Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '09

 
Kategori
Dünya
 

Satırarası

Satırarası
 

gothamist.com


Malumunuz Amerika'nın yeni başkanı görevine resmen başladı.

Toplanan kalabalık beni inanılmaz etkiledi.

Türkçe söyleyişle Barak Hüseyin Obama bir umudun başkanı olarak büyük bir misyon yüklenerek geldi bu güne.

Hepimiz hafızamızı biraz yoklarsak geçmiş yıllarda Amerika'ya göç eden Kunta Kinte dizisini anımsarız. O dizi ile zencilerin ne acılar çektiğine şahit olmuştuk.

Elbette öyle bir filmi çekmek/çekilmesine izin vermek ve yayına sokulmasına rıza göstermek geçmişi ile yüzleşmekten çekinmeyenlere mahsus bir davranıştır bunu da takdir etmek gerek.

İşte yıllarca çile çeken, adam yerine konmayan insanlar için "Obama" çok şey ifade ediyor.

İnşallah başkan Obama da bunun bilincinde olarak yönetir ülkesini.

Başkanın tarihi konuşmasını dinledik, yazılanları okuduk. Ben bu yazımı özellikle bu konuşmaya ayırmak ve satır aralarını irdelemek istedim.

Elbette o satır araları siyaset bilimciler için çok daha farklı anlamlar içerebilir. Bendeniz sade vatandaş olarak algılamalarımı paylaşmak istiyorum sizlerle…

İlk önemli ayrıntıdan başlayalım…

Kongredeki törende takdim edilirken, ikinci adı “Hussein” yerine “H” kullanıldı ve “Barack H. Obama” olarak tanıtıldı…İşte ilk dikkat çekici ayrıntı burada gizli.

Zira Hıristiyan toplumunda Hüseyin ismi kullanılmaz. Bu isim Müslümanlara özel bir isimdir.

Amerikan bürokrasisi içindeki derin devlet o sebepledir ki Hüseyin ismini kayıtlarına " H." olarak düşürmek istedi.

İşte burada başkanın tavrı bence çok önemli ve anlamlıydı.

Zira yeminine başlarken tarihi İncil'e elini koymakla beraber " BEN BARACK HUSSEİN OBAMA" diyerek başladı sözlerine.

Bazılarının yaptığı uyanıklığı anlayıp onlara uymayı seçmedi ve Hüseyin ismini milyarlara duyurdu.

Bush için yaptığı teşekkür sıradan bir teşekkürdü. Zira bilirim ki yabancılar bu konuya ehemmiyet verir ve yaptığınız alüyyül ala bir şey olmasa bile teşekkür etmeyi önemserler.

Bu teşekkür de o kapsamdaydı bence.

Konuşmanın ekonomi ile ilgili bölümüne gelelim.

Obama içinde bulundukları ekonomik krize özel bir önem atfederek konu hakkında uzun bir bölüm ayırmıştı.

Burada göze çarpan bölüm bence şu:

Ekonomimiz gerçekten çok zayıflamış durumda. Gerçekten özellikle bazılarının açgözlülüğü ve doymazlığı sonucunda geldiğimiz durumdan çıkabilmek ve ulusumuzu yeni bir çağa hazırlayabilmek için, çok ciddi kararlar alma noktasındayız.

Evet…Önce içinde oldukları durumu çok açık ve net biçimde kabulleniş ve tüm dünyaya saklayıp gizlemeden, kelime oyunlarına girmeden açık ve net bir ilandır bu…

Konuşmada "bazılarının" ne kadar açgözlü ve doymaz olduğu vurgulanıyor bu da çok önemli.

O bazıları sizce kimlerdir?

Bence ilk sırayı silah üreterek köşe dönenler ve borsa üzerinde oyun oynayanlar yani olmayan paralardan para kazananlar almakta.

