Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '11

 
Kategori
Güncel
 

Satürn viktoria

Satürn viktoria
 

Umutlar ertelenemez 

Biz başka dünyalardan geldik arkadaş. Öyle Ahmet alınır, Mehmet küser, Zeynep bunalıma girer diye insanlığınızı ölçmeyeceğimizi sanıyorsanız yanılırsınız. Sizleri olduğunuz gibi kabul edenler dostunuz değildir. Hem yalan söylüyorlar, sahtekâr onlar. Dönüp gittiğinizde arkanızdan en iyinizi kurbağaya benzetiyorlar ki severim patlak gözlerini desem yalan olur. Dünyayı yaşanır hale getirmek için önce bizlerin bir şeye benzememiz lazım. Ben hep kaliteli bir hayat için seçkin, değilse bile kendini geliştirmeye hazır kimselerin ne olduklarını anlayamadığımız bu insan yığınlarından uzakta, dünyanın bir yerinde, ayrı bir topluluk olarak yaşamamız gerektiğini düşünüyorum. 

Adam Adem babada kalmış. Abuk sabuk ilkeleri var. Değişmek istemiyor. Değiştirmek istemiyor. Farklı bir hayat anlayışı yok. Milyonlarca nimet ile dolu bu âlemde önüne her gün bulgur çorbası koysan yemem demiyor. Ben böyle insanların arasında yaşamın tadını alamıyorum. 

Biz kendimizi fasulye gibi nimetten sayıyoruz ama adam ben iyiyim sen değilsin diyecek. Kör cehaletle kavgaya tutuşacağız. Bu nedenle mutlaka yapmamız gereken bu seçmelerde örnek davranış kalıpları ortaya koyacak ve diyeceğiz ki “Seni sorgulayan yok; her halinle kabul ediyoruz. Yeni hayatımızda işte bu listede yazılı yaşam kalıpları geçerli olacak. Uyarım dersen buyur” 

Gerçi ben insanımı tanıyorum; uyarım der uymaz ama ön seçim ya da tarama finali ile onların bu yeni hayata uygunluğunu anlayabiliriz. Uygun değillerse kapıyı gösteririz. Ben modern hayat evine bir ayıyı almam. 

“Sen kimsin, ne sanıyorsun kendini” bağırtılarını duyar gibiyim. Niye kızıyorsunuz ki? Sen benden, ben de senden daha büyük, daha değerli değiliz. İlkeler seçecek bizi. Belki ben ayı olur inime dönerim. 

Dünyada her şey yeni bir hayat meydana getirmek için malzemedir; hiçbir şey sadece manzara olsun diye yaratılmamıştır. Bana doğruları söylemeyin. Hoşuma giden bir şey olsun, yanlış olsun. Dünya tekke değildir. İşte insanın değerini belirlerken bu noktadan hareket edersek belki değerimiz sıfırlanır ama göz kamaştıran bir insan varlığının da nasıl olacağını öğrenmiş oluruz. Ve bu sayede birbirimizi görmemek için gözlerimizi kapattığımız bu dünyada cennet bahçelerini birbirimizin güzel varlığında buluruz. 

İnsan zaten güzeldir dediğin anda hem yalan söylüyorsun hem de zaten yanlış düşünüyorsun. Yaratılmış çıplak halimiz varlığımızı gösterir; güzelliğimiz ayrıca eklenecektir ve güzellik bir insanın en önemli vasfıdır. Bir tel saçıyla bile kendinde farklılık yaratmaya çalışan kimse muhteşem bir hayatın ve göz alıcı dünyanın ilk basamağıdır. 

Siz davranış kalıpları ortaya koydunuz, kişi de “Uyarım” dedi; anlamı yok. Uyması değil, uygun olması önemli. Onlar elbette değişmeyelim diyeceklerdir. Onlar elbette böyle iyi diyecektir. “Siz yanlış yoldasınız, bize dönün” komutu vereceklerdir. Hatta onlar evlilik dışı ilişkiye giren kızlarının, karılarının üzerinden traktörle geçip kemiklerini kırarak öldürmeleri konusunda “Daha kötü bir ceza bulamadık” diyebileceklerdir. Kadınlarının, kızlarının üzerinden traktörle geçerek kemiklerini kırıp öldüren aşağılık insanlarla ben aynı ülkede birlikte yaşamak istemiyorum. Ülkenin en güzel yerlerini onlara verin; ben dağlar başına razıyım. Etraflarını hayvan ağılı gibi çitle çevirin. 

