Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '09

 
Kategori
Eğlence - Hobi
 

Şarkıların çığlığı

Yağmurlu bir günde, trafikte yol alıyordum. Alışılmış olduğu üzere, gökyüzünden inen tek bir yağmur damlası bile yine tüm şehri felç etmişti. Bu durağan süreci değerlendirmenin en güzel yolunun müzik dinlemek olduğunu düşünüp, radyoyu açmıştım.
Genelde sevdiğim sanatçıların albümlerini dinlediğimden uzun zamandır uzak kalmıştım radyolardan. Kanalları tek tek geçerken, Türk Pop müziğinde şarkıların ne kadar birbirine benzediğini fark etmiştim ve pop müzik denilen kavramı kendimce değerlendirmeye başlamıştım; Neden “pop” adı altındaki bu karmaşık müzik zinciri bu haliyle duygularımıza yön veriyor diye düşünüyordum. Neden her şarkı, aynı altyapı, aynı melodi hatta neredeyse aynı sözler üzerine oluşturulmuş gibiydi? Neden her bir şiir!! dizesi ayrı bir yaratıcılık ortaya koyuyormuşçasına, aynı ifadelerle kendini gösteriyordu? Acaba yüksek kültür değerleri barındıran ülkemiz sanatının müziğe yansıması böyle mi olmalıydı?Ticari platformlarda, anlaşılması güç bir takım kıstaslarca çevrelenmiş müziğimizin, gözlerimizin önünde yitip gitmesine tanık olmak oldukça acı verici değil miydi? Sanki hayattaki tüm kısır döngüler, tüm o magazin çığlıkları müzik içinde resmediliyor gibi. Armonisi, melodisi, ritimlerinden tutun da beste ve sözlerin kurgusuna kadar her detay insanın adeta ruhunu tırmalıyor. Teknolojik destekle, aynı ritim üzerinden oluşturulan besteler birbirini takip etmekten bir adım öteye geçemiyor. Bestelerin benzerliğinin yanı sıra, sözlerdeki kayıp anlamlar ve yüzeysel temalar saçma sapan kelimelerin peşi sıra dizelere dökülüyor. Oysa en hüzünlü, en karmaşık, en sevinçli anlarımızda sığındığımız, ruhumuzun en gerçek ışığı şarkılar değil midir? Çoğumuz, hayatlarımıza dair tüm dönüm noktalarımızı şarkılarla daha da derinleştirmişizdir. Düğün şarkılarımız, ilk aşkımızı, okul yıllarımızı, çocukluğumuzu anımsatan nostaljik şarkılar hep hayatımızın perde perde inen hatıralarıyla örtülüdür. En güzel anlarımızı yeniden yaşar gibi ruhumuzda coşturan yine şarkılardır. Darıldığımızda, âşık olduğumuzda, ayrıldığımızda şarkılardan medet umarız. Hasreti, özlemi, sevinci, tutkuyu hep şarkılarla yaşarız, şarkılarla dile getiririz. Ruhumuza has en derin sevgi kaynağı olan şarkılar ile hayallere açılır, rengârenk rüyalar içinde buluruz kendimizi. En çaresiz anlarımızda, geleceğe dair şarkılardan fal tutar, ümitsizliğimizi silkeleriz omuzlarımızdan. Kimselerle paylaşmadığımız ıssız yanlarımızın tınısına kulak veririz şarkılarla. Hem, o büyülü ve destansı ezgilerle bağdaşan ne şahane hikâyeler dinlemişizdir annelerimizden.
Tanrının bizlere hediyesi, kalplerden dudaklara akseden melodinin bu denli metalaştırılması, eminim benim gibi hepimizin yüreklerinde bir burukluk yaşatıyordur. Ruhumuzu titreten o masalsı şarkıları anımsarken, günümüzün o tıkanmış melodi ve güftelerinin çığlığını duymamak ne kadar da zor geliyor. Sizleri bilmem ama ben, değişmesi gereken hayata bakışımız mı, yoksa bunu yansıtan şarkılarımız mı diye düşünmeden edemiyorum. Umay Karaman

 
Toplam blog
: 3
: 404
Kayıt tarihi
: 24.03.09
 
 

2000 ve 2008 yılları arasında Uluslararası projeler ve fikri haklar alanlarında uzmanlık yaptım. Bil..