Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '13

 
Kategori
Siyaset
 

Savaş da istemiyorum, müdahale de...

Savaş da istemiyorum, müdahale de...
 

Evet efendim, bugün normalde Erciyesspor maçını seyredip "Spor" yazmam gerekirdi. Ne var ki "Spor" yazmaya bir taraftan imkan bulamazken diğer taraftan da iştahım kalmadı, 
 
Cumartesi günü takımının Elazığspor'a karşı maçını izlemek üzere stada gidenlerin yerine kendimi koyuyorum ve "Kaza" mı diye düşünüyorum...
 
Eğer "Kaza" ise ne kazası?
 
Belli olan bir "Yol kazası" ama, hangi yol? Karayolu mu, hava yolu mu, yoksa tren kazası mı?
 
Umarım bu hafta izleyemeyeceğim Erciyesspor, bize yaşadığımız kazanın şokunu atlatmamıza yardımcı olur.
 
XXX
 
Spor yazamayacağıma göre, yine köşemiz, her zamanki gibi siyaset olacak...
 
Konu başlığımız ABD ve yandaşlarının, ki içinde Tayyip Erdoğan da var, Suriye'ye yapacakları saldırı.
 
Hemen baştan belirteyim ki İngiliz başbakanı yemedi, parlamentosuna sordu, cevabını da aldı, "Yok" dediler. Kaldı ki İngiltere BM Güvenlik konsey'ine "Saldıralım" diye öneri getirmişti.
 
Arkasında Obama da yiyemedi, 9 Eylül'de en geç toplanacak parlamentosuna sormaya karar verdi.
 
Tayyip Erdoğan'a gelince...
 
Her zaman olduğu gibi, O'nun kimseye sormaya ihtiyacı yok, tek başına karar verir ve uygular. Lakin bu mesele, bundan öncekiler gibi "Tek başına" vereceği ve uygulayacağı bir karar değil. Öyle olduğunu da anladı zaten.
 
Eğer düşündüğü gibi, uygulamaya da kalksa, şimdiye kadar uygulaması gerekmez miydi?
 
Suriye'de ortalık toz duman olduğu günden beri Türkiye olarak çektiğimiz karşısında yaptığı konuşmalara baktığımızda, Kasımpaşa'lılığın sökmediğini görüyoruz.
 
Bir başka durum daha vahim... Bir anlamda karizmanın yerlerde süründüğünü görüyoruz.
 
Nasıl mı?
 
Türkiye'de konulara aklı basmayanlar daha hala yanından destek vermeye, yan çıkmaya devam ediyorlar. Ancak görünen dış politikada yapa yalnız kaldığıdır.
 
ABD, Türkiye'ye bir saldırı olur ise, NATO içinde olan Türkiye'nin savunmasına yönelik müdahale edebilirmiş!....  Gerçi şimdi de saldırmakta bir sakınca görmüyor ama geçmiş deneyimlerden çıkardıkları ders, başkana engel oluyor, dahası, bir şekilde kendisine "Sorumluluk" ortağı arıyor.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın öyle bir dedi yok, bu kez soluğu yetişmiyor borazancı başı olmak için, her ne kadar boruyu çalabilse de...
 
Bir konu daha... Başbakan'ın fırça atmadığı yer kalmadı, ABD'den başka... Şimdilik ona "Sitem" edebiliyor nedense?
 
Sevgili okurlar...
 
Dolar kurunun 2 lirayı aştığı ve ekonomide çatlakların hızla açıldığı şu günlerde Türkiye'nin müdahale etmeyi bir kenara bırakın, arkasında bile durması ve hatta konuşması bile bizlere zarar.
 
Biz böyle söyledikçe de bize kızanların, bize karşı söyledikleri, ölen insanların varlığı ve bizlerin de bunun karşısında tepkisiz kaldığımız.
 
Elbette bu tümüyle gerçek dışı. Elbette ben de öldürmeye karşıyım. Ancak öncelikle nasıl ki bütün ülkeler kendilerini, kendi haklarını düşünüyorlarsa, ben de kendi ülkemi ve halkımı düşünüyor, ondan yana tavır koyuyorum...
 
O tavrımda açık ve net...
 
Savaş da istemiyorum, müdahale de...
 
02 EYLÜL 2013
İBRAHİM PEKBAY
 
 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..