Ben insanlar arasında ayrım yaparım arkadaş. Eğer böyle yapmayacaksak, herkesi bir göreceksek çoğumuzun daha iyi insan olmak için gösterdiği çabanın ne anlamı var ki? Sizin toleransınıza sığınıyorlar. Hoşgörünüzle besliyorsunuz bu vahşeti. Bana silah tutana ben gül verecekmişim. Hangi salak diyor bunu ya? Katillere acıyanlar diliyorum ki o katillerin ellerinde can verirler! 

Güzel olması için bir şeyin doğru olması şart değildir. Dünyada insanlık doğruluk ve iyilik için çalıştığından güzellik sadece doğada vardır. Doğruluk ve iyilik bizatihi kavga nedenidir çünkü herkes doğruyu ve iyiyi kendine göre tarif eder. Güzellik içinse sadece aptallar kavga ederler. Çünkü herkesin güzeli ve güzelliği yaratma şansı vardır. Ama işte burada kadınlar ve erkekler hazıra konmaya çalışırlar. Elli yaşıma kadar gördüğüm hiçbir kadın çirkin değildi. Kadınlar Antonio Banderas, erkekler Cristina Dumitru arıyorlar. Oysa biraz çabayla her kadın Cristina, her erkek de Antonio olabilir. 

Kolay beğenenler basit insanlardır; ne versen alırlar ama hiç beğenmeyenler daha da basittirler. Hatta beğenmemek hastalık bile sayılabilir. Evrendeki toplam güzellik kaybımız işte bu iki salak gurubun marifetidir. İnsanda bir ya da daha fazla değer arayacaksınız. Yoksa beğenmeyeceksiniz. Yoksa var edeceksiniz. Ama varsa manyaklık etmeyeceksiniz. İstiyorsanız alacaksınız; istemiyorsanız saygıyla bu tezgâhtan ayrılacaksınız. İnsanların varlığı sigara izmariti attığınız çöplük değildir. 

Diğer, beğenip alırken çok önemli konu, somut güzellikleri mazeret göstermeden reddetme hakkınız yoktur.”Beğenmedim, hoşuma gitmedi…” mantıklı mazeretlerdir. İnsana “iğrenç” denemez; “iğrenç” dediğin anda dilini koparırım. Yoooo insanoğlu, bu kadar kolay kurtulamazsın elimden. Hem seni savunurum, hem şaplağı vururum. Koskoca güneş bile altın sarısı saçlarını tarayacak, sen burnunu silmeden gezeceksin. Burnun suçu yok, aynı burun bazılarını “Star” yapıyor; kendine bakacaksın. Somut güzellikleri mazeret göstermeden reddetme hakkınız yoktur ama fikir ve düşünceleri mazeret göstermeden reddedebilirsiniz. Bir daha düşünsün. Ama Ayşe kızı hâşâ yeniden yaratamayız değil mi? 

Evrendeki güzellikler hepimize aittir. 5000 km uzakta, Manila bahçelerinde dalından koparılan bir çiçeğin hesabını sorma hakkına sahibim. Onlar da benim neden ütüsüz pantolon giydiğimi sorabilirler; hatta ütü bile yollayabilirler. 

Kişi kendi güzelliklerini evrene katabilir. Buna kendisi karar verecektir. “Aç şu şeyini Zenci amcam da baksın” diyemeyiz. Kişi güzelliklerini hiç kimseye göstermeyip doğduğu gibi de ölebilir. Hırsımızdan dilimizi ve dişlerimizi yesek de kabrine “Bir bakire gibi yaşadı ve öldü” yazmak zorundayız. Sahip olduğu güzellikleri sadece nikâhlısına, ya da istediği bir kişiye gösterebilir. Herkese de gösterebilir. Kimin daha kutlu olduğuna Tanrı karar verir. 

Dünyayı güzelleştirmek kolaydır aslında. Çünkü malzeme çok. Natali’nin saçlarını taradığınız zaman bile dünya güzelleşir. Ama işte bazıları aslında çok zor olan güzellikleri yok etme yolunu seçmişlerdir. Örneğin birini öldürmek kolay ve zevkli değildir. Elinize kan bulaşır, adam bağırır sinirinizi bozar filam. Ayrıca bugünkü şekliyle kutsal anlayışların hayatı çirkinleştirdiğini cesaretle söylüyorum çünkü leylakların resmini yapan elleri kesiyorlar. Aklımız neyin bizim için zararlı olduğunu bilir. Öyle uydurma zarar hikâyelerini kimse bize dinletemez. 

Ülkemizde yaşayan herkes için tek tek değişim gerektiği ortada. Tayyib/Gandi kanunlarıyla bunu asla gerçekleştiremeyiz çünkü kendi anlayışları çağdaş değil ki bizler çağdaş olalım. Ağaç Hareketi ülke düzeni ve Yeniçağ devrimleri bu nedenle en geç 10 yıl içinde start almak zorundadır. 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..