Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '15

 
Kategori
İnançlar
 

Satranç oynamak günah mıdır ?

Satranç oynamak günah mıdır ?
 

Satranç, çok eskilerden günümüze kadar gelen bir oyundur. Bütün dünyada değişik kültürlerden milyonlarca insan tarafından oynanmaktadır. Ülkemizde de yaşlısı genci bir çok kişi satranç oynuyor. Çocuklarımız ana okulundan itibaren okullarda satranç ile tanışıyorlar. Satranç oyununun toplumumuzda yayılmasıyla insanlarımız bu oyun ile ilgili olumlu ve olumsuz fikirler ileri sürmekte ve hatta bazı gruplar satranç oynamanın haram olduğunu bile ileri sürerek insanları etkilemeye çalışmaktadır.

Türkiye Satranç Federasyonuna bağlı bir üst eğitmen olarak görev yaptığımdan beri satranç konusunda birçok tanıtım seminerleri verdim. Ayrıca satranç öğretmenlerinin yetiştirilmesinde eğitimler verirken de onlarca kişiden satranç oynamanın gerçekten günah mı? değil mi? sorularıyla karşılaştım. Bilgisine danıştığım insanlarında bu konuda pek bilgileri olmadığını gördüm. Bu nedenle bu konuya açıklık getirmek için uzun süreli detaylı bir araştırma yaptım, bir çok din adamıyla görüştüm. Yaptığım araştırma sonuçlarını özet bir şekilde sizlerle paylaşarak bu konuda sizlerinde doğru şekilde bilgi sahibi olmanızı istiyorum.

Müslüman toplumu satrançla nasıl tanışmıştır ?

Asıl soru burada yatmaktadır. Hindistan kaynaklı bir oyun olan satranç, o dönemin popülaritesi yüksek İran şahına hediye edilmiş ve acem diyarında oynanır olmuştur. İran toprakları fethedilip İranlılarla ilişkiler başlayınca İran adetleri de Müslümanlar arasında yayılmaya başladı. O dönemde Müslümanlar tavla, satranç gibi oyunları da İranlılardan öğrenmiş oldular. Daha sonraları bu oyunlar Müslümanlar arasında da sıkça vakit geçirmek amaçlı oynanır olmuş. Eğlence amaçlı halk arasında sıkça oynanmaya başlayan tavla, satranç gibi oyunlara kendini kaptıran halkın bazı zamanlarda namaz vakitlerini kaçırdıkları olmuştur. Bu nedenle de bazı İslam düşünürleri ve hukukçuları da tavla ve satrancın yasaklanması gerektiğini savunmuşlardır.

Müslümanlar satranç oyunuyla ilk olarak Ömer efendimizin halifeliği döneminde tanışmışlardır. Satranç, Resulullah (s.a.s.) döneminde Müslümanlar arasında (İbni Hacer el Heytemi, ez-Zevâcir, II/320) bilinmiyordu. Bu nedenle o dönemde olmayan satranç oyunu hakkında Rasulullah efendimiz bir şey söylemesi söz konusu değildir. Satranç oyununu yasaklayan, günah sayan o döneme ait bir hüküm bulunmamaktadır.  

Satranç oyununu sahabeler daha sonra tanımış ve cevazı konusunda da fikir birliğine varamamışlardır. Bu nedenle o dönemdeki fıkıhçıların fetvaları da değişik olmuştur. Hz. Ali (r.a.) “Tavla ve Satranç acemlerin kumarıdır” diyerek o dönemki toplumda söz sahibi kişilerin satranç konusunda olumsuz yönde görüş belirtmelerine neden olmuştur. Ama burada dikkat edilmeyen bir husus vardır. Hz. Ali (r.a.) satranç oynayan bir topluluğa uğradığında şöyle söylemiştir: “Meşgül olduğunuz şu putlar (satranç taşlarını kastediyor) da ne oluyor?”  “Deney yapma, gözlemde bulunma gibi zihni kuvvetlendiren aktivitelere kıyasla satranç oynamak vakit israfıdır” . Demek o dönemlerde satranç bir zihin aktivitesi olarak görülmemekte ve boş vakitleri geçirmek için oynanan bir oyun olarak kabul edilmekteydi. Ayrıca o dönemde bir çok kişi eğlencesine oynadığı gibi satranç ve tavla oyununu bir bedel karşılığında da oynamaktaydı.

