Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '12

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Satrançtaki olası hamle kombinasyonu sayısının, evrendeki yıldız sayısından fazla olduğu söylenir.

Satrançtaki olası hamle kombinasyonu sayısının, evrendeki yıldız sayısından fazla olduğu söylenir.
 

Satranç


Satranç
Satranç insanoğlunun şimdiye kadar bulmuş olduğu en karmaşık oyundur.
Satrançtaki olası hamle kombinasyonu sayısının, evrendeki yıldız sayısından fazla olduğu söylenir.
Öğrenmesi kolay bir oyundur.
Hakkıyla oynama becerisi yaklaşık bir yıllık tecrübe ve pratikle elde edilebilir.

*
Şaturanga Hindistan'dan önce İran'a geçti ve geçerken ismi
'şatrang'oldu.
Arap orduları onu 1000 yıl kadar önce, fethettikleri İspanya üzerinden Avrupa'ya getirdiler.
Araplar oyuna 'şatranj'veya 'al-şah-mat' (şah ölü)ismini verdiler. Ancak şah oyunda hiçbir zaman ölmez, diğer taşlar gibi oyun tahtasının dışına çıkartılamaz.
Vatanı olan karelerde kımıldayamaz hale gelince esir düşer.
Satranç ismi Türkçeye Arapçadan girmiştir.

*

Satranç, iki oyuncu arasında oynanan bir spordur.
Bu oyun satranç tahtasıdenilen 8×8'lik karebir alan üzerinde satranç taşlarıylaoynanır.
Toplam 64 karenin yarısı siyah, yarısı beyaz renklerden oluşur.
Taraflar beyaz ve siyah renkli taşları alırlar, her oyuncunun bir seferde bir hamle yapmasıyla oyun gelişir.
Oyunun başında beyaz ve siyahların 16 taşı bulunur. Bunlar bir şah, bir vezir, iki kale, iki fil, iki atve sekiz piyondanoluşur.
Oyunun amacı karşı tarafın şahını matetmektir.
Karmaşık, zevkli ve zekâ geliştiren bir oyun olan Satranç’ın bu kadar büyük bir oyun olmasında, doğudan batıya bir çok ülkenin insanlarının icadına katkısı olması önemli bir gerçektir.


&

Bütün bu tanımlar yapılan vurgulara göre farklılık gösterse de, ortak bir kanı vardır ki o da satrancın sportif, bilimsel ve sanatsal öğeleri birarada barındıran entellektüel bir uğraş olduğudur.

Satrancın, zamanımızdan en az 4000 yıl önce Mısır'da oynandığına dair bulgular piramitlerdeki kabartmalarda bulunmaktadır.(alıntı)

Satranç çok şık ve zor bir oyundur. Çocukluğumdan beri öğrenmeyi en çok istediğim oyun. Ben iskambil oyunları bilmiyorum. Heveslenmiyorumda. Okeyi çok arada Antalya’da ailemle oynarım.

Açıkçası benim kumar tutkum değilde sempatim bile yok. Biraz ukalaca olacak ama ne yapayım ki doğru, Las Vegas’ta Monte Carlo’da ve Kıbrıs’ta makinelerde oynadım. Başta birkaç yerde kazandım, açıkçası hoşuma gitti. Sonra bir baktım kaybediyorum hatta kaybettim. Hiç unutmuyorum; Las Vegas’ta kaybedince Elif’e:

“Çok uykum geldi haydi gidelim.”dedim. Kızcağızında oynamasına izin vermedim.

Ha satrançı böyle oyunlarla mukayese etmek doğrumu bence değil.

Tabi biliyorsunuz satranç bir spor olarak görülüyor. Akıl oyunları gibi bir şey santranç oynamak. Karşındakinin ne düşündüğünü nerede hamle yapacağını kestirmek ona göre haraket etmek gerekli…

Çocukluğumdan beri, gittiğimiz sinemalarda iki ağır abi olur onlar santranç oynarlardı. O zamandan hatırladığım ve de bir hayli sıkıldığım için anneme durmadan sorduğum:

“Bunlar böyle hareket etmeden ne kadar daha duracaklar?” annemin de:

“Sıkılma, bu film çok uzun tutamazlar!”diyişi gelir…

Satranç gerçekten akıl işi. Mantıklı davranman gerekiyor…

Çok eskilerden hatta asırlar öncesinden bu günlere kadar süregeldiğine ve modası geçmediğine göre düşünün bu oyunun ne kadar önemli olduğunu.

Zekâ geliştirdiği söyleniyor. Bir yerde okumuştum; İranda zamanın şahı savaş stratejisi olarak geliştirduğu bir sistemmiş.

Bunun üzerinde çok durulmuş. Tarihle birlikte önemli şahsiyetler üzerinde değişiklikler yapmışlar.

Bir yerde de şöyle yazıyordu.

Eski dünya şampiyonlarından, aynı zamanda filozof ve matematikçi Emanuel Lasker'e göre:

“Satranç iki beyin arasındaki psikolojik bir mücadeledir.”

