Satır aralarında farklı mesajlar verenleri kınıyorum!

Ahmet Secer ile tanışmam Saba Tümer’in trafik kazası geçirdiği haberini içeren bloğunu okumamla başladı. Satır aralarında inceden inceden “mahallenin hocası” olma eğilimi sezdim, domuz katliamıönerisinden sonra da okumamaya karar verdim. Ancak bazı hususlara değinmeden geçemeyeceğim.

“Hz.Mehdi, adil bir hakem olarak çıkacak. Domuzu öldürecek ve eşyayı, malı dağıtacak. Fakat bolluktan dolayı kabul eden olmayacaktır.”

Secer ayrıca, yazılarında ahir zamanda olduğumuzu da bildiriyor ! İnandığım o ki Yaradanın yarattığı her varlık, doğada bir denge unsurudur. Endüstriyel tarımın sonucunda ortaya çıkan bu virüs, domuzların tamamını yok etseniz de artık insandan insana bulaşıyor. Kaldı ki bu gün domuz yarın inek, öbür gün sıkışık ortamda, tamamen hazır yemlerle, birbirinin dışkısını yiyen başka bir hayvan türünde de görülebilir. Yeryüzündeki bütün hayvanları katletmemiz mi gerekiyor ? Tüm Dünyada Endüstriyel çiftliklerin çok sıkı denetlenmesi gerekiyor. Çözüm kesmek, doğramak, kökünü kurutmak değil ! Bunun din ile bağdaştırılması yanlış ! Her konuda olduğu gibi…

Secer başka bir bloğunda ; “Bu kaza olayını okuyanlar olayın çok daha farklı yönlerini, hikmetlerini düşünmeliler. Güle oynaya canlı yayına giden, canlı yayını düşünen, ölümü aklına bile getirmeyen Saba Tümer’e Allah ölümün yakınlığını yaşatıyor, hatırlatıyor.”

Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inananlardanım. Otobanda giderken uçak yola iner beni de altına alırsa bu kaderdir. Burada benim yapabileceğim bir şey yoktur. Ölüm bir gerçektir, mutlaka olacaktır, yeri ve zamanı belli değildir. Yarın ölecekmiş gibi yaşanmaz ! Her insan bu gerçeği bildiğine göre, demek ki kötü bir olay olması gerekmiyor hatırlamak için. İş ibadettir. Allah kahkaha atıp, güle oynaya canlı yayına giderken kaza geçiren bu kadının canını insanlara pozitif enerji verdiği, gece yarılarına kadar emek vererek çalıştığı, faydalı şeyler yaptığı için bağışlamış olamaz mı? Aklından, ölümü, ahiret gününü hiç çıkarmayanlar, tam secdede iken çöken camilerin altında can vermiyorlar mı? Kaldı ki Saba Tümer ateistte olabilir. Bu olaya böyle bir yaklaşımda bulunmak bana göre yanlış ve gereksiz. İnsanları Allahla korkutmayın ! Korku baskıyı, baskı nefreti doğurur. Oysa ki Allah'ı sevmek , sevdirmek gerekiyor. Türk İslâm Birliğinin propagandasının yapılacağı bir platform olmamalı MB.

Burada Vakit ve Taraf Gazetesinin asılsız haberlerine, iftiralarına tepki veren yüzlerce, binlerce yazan ve okuyan var. Medya kendi içerisinde gruplaştığı için, kendi çizgisine yakın insanları bünyesine katıyor, köşe veriyor, ekrana çıkartıyor. Bizler de düşüncelerimize en yakın olanı birinci sırada okur ve izlerken, diğerlerini de aynı ciddiyetle takip ediyoruz.

Hürriyet ve Milliyet Gazetelerinde bu güne kadar “Milliyetçilik” , “Devletçilik”, “Lâiklik”, “Cumhuriyetçilik” ile ilgili aykırı yazı yazan ya da karalayan hiçbir gazeteci-yazar olmamıştır. Tartışılabilir o kadar. Ancak aynı grubun MBda yukarıda belirttiğim hususlara, gündemdeki en hassas konulara saldıran, demokrasi adı altında ileri geri konuşan, en çirkin yorumları sayfasında yayınlayan insanlara nasıl izin verdiğini anlayamıyorum.

Örnek ; “Türklerdeki daha çok “eziklik milliyetçiliğidir.” “kimse tarafından taktir edilmemeye tepki” milliyetçiliğidir…

Bu bir yorum değerli okuyanlar, ve yayınlanıyor… Bizlerin yazdığı bir çok masum yazı “yayın ilkelerine uymadığı” için ret edilirken , bir yabancının benim milliyetçiliğim hakkında yaptığı küçültücü sözler sayfada yerini alabiliyor.

Her görüşten insanla , demokratik haklarımız çerçevesinde , aynı potada, birbirimize olgunlukla yaklaşarak, bazen tartışarak ama özde vazgeçemeyeceğimiz değerlerimize , yaşadığımız Dünya’ya sahip çıkmak ortak noktamız.

Buradan, satır aralarında ya da alenen bir takım mesajlar verilmeye çalışılmasını şiddetle kınıyorum ! Bölücülük, siyasallaşmış din tacirliği yapanları ve bilinçsizce onlara destek verenleri de…

Nur Zeynep Çelik.

16.10.2009