Bu durumda, oynayan taraflardan her ikisi veya birisi ortaya bir bedel koyarak oynar ve yenilenden onu alırsa bu durumda oyun haram olur çünkü taraflar kumar oynamış olmaktadır. Satranç haramdır diyenler, onun kumara konu edilmesini nazara vermişlerdir. Kur’anı Kerim’de kumar oynamak kesin bir şekilde yasaklanmıştır. Burada düşünmemiz gereken bir husus var. Satranç kumar amaçlı bir oyun mudur ?  Hayır, satranç oyunu kumar amaçlı oynanan bir oyun değildir. O zamanki İslam alimleri bile kendi içlerinde bu konuda hem fikir olamamışlardır. Satranç konusunda birçok alim ve yazmanın ismini vererek kafa karıştırmak istemiyorum ama bu konuda hadis olarak aktarılmış sözler bulunmaktadır. Ancak bunların doğruluğu da şüphelidir.

Müslümanlık dini altında birçok mezhep bulunmaktadır. Araştırmalarım sırasında her mezhep aliminin de değişik düşüncelerden dolayı satranç konusunda olumlu veya olumsuz farklı görüşlerde beyanı var olduğunu gördüm. Hanefilere göre İbni Abbas, Ebû Hureyre, İbni Sîrîn, Hişam b. Urve, Saîd b. el-Müseyyeb ve Saîd b. Cübeyr gibi Sahabe ve Tabiîn satrancı mubah görmüşlerdir (Yusuf el-Kardavî, el-Helâl vel-Harâm fil-İslâm, s. 217). Ayrıca Hanefîlerden İmam Ebû Yusuf'a göre de satranç mubahtır (İbn Abidin Haşiyesi, VI, 394). Şafiîlere göre satranç tenzihen mekruhtur, haram değildir. Bu mezhep alimlerine göre satranç tavladan hafiftir. Tavlanın özünde, fal oklarında olduğu gibi, zar atmak vardır. Satrançta ise düşünme temel esastır. Bu da savaş taktiğini öğrenmekte faydalıdır. Yine Şafiîlere göre satranç aletini alıp satmak mekruhtur (Nevevi, el-Mecmu', IX, 244; İbn Hacer, ez-Zevâcir, II, 326). Malikîlerden İbni Kudâme, Şafiîlerin "savaş taktiğini öğretir" şeklindeki ifadelerini şöyle reddediyor: "Satranç oyununda böyle bir maksat yoktur. Oynayanların çoğu ya sırf oyalanmak yada kumar kastıyla oynarlar.” (İbni Kudâme, el-Muğnî; IX, 171).

O dönemlerde satranç ve tavla acem diyarından araplara geçmiş ve halk arasında en çok oynanan oyunlar olduğundan her iki oyunda eş değerde anılmış ve değerlendirilmiştir. Satrancın mubahlığını, oyunun kendi mahiyeti itibariyle ele alan İslam ulemâsından İbni Hacer el-Mekkî ise tavla ile satranç arasındaki farkı çok güzel şekilde şöyle izah etmiştir:  “Tavlada oyun zarlara dayanmaktadır. Fakat satranç düşünce ve zihnî melekeye dayanmaktadır. Bu bakımdan, savaş taktikleri hususunda bundan istifade edilebilir.”  Ez-Zevâcir isimli eserinde bu meseleye uzunca yer veren İbni Hacer son olarak şu neticeye varmaktadır: “Bu meseledeki farklı görüşleri uzun boylu zikretmenin bir faydası yoktur. Kaide anlaşıldıktan sonra üzerine hükmü bina etmek mümkün olur. Kaide şudur: Bu çeşit oyunlar düşünce ve hesaba dayanıyorsa, helâl demekten başka yol yoktur. Satranç bunun gibidir. Şayet zar ve tahmine dayanıyorsa, buna da haram demekten başka çare yoktur. Tavla da bunun gibidir.” (ez-Zevâcir, 2: 201-202).

Sonuçta bir dönem sonra İslam alimlerinin çoğunluğu tarafından satranç oyununun zihni melekelere dayandığı kabul edilerek eğlence oyunlarından farklı bir yere konmuştur. Satranç oyununun savaş taktiklerine benzer şekilde oynanması o dönemlerde bilgin kişilerce daha fazla kabul görmeye başlamasını sağlamıştır.

İslam tarihçisi arap Mesudi, yedinci Abbasi halifesi Harun Reşid’in satranç oynayan ilk halife olduğunu söyler. Halife Harun reşid satranç oynamayı o kadar severmiş ki satranç hakkında şu sözü tarihe geçmiştir.  “Eğlenmeden yaşamak olası değildir. Bir hükümdar için de eğlencelerin en güzeli satrançtır”. 

