmıştı, başka birine de gönlü kaymamıştı zaten...

Varlıklı, iyi bir aile kızı olan güzelim teyzem muayene açmak için babasından para talep eden bir doktorun aşkı ile yandı, tutuştu!

Şarkılardan hep fal tuttu!

******

Belki sevmişti teyzemi o doktor bey, lakin muayene açmak için parayı veren bir başka kızın kocası olmuştu!

Bize göre "para avcısıydı", teyzeme göre gönül çalandı!

******

Şarkılardan fal tutmayı teyzemden öğrendim: Çini mavisi gözleri hep sevgi ile bakan; hep pozitif olan!

Kendi yüreği ne kadar acımıştır, tam olarak bilemem; O hep sevecen, hep yapıcıydı!

Yüreğinde yanan korların hesabını bir başkalarına taşımadı, hiç!

Kendini sevgiye adadı; öyle sevgi doluydu ki, zaten, fazladan emek harcamasına hiç de gerek kalmamıştı!

******

Şarkılardan fal tutarken, ne yalan, dağılıp gittim!

Anılar, duygular...

Serzenişler...

Çok ilginç: Bir şarkı tutuyorsun, diyorsun ki "O bana söylesin!"

Çok içli bir şarkı çıkıyor, mesela, "Yok artık!" diyorsun!

İlgisiz bir şey çıkıyor: Yuh! diyorsun!...

******

Üç-beş şarkı derken, kendinle cebelleşiyorsun!

"Salaksın sen kızım! Şarkılardan fal tutuyorsun ya; yuh olsun sana!"

******

Hali hazırda şarkılardan fal tutanlar varsa, bu durumdan fazla şikayetçi olmasınlar: Zira düşündüm, düşündüm ve düşündüm!...

İnsanların bazılarının müzik kulağı vardır, bazılarının yoktur!

Müzik kulağı olanlar melodiye odaklanırlar, olmayanlar sözlere!

Nereden biliyorum, kendimden!

Müzik kulağı diye bir şey yok bende, Allah behşetmemiş işte! Ama, kelimeler, sözler konusunda bir şeyler bahşederek dengeyi sağlamış; Boşuna fal tutmuyormuşum şarkılardan! Melodiden anlamadığım için sözlere takılıyorum; bu kadar basit!

******

Melodiden anlasam, gitarın vuruşlarına, baterinin çıkışlarına falan takılacağım; yok şekerim, kendimi bunca yıl boşuna üzmüşüm: Bir şarkı çalmaya başlardı, ilk nağmelerde çoğu kişi hangi parça olduğunu anlardı; ben ise şarkı sözleri başlamadan anlayamazdım!

Ne kadar salak hissederdim kendimi...

Oysa, beynin farklı lobları durumu söz konusu; lakin o zamanlarda bizler bi haber!

******

Şarkılardan fal tutanlar varsa, eğer, hiç utanmadan tutsunlar; sözler bazı kişiler için pek bir özeldirler!

******

Şarkılardan fal sonuçları için bir itirafım olacak: Şekerim, yüreğimiz gerçeği zaten biliyor!

Çok güzel bir şarkı sözü üç dakikalık içini hoş tutuyor: İçimiz neyin ne olduğunu biliyor, bakmayın, hoş bir avuntu olduğunun her birimiz farkındayız!

Yoksa; çok anlamsız çıkan bir şarkıya ağlayıp, bir sonraki şarkı için tekrar "Son kez, O bana söylesin..." deyip, yine içimizi kanırtıyoruz!

Güzel de çıksa şarkı, işimize gelmese de... Hiç birini kabul etmiyor yüreğimiz; maksat duyguları deşmek!

******

Şarkılardan fal tutanlar varsa eğer, hala, sözlerini, duygularını bir kağıda, bir sayfaya döksünler; kimisi için melodi esastır, kimisi için söz...

Hiç biri ile ilgilenmeyen ise muhtemelen mühendistir diyeceğim ama, tam da emin değilim!

Doktorların genellikle sanata eğilimi olduklarını biliyorum, böylelikle kendilerini sağaltıklarını da...

Mühendisler için dediğim yalnızca bir savdır; şarkılardan fal tutan mühendisler de belki vardır; kim bilir?

******

Söz... Melodiden öne çıkıyorsa, müzik kulağın yoktur, ya da çok aşıksındır!

İşbu vesile ile pek gereksiz bir konuya parmak basmış bulunmaktayım; lakin pek gereksiz gibi görünen konuların da yaşamın bir gerçeği olduğunun da atırdında olmak lazım...

Yani...

İnsanız, sonuçta...

Hangi güç "İnsan" olma duygu ve dürtülerinden soyutlayabilir ki insanı?

En fazlası gizli-kapaklı kapılar ardında saklı sakil gerçekleri örtmeye çalışan tesettürlü örtülerdir; ki; "İnsan" olmaya en hevesli olanlar da onlardır!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..