Konuşmada dikkatimi çeken bir bölüm de bakınız şurası:

İşte biz bugün gerçekten içinden geçtiğimiz bu acıları, tutulmayan sözleri ve artık eskimiş dogmaları bir tarafa bırakmaya karar verdiğimiz için geldik buraya. Bizler genç bir ulus olarak varlığımızı sürdürüyoruz, ama artık çocukça görüşleri bir tarafa bırakmanın zamanı geldi. Artık ruhumuzu yeniden kuvvetlendirmek ve kaderimizi tayin etmek günü gelmiştir.

Bu bölümde benim algıladığım şu:

Yıllarca demokrasi havariliğine soyunup , bu söylem üzerine verilen ama asla tutulmayan sözleri, "kurgulanmış" dogmalarla empoze edilen inanç biçimlerini, teknoloji çağında çocukların bile inanmayacağı görüş, öneri ve iddiaları terk edeceğiz diyor Obama.

Ve ruhu yeniden kuvvetlendirmenin doğru ve güçlü bir inanca sarılarak, çalışmaktan geçeceğini hissettiriyor.

Esasen konuşmanın tamamı okunup her cümle derin derin irdelenip düşünüldüğünde yeni başkanın her ne kadar İncil üzerine yemin etse de Kur'anı Kerim'i iyi okuyup, anladığını bizler, yani Müslümanlar rahatça anlarız.

***

Amerika'nın lanse edilişi hep "Büyük, güçlü Amerika" oldu.

Büyük Amerika rüyasına inanıp o rüyada yaşamayı seçenler kendilerini öyle iyi hissettiler ki giderek az okuyan, az düşünen, çokça yemeyi ve giderek obezleşmeyi seçip , dünya ile , dünya meseleleri ile çok da kafa yormayan büyük kitleler oluşturmaya başladılar.

Bu yüzden ekonomik kriz kapıyı çaldığında ne yapacaklarını şaşırdılar. Zira "dört dönüm bostan, yan gel Osman" mantığı idi egemen olan.

İşte Obama işin öyle olmadığını tarihi konuşmasında bir cümle ile bakın ne güzel özetliyor.

"Büyüklük hiç bir zaman bir hediye değildir, her zaman kazanmak zorunda olduğumuz bir niteliktir."

Obama konuşmasında sık sık geçmişe vurgu yapıyordu.

İsimsiz, kadınlar ve erkekler vurgusu dikkatimi çekti. Zira Amerikan tarihini hatırlarsak kıyıma uğrayan Kızılderilileri , insan yerine konmayan siyah derilileri, sadece köle olmaya layık görülenleri düşünürsek konuşmanın daha da anlam kazandığı kesin.

En önemlisi de isimsiz kadınlar ve erkeler bu içinden geçtiğimiz özgürlüğe ve zenginliğe ulaşma yolculuğunda çalıştılar. Bizler için okyanusları geçerek yeni bir hayat arayışı içinde yanlarında bir iki parça eşyadan kıyafetten başka bir şeyleri yoktu. Ve şimdi onların bize bahşettiği bu topraklarda geleceği yeniden şekillendiriyoruz

***

Konuşmada birilerine gönderme yapılıyor ve deniliyor ki :

Bazıları bizim hedeflerimizi ya da kararlılığımızı sorguluyor, sistemimizin artık çok büyük planları kaldıracak kadar kuvvetli olmadığını iddia ediyor. Ama onların hafızaları kısa vadeli. Bu ülkenin nerelerden geçtiğini unutmuş gibi görünüyorlar. Özgür kadınlar ve erkeklerin karar verdikleri zaman ve ortak hedefler doğrultusunda hayal gücü birleştiğinde cesaretle yola çıkıldığında neler başarılabileceğini unutmuş gibiler.

Bakın bu cümle de çok önemli… Bu cümle ve devamını, insanların sırtından ve ümidleri üzerinden oynayarak zengin olanların hiç hoşuna gitmeyeceği kesin.

"Piyasanın gerektirdiklerini boş verin"

"Bu kriz bize bir ders öğretti. Artık piyasa sadece zengin olanların yanında olursa, sürdürülebilirlikten bahsetmek söz konusu bile olmayacaktır.