Bir başka satranç şampiyonu olan Alexander Alekhine:

“Satranç bir sanattır.”demiş.


Bende katılıyorum.

Satranç gerçekten beyni dinlendiren, aynı zamanda daha çok çalışmasını sağlayan entresan bir oyun.

Satrancın ilk olarak 6. yüzyıl içinde Hindular tarafından oynanmaya başlanıldığı, daha doğrusu Hinduların 'chaturunga' (şaturanga) isimli oyunundan geliştiği ileri sürülüyor. 'Chaturunga' sözcüğü Sanskritce'de 'dört kol', 'dört kollu ordu' veya 'dört silah' anlamına gelmektedir.
O zamanki Hint ordusu dört bölümden oluşuyordu. Filler, savaş arabaları, süvariler ve piyade. Bugün bu dört kola, fil, kale, at ve piyon diyoruz. Avrupa savaşlarında fil kullanılmadığı için bu taşa piskopos (bishop) adı verilmiştir. Bizdeki at Arapçada süvari, Avrupa'da ise şövalye olarak adlandırılmıştır. Yani medeniyetler satranç terimlerinde kendilerine göre bazı değişiklikler yapmışlardır.

Satrancın oluşumu konusunda değişik görüşler vardır.

Bilhassa Hindistan, Îranve Çin, satrancın îcât edildiği yer olarak görülür.

Oluşumu muhtemelen M.S.3. ilâ 6. yüzyıllar arasıdır.

Oyunun îcâdı konusunda birkaç efsânemevcuttur.

Bunlardan biri buğday tânesi efsânesidir.

6. yüzyıldan beri satranç Îran'da bilinmektedir.

Buradan 7. yüzyılda İslâm'ın yayılışıyla birlikte Orta Doğu'da ve Kuzey Afrika'da yayılır.

Endülüs Emevîleri, İtalya, Bizans İmparatorluğuve Rusyayoluyla oyun, 9. ilâ 11. yüzyıllar arasında Avrupa'nın diğer yerlerine yayılır.

Burada bir yandan şövalyelerinyedi yiğit erdeminden sayılırken diğer yandan kilise tarafından uygun bulunmuyordu.

15. yüzyılda oyun kuralları belirleyici şekilde değişir.

Bu yüzyıldan sonra bugün oynanana benzeyen modern satrançtan bahsedilebilmektedir.

İspanya (16. yüzyıl), İtalya (16./17. yüzyıl), Fransa (18./19. yüzyıl), İngiltere (19. yüzyıl) ve Rusya (20. yüzyıl), sırayla satrançta Avrupa'nın önder ülkeler oldular.

19. yüzyılın ortasından beri düzenli satranç turnuvaları yapılmaktadır.

İlk resmî Dünyâ şampiyonu Wilhelm Steinitz’tir.

1924'te Dünyâ Satranç Federasyonu (FIDE) kurulmuştur.

20. yüzyılın sonunda iyi satranç oynayabilien satranç programları piyasaya çıktı. Bunlar, bu arada Dünyâ şampiyonları seviyesinde oynayabilmektedirler.(alıntı)

Oyun

Oyunun amacı rakip şahı matetmektir.

Bunun anlamı rakip şahın bulunduğu karenin tehdit altında bulunması ve tehdit altında olmayan bir kareye kaçış ya da tehdîdi engelleyecek başka bir hamlesinin olmamasıdır.

Bu da rakîbin diğer taşlarını yiyerek onu güçsüz bırakma ilkesine dayanır.

Ayrıca satrançta hızlı gelişim de önemlidir.

Hızlı gelişim göstermek için yapılan en önemli adım gambit, yâni piyon fedâsıdır.

Bu daha fazla taşın merkeze rahatça açılmasına olanak sağlar.

Eğer bir oyuncunun şahının bulunduğu kare tehdit altında olmadığı halde bu oyuncunun legal hamlesi kalan tek taşı şahı ise ve şahının tehdit altında olmayan bir kareye yapabileceği bir hamlesi yoksa oyun pat olur, yâni berâbere biter…

Ayrıca oyun herhangi bir anda oyunculardan birinin yenilgiyi kabul etmesi veya bir oyuncunun berâberlik teklif etmesi ve diğerinin de bunu kabul etmesiyle de sona erebilir.

Oyun sırasında taşları avantajlı yerlere yerleştirerek rakîbin hareketini kısıtlamak ve rakîbin taşlarını almak yoluyla gücünü azaltmak esastır.

Her taş, kurallara göre ulaşabileceği bir karedeki rakip taşın bulunduğu kareye yerleşerek, yerinden ettiği taşı oyun dışı bırakma gücüne sâhiptir, buna taş almak denir.

Alınan taş oyuna bir daha geri dönemez, ancak bulunduğu hattın son karesine varan bir piyon, oyun hâricinde bulunsun bulunmasın, arzu edilen piyondan değerli, şahtan değersiz başka bir taşla değiştirilebilir.

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....