Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '09

 
Kategori
Haber
 

Şaşkın Ördek

Şaşkın Ördek
 

Sevdalısı çok!


Dikkat ediyor musunuz? Tüyü ters dönünce suçu “emperyalistlerde” bulan; kaynanasını protesto etmek için balkonuna bayrak asan; “Ordu Göreve” pankartlarıyla meydanları dolduran; tarihine şaşı, kendi gibi düşünmeyene ise düşmanca bakan bir kesim var.

Nereden ve nasıl peydahlandıkları konusunda henüz bilimsel bir araştırma yapılmamıştır ama 12 Eylül ürünü oldukları da pek yadsınmaz doğrusu.

En büyük özellikleri de “ödlek” oluşları.

Bilenler bilir; 6-7 Eylül vahşetinden sonra memlekette pek Rum kalmamıştı ama başta Beyoğlu olmak üzere İstanbul’un tüm meyhaneleri Gazi’nin resim ve büstleriyle donatılmıştı… Yavuz ve Midilli resimlerinin üstünde ise Türk bayrakları olurdu. Meyhanecilerin bu “katıksız” Atatürk ve bayrak sevgileri takdire şayandı tabii.

Okuyup duruyoruz işte bloglarda…”Ulusalcı liboşları”, “Darbeci solcuları” ve slogancı “Balkon” yiğitlerini. Ortak yönleri oldukça fazla. “Vatan, millet, Sakarya” ama “Emeklilik” de garanti tabii, hem de 40- 45 yaşlarında… Dün saraya dayanmış popolar, bugün de devlete dayanmış. Tuzlar kuru, keyifler gıcır ama “Emperyalist” Avrupa Birliği de bu tekere çomak sokuyor işte.

Haa, bir de “Tarih” dedik, değil mi? Dikkat ederseniz, Cumhuriyetçi geçinen ulusalcıların ortak “düttürüsü” Osmanlı makamından çalar. “İyi padişahlar vardı, bir de kötü padişahlar” söylemi de bu kesime aittir, “Almanya yenildiği için biz de yenilmiş sayıldık” zevzekliği de. Güce taptıklarından; “Fatih’ten, Yavuz’dan ve Kanuni’den” aşağısı onları kurtarmaz. Önüne geleni “emperyalist” diye suçlarlar ama anlı şanlı efendilerinin de “emperyalist”(Ve hatta emperyalistin ağa babası) olduğunu unuturlar. Aralarında Celali torunu olduğu halde Celalileri beğenmeyenler de vardır! Hani sanki "Bolu Beyi'nin" sülbundan düşmüş kendisi! Ona göre "Köroğlu", "Dadaloğlu" eşkıya! Çıktığı yumurtanın kabuğunu beğenmiyor. "Kürtçe aslında Türkçedir", "Kürtler dağ Türkleridir"diye zırvalayan bir kafadan ne beklenir ki zaten?


Bu "yarı burjuvalar" eskiden saraya taparlardı, bugün de “sivil/asker” bürokratlara tapıyorlar. “Devlet fetişizmi patolojisinden muzdarip” olduklarının farkına varmaları oldukça zordur. Dağdaki çobanları, göbeğini kaşıyan bidon kafalıları (geçmişlerini hatırlattıkları için) pek sevmezler. Kendi dedelerinin ve hatta babalarının da çarık giydiğini pek çabuk unuturlar.

Okuyup duruyoruz işte… Ulusalcı liboş taifesini…

“Ağzının suları akarak geliyormuş” emperyalizm… Yangın varmış dostlar, yangın!

Gelsin efendim, gelsin! Bunca senedir kanımızı içen ve bizi sömürenler, emperyalistlerin “yerli” işbirlikçileri değil miydi? Varsın biraz da onlar sömürsünler, ne olur ki?

Hem sonra siz, yani ulusalcı liboşlar, pek sevmezsiniz “yerli” olanı. Köpeğiniz bile yabancı markadır sizin. “Sümerbank, Beykoz” diye atıp tutarsınız ama muzun da “çikita” olanını tercih edersiniz. Şu başına çöreklenip “savaş çığırtkanlığı” yaptığınız bilgisayarlar bile emperyalistlerin üretimi. Sayayım mı daha, altınızdaki arabanızı, elinizden tespih gibi düşürmediğiniz cep telefonlarınızı…(Bu konuda tısssss, değil mi?)

İMF ve Dünya Bankası olmasa, kim ödeyecek devletten aldığınız aylıklarınızı? "Tam bağımsızlıkmış, pöh! Sivil/asker bürokrat saltanatına tapan kapıkulları ne zamandan beri "bağımsızlıktan" bahseder oldular?

Bırakın bu içi boş hamaset söylemlerini de kendinize gelin!

Dünya âlemi kendinize güldürtmeyin!

Ördeğin şaşkını kıçından dalarmış suya!

Ördekliğin sırası değil, ulusalcılar…

Aklınızı başınıza devşirin!

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..