Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '07

 
Kategori
Pazarlama
 

Satış ve pazarlamanın gelişimi 1

Geçmişi insanlık tarihi kadar eski , üretim ve ilişkiler bütünü olan "Satış ve Pazarlama" basitten karmaşığa bir süreç gibi görünse de temeli üretim, gereksinim ve insan ilişkilerine dayanır. Bu süreç bireylerle başlayıp, sonraları topluluklar ve ülkeler arasında bir ilişkiler yumağına bürünmüştür. Tarihte ilk insanların ürettikleri ve avladıklarını birbirleriyle değiştirdikleri (takas) bilinmektedir.

Başlangıçta kar, çıkar ve hırs taşımayan bu ilişki insanlığın değişimi, ilkel düzenden yerleşik düzene geçişi;özel mülk anlayışıyla birlikte tarımın ve ticaretin
gelişmesiyle kurallarını da beraberinde getirdi. Özel mülk ve paranın insan yaşamına egemen olmasıyla üretimde ve ticarette "mal" ve "değer" kavramlarını oluşturdu.

Üretim, mal, para, değer, ticaret, pazarlar Satış ve Pazarlama faaliyetlerini ve sistematiğini oluşturdu. Üretim için çalışanlar (Köle, ırgat, işçi), üretim aletlerini ve malı elinde tutanlar (Toprak sahipleri, derebeyleri; Sanayi devrimiyle fabrikatör, patron) ve bir de ticaret ve satış-pazarlama faaliyetleriyle doğrudan uğraşan Tüccarlar ve Satıcılar satış ve pazarlamanın olmazsa olmazı durumuna geldiler.

Tarihte "İpek ve Baharat Yolu" Avrupa (İngiltere, Fransa, İspanyol'lar) ve Asya'daki (Hindistan ve Çin) ülkelerde yoğun bir ticari hareket gözlenmektedir. Bu faaliyetlerde İpek yolu bir pazarlama yolu özelliğine sahiptir. Dünya'nın öküzün boynuzları üzerinde düz bir tepsi gibi olduğu ilkel kilise inancı keşifler, deniz ve deniz aşırı seferlerle yerini artık Dünya'nın yuvarlak olduğu inancına bırakmış; yeni ülkelerin özelliklede Amerika anakarasının keşfi özellikle İngiliz, Fransız ve İspanyolların Emperyalist amaçlı ve talana dayalı seferleri ve ticaretleri sonucu "Sermaye birikimi" ve ardından Sanayi Devrimiyle Kapitalizm ve kapitalizmin zihniyet yapısı oluşmuş; Makyavelist "Amaca ulaşmak için her yol mubahtır."ilkesi Kapitalizmin ve kapitalist ekonominin ruhunu ve ana ilkesini oluşturmuştur.
Barbarca fetih ve talanlar sonucu Servet ve Altın'a hücumla oluşan "Sermaye birikimi" nin işe ve yatırıma dönüşmesini buyuran Hıristiyan Kalvenist akımın etkisiyle yatırım, üretim ve kazanç döngüsünü acımasız bir ilke haline getirmiştir.

İslam dininde ticaretin ve tüccarın övüldüğü, ticaretin "Peygamber mesleği" olduğu gerçeğine rağmen Avrupa da bu gelişmeler yaşanırken; duraklama ve gerileme dönemine girmiş Osmanlı İmparatorluğu mevcut sermaye birikimini üretime ve yatırıma dönüştürememiş ve yenilikleri, yenilikçi girişimleri reddeden Saray ve Uleması Osmanlının sanayileşmesini engellediği gibi yıkımında nüvelerini oluşturmuştur. Oysa İslamiyetteki "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya -çalış-, yarın ölecekmiş gibi ahirete -ibadet et-" ilkesi göz ardı edilmiştir.

Kapitalizmin bu ilkesi çerçevesinde pazarlama artık; üretilenin her ne pahasına olursa olsun satışı şeklinde aşağıdaki kurallarla yürütülmüştür:

1- Kar üretimin olmazsa olmazıdır.

2- Ürettiğini satmak zorundasın.

3- Pazarlama üretilen malların satışıdır.

4- Müşteri önemli değildir; önemli olan firmanın bekası ve yüksek amaçlarıdır.

Ürün ve arz odaklı, talebi önemsemeyen bu anlayış 1930’larda dünyada yaşanan ekonomik krize kadar devam etti. Oysa üretilen her malın mutlak müşterisinin olmadığı yeni anlaşılmıştır. Bu döneme kadar pazarlama değil, gerçekte pazarlamama gerçekleşmiştir. Pazarlamadaki bu kaos ve açmaz yerini pazarlamadaki gerçek ve zorunlu anlayış değişikliğine bırakmıştır, artık;

- Kar amaçlı olmaktan çıkmış, tüketici ve müşteri istek ve gereksinimleri doğrultusunda, yani insan odaklı olmuştur.

- Gereksinimler ve akıllı istekler doğrultusunda (Arz-talep yerini talep-arza bırakmıştır.) üretim yapılmalıdır.

- Pazarlama sat - kurtul anlayışı ile değil, tohumu toprağa atmadan, üretim alanını kurmadan, yani üretim öncesi başlayan ve üretim sonrası, satış öncesi ve sonrası hizmetler bütünüdür.

- Müşteri velinimettir, her şey odur. Üretimin amacı müşterinin, tüketicinin kendisidir. Patron müşteridir, tüketicidir, yani insandır.

- Bu noktada Pazarlamacı sadece yönetici ve koordinatördür; tüketiciyle ortak paydadadır.

Saygılarımla
Ahmet Üveysi İlhan

 
Toplam blog
: 8
: 1690
Kayıt tarihi
: 25.04.07
 
 

Satış-pazarlama, ekip yönetimi, organizasyon ve İnsan Kaynaklarına ilgi duyan ve profesyonel olarak ..