Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '15

 
Kategori
Kitap
 

Satranç / Stefan Zweig

Satranç / Stefan Zweig
 

Kızımın objektifinden


Hayatınızı şekillendiren küçük tesadüfler vardır hani; bir karşılaşırsınız devamı gelir ve peşpeşe izlemek-yaşamak  zorunda kalırsınız olayları. Küçük deyip geçmeyelim; büyük okyanuslar da bir damla suyun kardeşliğine muhtaç değil mi ?

Her şeyin özü küçük ayrıntılarda, şifrelerde gizli değil mi ?

Konumuz kitap olsa da değişmez bu gerçek; bazen ciltlerle anlatılmak istenilen bir konu, 60-70 sayfalık bir kitap halinde çıkar karşınıza ve derinden etkiler sizi Üstelik pahası da öyle ahım-şahım değildir. Sıradan, birden bire meşhur olmuş bir yazarın kitabına ödeyeceğiniz parayla onlardan 4-5 tane alabilirsiniz!

2 Aylık Kültür ve Sanat Dergisi Kafka Okur'un "Kitap Düello" kısmında yayımlanan Ozan Kırıcı vDeniz Gül'ün yazılarını okumasam hayatta elime alıp okumazdım bu kitabı, neden mi?

İsminde gizli nedeni; SATRANÇ

Tesadüfleri sevmeyen; savunma ve kazanma stratejileri üzerine kurgulanmış; zeka, yetenek ve biraz da kurnazlık gerektiren bir oyun. Kralların canı sıkılmasın, diye uydurulmuş bir oyun olduğu yönünde görüşler de var,  kitaptan anladığım kadarıyla.

Ben bir türlü öğrenemedim bu oyunu, aslında pek fazla da ilgi duymadım ya da zaman bulamadım. Bu saatten sonra öğrenebilir miyim, bilmiyorum. Öğrenmenin yaşı yok, belki de olur. 

Kitap 88 sayfalık,  Levent Bakaç'ın çevirisiyle Alakarga Yayınları'ndan çıkmış.  

Ayrıca Okan Bayülgen'in seslendirdiği E- Kitap şekli de mevcut. Biraz dinledim, çevireni daha başarılı sanki ya da Okan Bayülgen'in vurgularıyla öyle geldi bana.

http://yandex.com.tr/video/search?text=Satranç

KİTABIN KONUSU

Stefan Zweig'in yazdığı son kitap olma özelliğini taşıyor Satranç Hatta bu kitapta sayısı 3-4 ile sınırlı olan kahramanlarından Doktor B.'nin, yazarın kendisi olduğu görüşü hakim. Kitabın başkahramanı Dünya Satranç Şampiyonu, deli-saf, dahi Mirko Czentovic ile entellektüel DR. B. kimliğinde; beyaz-siyah, iyi-kötü, akıllı-saf, çalışkan-tembel gibi metaforlarla dünya düzeni, siyaset ve kapitalizmin ve Nazi Almanya'sının eleştirilerini görebilirsiniz.

Ahlak ve ahlaksızlık, toplumsal değerler konusu oldukça yoğun işlenmiş. İlginç olan bir ayrıntı ise; Dr.B. toplama kampları yerine, alıkoyulduğu otelde tecrit odasında aklını yitirmemek için uğraşırken, bir Nazi subayının paltosunun cebinden hayatını kurtaran kitabı çalması. Aynen pembe yalanlar gibi, pembe hırsızlık yapıyor. Yanlış olduğunu bile bile, yakalanma riskini göze alarak gerçekleştiriyor bu eylemi. O sayede hayatını kurtarıyor.

Benim notum: Hırsızlığın önerilecek tarafı yok ama keşke bütün hırsızlar böyle kitap çalsa, en azından bir şey öğrenmelerine yarar.

