Savaş ekonomisi

Milliyet Gazetesinde bugün(21 Ekim 2010) çıkan "İRAN’LA İŞ YAPMAYIN" başlıklı bir yazı; "Türkiye Bankalar Birliği’ne (TBB) iki ay önce gelerek “İran’la iş yaparsanız sizi cezalandırırız” diyen Amerikalılar, dün ikinci kez TBB’deydi. Bir kara liste veren Amerikalılar, ‘Ambargoya uymazsanız, size yaptırım uygularız’ diye gözdağı verdiler." şeklinde bir manşet ile yayınlanmış.

* * *

İran'a uygulanan ambargoyu sıkılaştırma gündemde. Peki bu İran ne yaptı da ambargoyu hakketti?

* * *

İran şu aralar ABD'nin yeni düşmanı. ABD yönetimi ekonomik yapısını 2nci Dünya Savaşı sonrasında tümüyle SAVAŞ EKONOMİSİ'ne bağladı. Savaş ve kandan elde ettiği adrenalin ile ülke ekonomisinin dinamik tutmaya; endorfin ile de yaşanan krizlerin sancılarını ve ağrılarını hissettirmemeye çalışıyor.

Burada adrenalin olarak tanımladığım şey; silah sanayisinin ortaya çıkardığı sıcak para ve bu paranın başıboş hareketinin yarattığı 'yoğunluk' etkisi.

Endorfin dediğim ise Vietnam, Irak, Afganistan gibi ülkelerde savaşan askerleri üzerinden halkına empoze etmeye çalıştığı milliyetçilik duyguları. Bu milliyetçilik duygusu etkisi 30 yıldır süren Afganistan ve sonrasında yaşanan Irak operasyonu ile ilgili 'taraf' olmaktan kaynaklanıyor. ABD böylece kendi dinamiklerini canlı tutmak için ihtiyaç duyduğu 'düşmanı' yaratmış oluyor.

Zaten bugüne kadar RESMEN SAVAŞTIĞI düşmanları -İran hariç- kendisi yarattı. Bunlar Ladin ve Saddam'ın kişiliğinde görüntü bulan Baas Partisi Rejimi. Ladin'in ABD destekli bir taşeron olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Saddam da aynı şekilde İran savaşında açıkça desteklendi. Hatta Irak'ın kuzeyinde yaptığı katliamlar sonrasında bile alenen destek gördü.

Bush'un iktidardan gittiği dönemde ülke ekonomisi tepe taklak olmuştu. Ve bunu düze çıkaracak bir PARA OPERASYONU gerekliydi. Ama bu düzeyde para TALAN EKONOMİSİ ile toplanamazdı. Öyleyse SAVAŞ EKONOMİSİ uygulanmalıydı. Irak'ı bir laboratuar gibi kullanan taşeron cinayet şirketleri iyice bilenmiş ve ABD halkı tekrar; ölme ve öldürme olgusunu kanıksamışken yapılması gereken SAVAŞ'tı. Ve bu iş için en uygun ülke de İRAN!...

İran'da yaşanan hukuksuzluklar ve softaların yönetimindeki sosyal hayatın halk üzerinde yarattığı baskıcı uygulamalar herkesçe aşikar.

Ama İran'ın yumuşak karnı yaptığı nükleer çalışmalar. Bağımsız kalmak uğruna bunları yabancılara açıklamıyor, izin almıyor, birlikte çalışmıyor.

ABD de bunu fırsat bilip kendisi için lazım olan DÜŞMAN ile savaş siyasetini iyice ısıtıyor.

Sonuçta savaşın yakın bir zamanda olması zorunlu değil. Ama öyle yada böyle ABD yada bölgedeki eyaleti gibi davranan İsrail eli ile bu savaş kesin gözüküyor.

Amerikanın burada bilmesi gereken çok önemli bir gerçek var. O da tarih!:

İran, bulunduğu toprakları, toplum yapısı ve coğrafyası pek değişmeden, yerleşik kültürü, yerleşik dili ve milli unsurları ile 5000 yıldır varlığını koruyor. Ona saldıran; Hun, Roma, Moğol, Selçuklu, Bizans, Osmanlı gibi sonunda "imparatorluk" ibaresi bulunan birçok devlet bugün yok!

Yani şunun şurasında 2-3 yüzyıllık bir taze imparatorluk olarak ABD'nin biraz daha temkinli olmaya ihtiyacı var.

Hep sevgi ile kalın.

Murat SEVGİ
msevgi@mental.com.tr

Haber__:
() http://www.milliyet.com.tr/2010/10/21/ekonomi/
() http://www.milliyet.com.tr/iran-la-is-yapmayin/ekonomi/haberdetay/21.10.2010/1304167/default.htm

Resim__:
http://www.facebook.com/photo.php?pid=5366249&id=679942416 (Tek)
http://www.facebook.com/album.php?aid=134790&id=679942416&l=33305e6cda (Milliyet Blog Galeri)