Amerikan piyasasında en çok söz sahibi olanları düşünürsek, yine bu kesimin dünya üzerinde oynadığı oyunları, kışkırtmaları düşünürsek Obama'nın bu bakış açısı onları hiç memnun etmeyecek. Cümleyi biraz genişletirsek piyasayı yönlendiren belli kesimlere teslim olunmayacağının ifadelendirildiğini rahatça söyleyebiliriz.

Obama ve ekibinin, yaptığı, yapacağı tüm ekonomik planlarda ana hedeflerinin ülkedeki kazanımları, fırsatları herkese eşit şekilde bölüştürme ve daha müreffeh bir toplum yaratmak olduğu anlaşılıyor.

Zaten yemin töreninin hemen ardından o malum piyasaların bir kısmının güne düşüşle başlayarak Obama'ya tavır koyduklarını da gördük.

Ben açıkçası bu söylemden biraz ürktüm. Zira Kennedy olayı henüz hafızalardan silinmiş değil.

Çıkarlarına çok ters düşen bir başkanı istemeyen lobilerin Amerika'da da olduğunu düşündüğüm derin devleti harekete geçirerek ondan kurtulmak isteyeceklerini düşünüyorum.

Şimdi bekle ve gör politikası izleyecekler ama sonrası beni korkutuyor açıkçası.

***

Obama'nın konuşmasında yine önemli bulduğum bir bölüm daha var. Burada terör örgütlerine olduğu kadar İsrail'e de önemli bir uyarı saklı.

Bakınız ne demiş Obama:

Bizler savunmaktan ve güvenlikten imtina etmeyeceğiz. Terörü ve masumları katlederek dünyada güç elde edebileceğini zanneden odaklara sesleneceğiz. Bizi kıramayacaksınız, bizden kuvvetli olmayacaksınız ve sizleri yenmeyi başaracağız diye seslenmek istiyorum. Şunu biliyoruz çünkü bizim bu mozaik mirasımız, bizim kuvvetimiz, bizim zayıflığımız değil.

***

Obama seçilmesinde en büyü katkıyı renkdaşlarının yaptığının bilincinde bir başkan olduğunu konuşma metninin pek çok bölümüne yaymış olmakla birlikte kesin bir dille vurgu yapmaktan da asla çekinmedi.

O sebeple konuşmanın bu bölümü de oldukça etkiledi beni:

Kadınlar çocuklar erkekler her inançtan her dilden ve ırktan gelen vatandaşlarımız burada bu coğrafyada karşımızda duruyor işte. 60 yıl önce benim gibiler restoranlara giremiyordu ya da restoranlarda kendilerine yemek servisi yapılmıyordu. Ama bugün işte bu çağın bittiğinin alametidir. Bu günü her zaman şöyle hatırlayalım, kim olduğumuzu hatırlayalım ve ne kadar uzun bir yol kat ettiğimizi hatırlayalım.

Evet…gerçekten çok uzun bir yol kat ettikleri kesin. Amerika kurulduğundan bu güne değin geçen süre içinde ne kadar ezildikleri dünyaca bilinen bir gerçek.

Amerika Birleşik Devletlerinin resmi kuruluşunun 4 temmuz 1776 tarihi olduğunu düşünürsek ve siyah derili insanların sadece altmış yıldır kendilerini gerçek vatandaş gibi hissetmeye başladıklarını anlamaya çalışırsak yolun ne kadar uzun , ne kadar zahmetli ve ne bedeller ödenerek alınmış olduğunu eminim çok daha iyi algılar, anlarız.

Zencileri ve insan haklarına yürekten inananları bu başarıya götüren ise Obama'nın şu sözlerinde saklı değil mi?

"Gelecekte sadece erdem ve umut varlığını sürdürecektir. Belirli bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığın zaman umuda ve inanca sarıl"

 
Toplam blog
: 79
: 1982
Kayıt tarihi
: 17.07.06
 
 

Salyangozları bilirsiniz... Onları görmeseniz bile geçtikleri yerde bıraktıkları izlerden anlarsı..