Olaylar New York'tan kalkan ve Buenos Aires'e giden büyük bir yolcu gemisinde geçiyor. Dünya Satranç Şampiyonu Mirko Czentovic de yolcular arasında. Çevresinde bir sürü meraklı gazeteciler ve onunla fotoğraf çektirmek isteyen meraklı yolcular var ama o kimseye yüz vermiyor, tek bakış dahi atmıyor çevresine.

Kitabın anlatanı gazeteci, onunla tanışmak-röportaj yapabilmek için türlü yollar deniyor. Aklına yatan tek yol ise onunla satranç oynamak, çünkü diğer yollar kapatılmış şampiyon tarafından. Mirko Czentovic'in ilginç yaşam öyküsü ve karakteristik özellikleri anlatılıyor. Fazla zekası olmayan, sadece kendine söylenileni yapan, konuşmayı beceremeyen kaba-saba, tembel bir adam ama doğuştan yetenekli , önüne gelen herkesi yeniyor Satrançta.

Ayrıca gemi de yaşamı boyunca satranç tahtasının başına oturmamış ama tecritte çaldığı kitap sayesinde oyunun tüm kurallarını, satrançta sözü geçen dünyaca tanınmış ustaların oyun taktiklerini ezberlemiş bir yolcu daha var. Sigara odasında oynanan oyuna istemeden dahil olup, hamle yaptıran ve oyunun beraberlikle sonuçlanmasını sağlayan Dr. B.

Devamını kitaptan okuyun ya da netten dinleyin bi zahmet! En fazla 2-3 saat sürer okumanız.

Eminim beğeneceksiniz! 

KİTAPTAN ALINTILAR

"Tüm kitap ve eserlerden daha kalıcı, tüm halklara ve zamanlara ait olan ve hangi Tanrı'nın onu can sıkıntısını öldürmek, duyuları keskinleştirmek ve ruhu canlandırmak üzere dünyaya getridiği hiçbir kimse tarafından bilinmeyen tek oyun." ( Sayfa 11 )

"Bu kadar çabuk gelen  bir şöhret, bu kadar boş bir kafayı nasıl olup da uyuşturmayacaktı? " ( Sayfa 23)

"Dahası bir Rembrandt, Beethoven, Dante veya Napoleon'un yaşamış olduğundan habersiz olan, dolayısıyla bu bilginin altında ezilmeyen birisinin kendisini çok büyük insan olarak görmesi çok kolay değil mi? " ( Sayfa 23 )

"Bu oğlan, duvarlar örülmüş beyninin içerisinde yalnızca, aylardan beri tek bir oyun bile kaybetmediğini biliyor. Dünyada satranç ve paradan başka değerlerin de var olduğunu tahayyül edemediğinden kendi kendine büyük bir hayranlık beslemesi için pek çok nedeni var." ( Sayfa 24 )

"Dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına almaz. "  ( Sayfa 53 )

" Fakat odada hep aynı şeylerle, hep o korkunç aynılıkla çevrelenmişken, toplama kampında insan yüzleri görebilir, bir tarlaya, bir el arabasına, bir ağaca, bir yıldıza veya herhangi başka bir şeye bakabilirdiniz. " ( Sayfa 54 )

" Satrancın çekiciliği aslında yalnızca, oyunun stratejisinin iki farklı beyinde farklı bir şekilde geliştirilmesine ve bu zihinsel savaşta siyah taraf, beyaz tarafın manevralarından haberdar olmayıp bunları sürekli tahmin etmeye ve engellemeye çalışırken, beyaz tarafın da, siyah tarafın gizli hedeflerini anlamaya uğraşıp karşı hamleler geliştirmeye çabalamasıdır." (Sayfa 64 )

"Çevremi kaplayan dehşet verici hiçliğin altında ezilmemek için, kişiliğimi "Siyah Ben" ve "Beyaz Ben" olarak ikiye bölmeyi en azından denemek zorundaydım. " ( Sayfa 65 )

 

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..