Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Satılan her klima doğayı biraz daha ısıtır

Satılan her klima doğayı biraz daha ısıtır
 

Toplumun (dünyanın, evrenin vs.) yararını gözeterek kişisel çıkarlarınızdan veya konforunuzdan ne kadar özveride bulunabilirsiniz?

Bu ikileme sonra tekrar dönmek üzere bazı bilimsel gerçeklerin altını çizmek istiyorum. Çünkü bu gerçekler sahip olduğumuz bazı yanlış varsayımları ve peşin yargıları değiştirebilir. Merak etmeyin, formül yok. Duyacağınız tek tuhaf kelime de belki entropi olabilir.

İki cisim arasında ısı akışı daima sıcaktan soğuğa doğru olur ve bir denge oluşana kadar devam eder. Bunun tersi mümkün değildir. (soğuk cisimden sıcak cisime ısı akmaz)

Bunun sonucu olarak şu söylenebilir: bir ortamı soğutmak için o ortamdan bir miktar ısı enerjisi alıp başka bir yere aktarmak gerekir. Öyleyse, oturma odamızı, büromuzu ve otomobilimizin içini soğutmak için başka bir yeri ısıtıyoruz demektir. Bu başka yer de “bizi ilgilendirmeyen” dışarıdaki çevredir. Bunu, su basmış bir mekandaki suyu tahliye etmeye benzetebilirsiniz.

Bunun yanında, yaşadığımız ortam, çevresindeki ortamdan soğuk olduğu sürece, çevresindeki daha sıcak ortamdan daha soğuk ortama doğru bir ısı akışı olacaktır. Denge tekrar sağlandığında “dışarı saldığımıza denk miktarda” ısı enerjisi içeri gerisingeri akmış demektir. Sonuçta hiçbir şey değişmemiş gibi görünse de durum böyle değildir. Aslında bir klima cihazı odamızdan aldığı ısıdan daha fazlasını çevreye verir. Bu fazlalığın nedeni klima cihazı veriminin %100 olamamasıdır. Bir ortamı soğuttuktan sonra kendi haline bırakırsanız bir süre sonra mutlaka çevre ısısına tekrar erişir ama soğutma işlemi için harcanan enerji “bir daha kazanılamayacak şekilde” doğaya salınmıştır.

Termodinamiğin 2. kanunu gereği kainattaki (ısıtma olsun soğutma olsun) tüm ısıl işlemlerde sistemin entropisi (düzensizliği, geri kazanılamaz enerjisi) artar.

Bir buzdolabını, kapısını açıp, kapalı bir odada çalıştırırsanız, oda soğumaz aksine ısınır. Klima cihazı ve buzdolabı tamamen aynı prensiple çalışır ve kapalı oda örneği klima cihazı için de aynen geçerlidir.

Daha bitmedi, klima ve buzdolaplarında kullanılan gaz her ne kadar kapalı bir borular ve valfler sisteminde hapis olarak sürekli bir döngü halinde dolaşırsa da hiçbir sistem sızdırmazlığını onlarca yıl koruyamaz. Bu nedenle klima ve buzdolaplarının “gazının kaçması” sonucu her birkaç yılda bir tekrar doldurulması gerekir.

Bu gaz, ozon gazının bir numaralı düşmanı, spreylerde de yıllarca kullanılmış olan Freon gazıdır.

Kısacası konfor amaçlı olarak ailenizin yaşadığı ortamı 30 dereceden 20 dereceye indirmek için harcadığınız enerji nedeniyle doğa biraz daha ısınır.

Hiç kimse doğayı tek başına tahrip edemez veya kurtaramaz ama onun kirlenmesine veya korunmasına katkıda bulunabilir. Bireyler çevre bilincine uygun bir yaşam tarzı seçerek mümkün olduğu kadar az enerji tüketecek tarzda yaşayıp çevrelerinde alınacak kararları da bu yönde etkilemeye çalışabilir.

Klima örneği sadece çarpıcı bir örnektir. Konunun özü “az enerji kullanmak” şeklinde özetlenebilir.

Yani kışın az soba yakıp iyi giyinmek, büyük ve güçlü motorlu devasa otomobil ve jipler yerine küçük otomobil hatta toplu ulaşımı, daha ilerisi bisikleti tercih etmek, küvet yerine duşla banyo yapmak vs vs.

Veya tam tersi, bunun farkında olmamak, umursamamak ya da önemsememek ve konforunu ön planda tutan bir yaşam tarzı seçmektir. Bunlardan biri diğerine kıyasla daha saygıdeğerdir tabi ki.

Benim kişisel antipati favorim (ne laf ama!) ise konforundan zerre kadar fedakarlık etmeyip bir taraftan da “çevre nutukları atan” kişilerdir.

Bu tür kişilere çok sık rastlanır çünkü bu söylemler kulağa hoş gelir.

Çevrenizde böyle çevreciler yok mu?

 
Toplam blog
: 130
: 2132
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

İnsanın kendini anlatması zor, gereksiz de! Yaptığı işlere bakmak yeter, ne gerek var fazla i..