Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Savaş çığlıkları atılıyor yine!

Daha dört gün önce “Barış”, “Mutluluk” mesajları bir o yana bir bu yana gidiyorken “Savaşa hazırız!” demiş başbakanımız; neyin savaşına ayol?

Hayır yani; bize kim kışt dedi?

“Kışt” diyen bir terör örgütü var, yıllardır, lakin başına “Sayın” deniyor!

Konu o değil, yani…

Peki; kim bize ne yaptı da savaşa hazırız?

Neyin savaşı bu?

Şekerim; biz ekmek savaşımızı dahi veremiyorken bu ülkede ne amaçla savaşa hazırlanıyoruz?

Ayol; biz bir çeşit savaşı zaten kendi içimizde yaşıyoruz: Öğrenciler harç paralarını fazla buldukları için protesto etmek istiyorlar: Yüzlerce polis biber gazı eşliğinde devreye giriyor!

Bir sürü genç gözaltına alınıyor, içeriye tıkılıyor, falan…

Birileri bir şeyler yazıyor; sabahın kör vakti evlerine baskın yapılıyor: Suçunu da bilmiyor garibim, “Terör Örgütü” ne ya üyeymiş ya da başkan, falan…

Asgari ücret ile çalışanlar yumurta yeseler her gün iki ekmek ile yine “yetmiyor bilader” diye seslerini dahi çıkartamıyorlar; beyin hücreleri yeterince beslenmemekten dumura uğramakla birlikte bir garip bir korku ortaya çıkıyor: Elimdekileri de kaybeder miyim?

Hayır yani; bir de içeri girmek var ki: Ne çalışıp para kazanabilirsin, ne sana avukat tutacak para vardır ailende, hoş, bir bankayı dolandırsan alacağın ceza ile bir “Terör örgüt üyesi” diye dava açılması arasında dağlar kadar fark var!

Tecavüzcülerin salındığı bir ülke burası; kim “Yalan” diyebilir, merak içindeyim!...

******

Biz kendi ekmek savaşımızı veremiyorken hangi savaşa ve ne diye girecekmişiz?

Ne savaşına hazırmışız; “Terör” gibi bir problem taş gibi başımızdayken, işsizlik gibi ayrı bir terör ile çırpınırken; işi olup da asgari ücret ile geçinme savaşı verirken halk; pardon yani?

Siz kim için savaşa girmeye hazırsınız?

******

Tarhana çorbası ile karnını ancak doyuran on sekizlik delikanlıları kum torbaları gibi yığmak; ellerine tüfek, tabanca verip de mayınlı araziye sokmak aç aslanların karnını doyurmak için önlerine atılan avlardan başka bir şey değildir!

Haa, “Yok öyle bir şey!” diyen, lütfen kendi oğlunu aynı göreve versin!

******

Ne savaşı?

Ayol, biz kendi ülkemizde dirlik ve düzen konusunda bu kadar sıkıntılıyken, kim veriyor bu gazı ki: Orta Doğu’nun lideri olacakmışız!

Kendi on sekiz yaşındaki gençlerini koruyan bir güçtür, kesinlikle, “İlle de en az üç çocuk” gibi dayatmaların yapılamadığı, işsizliğin sorgulandığı, geçim ücretinin gerçek veriler üzerinden değerlendirildiği, sağlık hizmetlerinin, hakikaten, her bir vatandaş için var olduğu ülkeler; bir ütopya bizler için lakin bu ütopyalar üzerinden avlanıyoruz be şekerim!

Ben, sen avlanmasak da, yönetim olarak avlanıyoruz: Sesimiz çıksa “Cıss!”, soluğumuz nefessiz; “Ergenekon” gibi bir dosya var; dokunan yanar!

******

Yaşam savaşı veren milyonlarca insan var; en cesaretli olanları Bakanlık önünde kendilerini yakıyorlar!

İntihar vakalarının altında kredi kartı borçları var; aklını yitirip de cinnet getirenleri siz hesaba katın; sanki kendi halkımız, rakamlarla deklare edildiği gibi; bilmem kaç dolarlık gelir elde edebiliyormuş gibi bir de üstüne “Savaşa Hazırız!” deklarasyonu!

******

Anlaşılan şu ki; AKP savaşa hazır!

Demek ki AKP Gençlik kolları muhtemel savaşın ilk piyadeleri olacak!

AKP’li tüm yetkililerden de oğullarını ön saflara yerleştirmelerini, bir onur meselesi olarak, bekliyoruz!

Yoksa bir samimiyetsizlik sezinleyeceğiz ki; samimiyetsizliğinizden dolayı kaygı duymayalım!...

*******

Öyle düz bir vatandaş olarak, borç-harç içinde yaşamını idame ettirmeye çalışan İngilizce Bölümü mezunu, Bankada İhracat akreditif servisinde çalışmış, özel sektörde deneyimlerini konuşturmuş, iyi-kötü bir köşe yazarlığı yapıp da kirasını dahi ödeme konusunda sıkıntı çeken bir “Atatürk’çü” olarak başımı bağlayıp da biat edeceğime onurumla açlıktan ölürüm!

******

Bu ülkenin gereksiz yere savaşa girmesine de sonuna kadar karşı dururum!

Neyin savaşı, kaç bin kişiye yer açıldı ülkede, oğluna, kızına verilmeyen paralar verildi; muhtemelen senin, benim aç kalma uğruna ödemek zorunda olduğumuz vergilerle…

Vergisini veremeyen vatandaşına hoşgörü göstermeyip de elinden evini falan alan sistemin bir başka ülkeden kaçanlara uzattığı yardım eli ne adalete ne de ısrarla vurgulanan dine sığar!

Olsa olsa bir çıkar söz konusudur ki; bu ülke vatandaşı gözden çoktan çıkarılmıştır!

Vatandaşına toz kondurmayan ülkelerin, doğal olarak, tercih ettikleri ucuz ve salak insan potansiyelinin yoğun olduğu ve yönetimdekilerin de “Harcama” konusunda cimri davranmadıkları coğrafyalar seçilir ki; kendi ülkesini satan da vatandaşını koyduğu yer ile aynı mertebededir!

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..