Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '07

 
Kategori
Müzik
 

Şarkıların anlattıkları

Şarkıların anlattıkları
 

Hafta içinde yine günün ilk ışıkları ile yollara düştüğümüz bir günde arabamızın radyosu da açılmıştı.

Yarı uyuklar halde, yeni yeni uyanıp hayata karışma çabasında olan yerleşim yerlerini seyrederek yolumuza devam ediyorduk. Birden, beklenmedik bir şekilde gülme tuttu beni. Yanımdaki arkadaş neler oluyor diye sorgulayan gözlerle bana döndü, ancak ben hala gülüyordum. Bir şarkı çalıyordu radyoda " senin aşkın bana şampuan, ne yüzü ne de gözümü yakmayan ". Gülme krizim hafiflediğinde parçanın sözleri üzerine çeşitlemelere başlamıştık bile "Göz yakmayan şampuan dalin mi acaba? Hem saçını ve vücudunu aynı şampuanla mı yıkıyor, duş jeli kullanmıyor mu bak şimdi" diye bir söyleyip iki gülerek, biraz da yolculuğun yorgunluğunu hafifletmeye çalışıyorduk. Yoksa bu parçayı söyleyen Yaşar'ın çok da duygu yüklü parçaları olduğunu da biliyordum.

Yorucu ama bir o kadar da iş açısından doyurucu günün ardından, bu sefer akşam karanlığı çökmüş yollarda ilerliyorduk.

Yavaş yavaş herkes evlerine çekilmiş, bir bir evlerin ışıkları ışıldamaya başlamıştı. Eskiden beridir akşamın bu görüntüsünde evimden uzakta isem, içime bir burukluk çökerdi. Hep de Erol Evgin'in "Evlerin ışıkları bir bir yanarken, bendeki karanlığı gel de bana sor, bir de bana sor" parçası her nasılsa beynimin bir yerinden fırlar dudaklarıma yerleşirdi. Gene öyle bir anda dikkatimi evdeki ışıklardan dağıtmak için bakışlarımı gökyüzüne çevirdiğimde "aaa ne çok yıldız var" diye haykırmıştım. Yorgunluğun ve yolun uzunluğunun etkisi ile kendinden geçmiş olan arkadaşlar birden irkilmişlerdi. Kendilerine geldikleri zaman, yıldızlardan bir sohbet tutturmuştuk. Hakikaten de, kentin ışıklarından her zaman göremediğimiz yıldızlar, tüm ihtişamları ile bize gülümsüyor, zaman zaman da göz kırpıyorlardı. Ve o an yorgunun ve hala yollarda sevdiklerimden uzakta olmanın yarattığı duyguyu en iyi " gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, yeryüzünde sizin kadar yalnızım " parçası anlatabilirdi sanırım. Küçükken ne çok şey biliyormuşuz meğer. Şimdi gruplaşmış halde duran yıldızların hangisinin büyük ayı, hangisinin küçük ayı olduğunu bir türlü çözemiyorduk. Oysa yıllar önce bunları söyleyebiliyorduk.

Ay gökyüzünde yine hilaldi. Sevdiklerimden uzaktaki gecelerde, onlara olan özlemimi hep aya bakarak hafifletirim. Bilirim ki, onlarda beni özlediklerinde aynı aya bakacaklardır. Ne de olsa yeryüzünde bir tek ay vardır, bir şekilde gözlerimiz, özlemlerimiz onda buluşacaktır. Ben aya yıldızlara dalmışken, radyo yine kendi halinde mırıldanıyordu. " Ellerim böyle boş, boş mu kalacaktı. Gözlerimde yaş, yaş mı olacaktı. Üzülme sen meleğim, gün olur kavuşuruz. Ecel ayırsa bile, mahşerde buluşuruz " diyordu.

O zaman bu güzel parça içime öyle bir işledi ki,birden sabah dinlediğimiz parçanın nasıl da sabun köpüğü gibi akıp geçtiğini düşündüm.Gülmemizi sağlamanın dışında, içimizde aşka, sevdaya dair en ufak bir duygu kıpırdanması yaratmamıştı.

Arkadaşlarla bu düşüncemi paylaşıyordum.Kafiyeyse kafiye, içerikse içerik, duyguysa duygu. Ne kadar da uzaktılar birbirlerinden. Parçalardaki bu fark, aslında yaşamı algılamamızdaki farkı da yansıtıyordu. Bizim haberimiz bile olmadan, tutam tutam değişiyordu hayata bakışlar, bu da duyguların yaşanma şekline etki ediyordu. Bir yerde aşkın gözü yakmayan şampuan olduğundan bahsediliyor, bir yerde de mahşerde kavuşmayı bekleyecek kadar sevdalanmaktan bahsediliyordu. İşte bu şarkılar bunları düşündürdü bana.

( Bu yazı, aynı gün tesadüfen dinlenen iki parçadan yola çıkılarak yazılmıştır.Yoksa günümüzde de, sevdayı çok güzel anlatan parçaların ve bunu yaşayan insanların olduğunu gözardı etmiyorum.) Şu anda " ayrılık ayrılık aman ayrılık, her bir dertten ala yaman ayrılık " parçası da tesadüfen fon müziğimi oluşturuyor, ne güzel bir parçadır o da. Burada ismi geçsin istedim :)

 
Toplam blog
: 75
: 1357
Kayıt tarihi
: 27.12.06
 
 

Her daim doğa ile yaşayan biriyim.. Çünkü işim doğa ile iç içe olduğu gibi evimizde de doğa ile bera..