Savaş istemiyoruz!

SAVAŞ İSTEMİYORUZ!     Mustafa ACER                       08. 12. 2015

Büyük Ortadoğu Projesi ile Müslüman toplumu yok edilerek, Ortadoğu’da Yahudi toplumuna güvenli bir ortam hazırlanmak istenmektedir. Ayrıca Egemen Güçler; Ortadoğu’nun Maden, su ve Enerji kaynaklarını kendi menfaatlerine uygun şekilde kullanmak için bir oyun kurmuş ve bunu oynamaktadır.

Türkiye’nin bu oyunun içinde Egemen güçlere yardım etmesinin ve BOP Eşbaşkanlığına soyunmasının Türkiye’ye ve bölge insanlarına ne kadar büyük zararlar verdiğini görmüyor musunuz?

Türkiye bu savaşın tarafı olamaz ve olmamalıdır. Bölgedeki Müslüman toplumların bulunduğu Devletlerin iç işlerine karışmak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine ve “Yurtta barış, Dünyada barış” ilkesine uymamaktadır.

Sonunda bu savaşın Türkiye’ye sıçrayacağı oyunun başından belli değil mi? Büyük Kürdistan projesi ta 1990’larda NATO toplantılarında gündeme getirilmedi mi? Türkiye Cumhuriyetini yönetenler bunu bilmiyorlar mıydı? Bu kadar hamaset olabilir mi?

Rus uçağı neden düşürüldü? Bizi savaşın içine sokmak isteyenlerin bir oyunu olabilir mi?

Rusya ile direk olarak silahlı çatışmaya girmesek bile, zararını Türk Milleti görmektedir. Rusya ile yaptığımız; ticari işler, Müteahhitlik yatırımları, Turizm faaliyetleri ve Enerji alımı konuları Türk halkını büyük oranda etkilemektedir. Bu işler efelenmekle, hamasi nutuklarla olmaz. Yaptığınız ve yapacağınız işlerin gerisini ve ilerisini düşünmek zorundasınız. Yapılan hatalar sonucu Türk Milleti mağdur oluyorsa bunun sorumlusu da yeterli dirayet gösteremeyen yöneticilerdir.

Bir anekdot:

“Osmanlı İmparatorluğunun son yılları büyük yıkımlar ve savaşlarla geçmiştir. Savaş yıllarında Anadolu’dan asker toplayıp cepheye gönderilmektedir. Anadolu insanı fedakarlığa katlanmakta ve Devletin bekası, Padişah efendimizin selameti için bütün zorluklara katlanmaktadır.

Mehmet emmi de 1. Evladını askere gönderir geri dönmez, 2. Evladını savaşa gönderir gelmez, 3. Evladını askere almak isterler. Mehmet emminin geride erkek evladı kalmamıştır. Yaş 60’ı geçmiş, bundan sonra da evlat sahibi olma imkanı yoktur. Evladını askere gönderirken “O Padişah Efendiye söyleyin, benim zürriyetime güvenip de sağa, sola savaş açmasın. Bende Padişaha feda edecek evlat kalmadı” der.”

Şimdi de PKK’nin hamisi olan Kuzey Irak yönetiminin askerlerini eğitmek için Musul’a asker gönderiliyor. Ne yapmak isteniyor? Egemen Güçlerin maşası olan IŞİD ile Türk askeri mi savaşacak? Bu şekilde IŞİD ile savaştırılmak bahanesi ile Türkiye savaşın içine mi çekilmek isteniyor?

IŞİD’in İslamlıkla ve İslamiyet’te olmayan İslam Devleti kavramı ile ilgisi yoktur. IŞİD Egemen Güçlerin Ortadoğu’yu karıştırıp, Kürtleri güçlendirmek, İsrail’e güvenli bir ortam hazırlamak için yaratmış olduğu paravan bir örgüttür. Yani IŞİD Egemen Güçlerin kurduğu, yönettiği, yönlendirdiği, kullandığı bir örgüttür.

Bu günden tezi yok; “Biz Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesine uyarak hiçbir dış mücadele içinde olmak istemiyoruz. Topraklarımıza yapılacak saldırıları da müdafaa etmek için her türlü tedbiri almayı göze alırız.” Diyerek Türkiye; hiçbir devletin iç işlerine karışmayan politikaları sürdürmek zorundadır.