Sat... sat... sattım...

Sat sat sat ne varsa hepsini sat

Ne kalmışsa atalardan hepsini sat

Tutma terazinin ucundan teraziyi de sat

Tutarsan ucundan cenneti de unut !

* * * *

Özelleştirmenin amacı, atıl durumda ve devlete yük olan işletmelerin özelleştirerek, bu yükten kurtarmaktı.Bu işletmeleri verimli hale getirerek, İşsizliğin de önlemesi düşünülüyordu.

Bir çok önemli kuruluşlar yok pahasına satıldı. Satın alanlar üretim yapmadığı gibi çalışanları işten çıkardılar. Zaman içinde bu işletmeler, tekrar devlete yük oldular.

Altın yumurtlayan tavuklarda, iki üç yıllık kâr bedeline karşılık satılarak elden çıkarıldı. Bu özelleştirmelere özellikle yabancılar da ilgi gösterdiler. Çok önemli kuruluşları yok pahasına satın aldılar. Özelleştirmeler işsizliği artırdı. Özelleştirmeler sonucu elde edilen paralar yatırıma dönüştürülemedi. Ayrıca bu kurumları satın alanlar da yatırıma yönelip, işsizliği önleyeci bir girişim yapmadılar.

Çok önemli marketler zinciri, yabancı şirketlerin eline geçti. Gima Fransızların , Kipa İngilizlerin, Migros Grubu ise Yunanlıların da içinde bulunan bir gruba satıldı.

Bankalarımızın önemli bir bölümü de yabancıların eline geçti. Yabancıların bankaların %32 sini kontrol eder durumda. Bu oran hiç bir Batı Avrupa ülkesinde yok. Almanya'da % 5, Fransa'da % 8.
Borsanın kontrolü de tam anlamıyla yabancılara geçmiş gözüküyor.

Yabancılara mal mülk satışı ise hızla devam ediyor. 2006 yılına kadar, 57.472 taşınmaz yabancılara satılmış. Bu 62.486 kişi tarafından satın alınmış. Bu, 178.891.778 Metrekarelik bir alan demek. Ülkemizden en çok mülk alan İngilizler, Almanlar, Yunanlılar ve Suriyeliler.

Avrupa birliğine girmeden uyum süreci yutturmacısıyla vakıflarla ilgili yasa da meclisten geçmiş durumda.

Herşeyi yabancılara satma eğiliminde olan bir anlayışın içine girmiş gözüküyoruz. Ne olursa satalım, ne olursa özelleştirelim, elimizi, eteğimizi üretimden, ticaretten çekelim anlayışına doğru bir gidişimiz var.

Ekonomik rakamlar ise yanıltıcıdır. Dış satımımızla, dış alımımız arasındaki açık gitgide büyüyor. Dış satımımızın çoğunluğu da yabancı şirketlerin kendi iç üretimleri için yaptıkları bağlantılar.

Kısacası, üretmeyen fakat tüketen bir ülke haline geldik. Marketler zincirinin de yabancıların eline geçmesiyle bu marketlerde satılan, Türk Mallarının da oranları düşecek. Zaten marketler yabancı ürünlerle dolu. Bu yabancı şirketler kârlarını hızla kendi ülkelerine transfer etme eğilimi içindeler. Neresinden bakarsanız bakın büyük bir tehlike geliyorum diyor.
Türbanla kasıtlı gündem yaratılarak, ekonomi ile ilgili sıkıntılar, sorunlar unutturulmak isteniyor.
Özelleştirme dahil , yabancılara mülk satımında dozu aşmak , bazı şeyleri elimize yüzümüze bulaştırarak, ülkemizi zarara sokmak üzereyiz. Duyarlı olmamımızın, bazı tehlikelerin farkına varmamımızın zamanıdır.