Savarona

Sayın okurlarım: Sırlarla dolu, ihtişamlı öyküsüyle Savarona yatı, Atatürk ve Cumhuriyet tarihi için büyük önem taşıyor. Bilmeyenler için yazıyorum;

Atatürk'ün hastalandığı dönemde , deniz havasının iyi geleceğinin doktorların tavsiyesi üzerine alındı bu yat... Savarona’nın ilk sahibine de, kimseciklere uğurlu gelmediğini, Atatürk’ün son günlerinde nasıl da yatın tadını çıkaramadığını, hatta sedyelerle taşınarak Dolmabahçe’ye getirildiği biliniyor...

Jilet olmanın kıyısından dönen, büyük yangın atlatan, restorasyonu için büyük paralar harcanan, fakat masraflarıyla kimsenin baş edemediği Savarona’nın nasıl alındığı, bu günler için artık fazlasıyla gecikmiş ve lüzumsuz bir soru... Savarona çok pahalı bir kadın gibidir. Bakımı masraflıdır... Bu ülkede ona bakacak çapta bir devlet de, işadamı da, vizyon da yok.

Bu yüzden herkes dönüp dönüp Savarona’nın uğursuzluğundan dem vurmaktan vazgeçsin. Esas uğursuz olan, insanlar. O güzelim gemi değil! Son olaylardan sonra, bir şairin “koyun gibisin kardeşim..” diye tarif ettiği memleketin duyarsız bildiğimiz ahalisi ayağa kalktı..

Atatürk'ün son son günlerde fuhuş operasyonuyla gündeme gelen Savarona yatının kamuya devredilmesi konusunda mesafe alınamadı. Kültür ve Turizm Bakanı ile Maliye Bakanının konuyla ilgili temasına rağmen, yatla ilgili fesih sürecinden dolayı somut adım atılamadı.

Yatın akıbetine fesih işlemlerinin tamamlanmasından sonra karar verilecek. Fesih sürecinin ise firmanın itirazı nedeniyle yargıya taşınması ve uzaması bekleniyor.

Savarona'daki fuhuş skandalının ortaya çıkmasından sonra Ertuğrul Günay sorumlu olarak Şimşek'i işaret etmişti… Bu açıklamalardan sonra Kültür Bakanı Günay, yatı işletmeye talip olduğunu ifade ederek, Savarona için Atatürk'ün anılarının yaşatılacağı "yüzer müze" formülü üzerinde durduğunu söylemişti.
Alınan bilgiye göre iki bakanın temasında "yeni bir gelişme" olmadı. Yat sözleşmesinin fesih işleminin başladığı öğrenilirken, fesih işlemi bitene kadar bekleme kararı alındığı belirtildi. Bizde işler böyle yürür. Sert bir çıkış , sonra ağızda gevelemeler, sonra da unutma. Tarih anılarına da sahip olamıyoruz. Sonra da Avrupalı bize “barbar “ dediği için kızıyoruz. Kızmayalım biz buyuz..

ozcanvural1933@hotmail.com