O dönemin islam coğrafyasında el-Adli, er-Razi, es-Suli gibi kişiler islam coğrafyasında ilk satranç ustaları olarak kayıtlara geçmiştir. Satranç oynayan bir ailede yetişen Türk kökenli Ebubekir es-suli Bağdat'taki saraylarda oynadığı tüm oyunları kazanarak, yenilmez olmuştur. O dönemler için satrancın ilk büyük ustası olarak kabul görmüştür.  Eski Türk dünyası ve osmanlı döneminde satranç ile ilgili başka bir yazıyı sizinle ileri tarihlerde paylaşabilirim.

Yazımın sonlarına gelirken sizleri duyar gibi oluyorum. Tamam satranç oyunu doğu bilgelerinin ortaya çıkardığı bir oyunsa neden satranç taşları üzerinde batı kilisesinin sembolleri var. Bu soruyla da sıkça karşılaşmaktayım. Satranç taşlarına bakarak ve tarihi araştırmadan bu oyunun bir batı medeniyetinin buluşu gibi düşünenler  toplumumuzda oldukça çoğunluktadır. Kısaca bu konuyla ilgili açıklamalar yapayım.

Her şeyden önce bilmeniz gereken batı ülkelerinin satranç ile tanışması doğu toplumlarından tam iki yüzyıl sonra olmuştur. İpek yolu üzerinden batıya taşınan kervancılar ile satranç, batıda çok azınlık bir gruba hitap etmiştir. Avrupa kıtasının satranç ile asıl köklü tanışması Arapların kuzey Afrika üzerinden ispanya topraklarına geçmesiyle olmuştur. Endülüs Araplarının ispanya’da yerleşik bir hayata başlamasıyla satranç ispanya ve komşu ülkelerinde yayılmıştır. Müslüman toplumunda olduğu gibi yayılma sürecindeki aynı sorunları Hıristiyan alemi de yaşamıştır. O dönemin kilisesinde söz sahibi olanlar satrancın doğudan gelme bir oyun olduğu için yasaklamaya çalışmışlardır. Bir dönem oldukça katı cezalar bile uygulanmıştır ama halk her şeye rağmen satranç oynama devam etmiştir. Bunun üzerine kilise ileri gelenleri satranç oyununun batıya uygun hale getirilerek oynanmasına şartlı olarak onay vermek zorunda kalmıştır.

Bu nedenle günümüzde satranç kuralları ve oynama stilleri tüm Dünya ülkelerinde aynı olsa da satranç figürleri farklılık göstermektedir. Örneğin: Bizde olan satranç figürü Fil yerine onlarda piskopos (İngilizce: Bishop), At yerine onlarda şövalye (İngilizce: Knight), vezir yerine onlarda kraliçe (İngilizce: Queen), Şah yerine de kral (İngilizce: King) vardır. Bu nedenle de batı ülkelerinden aldığınız satranç takımları biraz farklı olmakta ve figürler üzerinde haç maksatlı + sembolü konmuştur. Bizdeki satranç takımlarında çoğunlukla + sembolü yoktur. Genelde şah kavuğu üzerinde x işareti bulunur veya hiçbir şey de olmayabilir.

Bizler satranç oynarken sembollere takılmadan oynamamız gerekir. Günümüzde satranç, doğu bilgelerinin keşfettiği ama batı biliminin geliştirdiği bir zihin sporudur diyebiliriz. Satranç, okullara varıncaya kadar ülkemizde oldukça yaygınlaşmış durumdadır. Toplumumuz da, özellikle gençler ve çocuklar arasında değişik zaman ve zeminlerde satranç oynanmaktadır. Satranç için kurslar, yarışmalar tertip edilmektedir. Eğitim bilimcileri satranç oynamanın insan zekası üzerinde olumlu etkileri olduğunu deneylerle kanıtlamış durumdalar. 

Ne olursa olsun, satrancın düşünmeyi seven kişilerin zevk aldığı hoş bir zeka oyunu olduğunu unutmayalım.

 TURGAY ÜLKER

Akıl ve Zeka Oyunları Eğitmeni

Üst Kademe Satranç Antrenörü, Spor Koçu

 

 

satranç ve zeka oyunları ile ilgili her türlü bilgiye facebook sayfamdan ulaşabilirsiniz

https://www.facebook.com/turgay.ogretmen.5

https://www.facebook.com/groups/akilvezekaoyunlari/

 
Toplam blog
: 22
: 6222
Kayıt tarihi
: 22.08.14
 
 

Bilişim konusunda uzman bir eğitimci olmakla birlikte Türkiye Satranç Fedarasyonuna bağlı Satranç..