Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '12

 
Kategori
Siyaset
 

Savaş oyununda birinci perde sonuna geliyoruz...

Savaş oyununda birinci perde sonuna geliyoruz...
 

BOP projesinin bir bölümü olan ortadoğudaki sınırları değiştirme işlemine karşı çıkan bazı müslümanların kanını akıtma ve ortadoğuyu kan gölüne çevirme işi devam ediyor.

Bu çerçevede Türkiye'nin Suriye'ye saldırması ve bir bölümünü işgal etmesi planı şu an devrede. Bu planın aylar önce ABD düşünce kuruluşları tarafından yapıldığını, hatta başarılı olmak için bir similasyonla neler yapılıp Suriye'nin bölüneceği üzerinde çalışılmıştı. Yandaş medya dışındaki medyayı takip edenler hemen hatırlayacaklardır. Bu günkü durum aynen o oyunda planlandığı gibidir. Şimdi sıra Türk ordusunun Suriye'ye girip bir tampon bölge oluşturmasında ve orada kuzey Irakta kurma çalışmalarını yönettiğimiz İsrail Kürdistanının batı bölümümnün yaratılmasını sağlamaya gelmiştir. Böylece BOP projesinnin hayata geçirilmesinde çok önemli bir bölüm bitecektir. Sıra sıradakilere gelecektir. Bunlar ise İran ve Türkiye'dir.

Biz kahin falan değiliz. Ancak israrla takip ettiğimiz tarih bizi kimlerin neyi neden ve nasıl yaptıkları hakkında doğru sonuca götürüyor. Hamasi duyguları bir yana bırakıp, yani elalemin gazı ile şişmekten vazgeçip gerçekçi düşündüğümüzde yürüdüğümüz yolun nereye çıktığını görüyoruz.

Emperyalizm, bir sistemdir. Onun kızmak öfkelenmek, kinlenmek gibi duyguları yoktur. Kendilerine o sistemi uygun görenler de, bıkmadan, hataya düştüklerinde hatayı gidererek yollarına devam ederler. Ortadoğuyu şekillendirme planları da aynen bu şekildedir. Enerji kaynaklarının büyük bölümünün bu bölgede olması, dikkatlerin daha yirminci yüzyılın başında bu bölgede toplanmasını sağlamıştır. Ne yazık ki Türklerin Mustafa Kemal önderliğinde “Türk mucizesi”ni gerçekleştirmeleri onların planlarını alt üst etmiş, arkadan gelen ikinci paylaşım savaşı ise güçleri daha bir azaltalarak bu konuların günümüze kadar taşınmasına neden olmuştur

İkinci paylaşım savaşı sonun da emperyalistler artık pasta paylaşımı için birbiri ile savaşmanın anlamsızlığına karar vermiş ve sömürgelerini dost şemsiyesi altında şekillendirme ve sömürme yoluna gitmişlerdir.

Bizdede de 1950 lerle birlikte iliklerimize kadar ABD li danışmanların girmesi, NATO denen haçlı ordusuna alınmamız gibi bağımsızlığımızı ve hürriyetimizi yok eden kara örtü o günden başlayarak ilmek ilmek örülmüş ve kafamıza geçirilmiştir. O günden bu güne yandaş getirilen iktidarlar bizi yavaş yavaş köleleştirmiştir.

Örnek mi? Buyurun Suriye'ye saldırma iştahımız. Neden başka bir komşuya saldırmayı değilde Suriye'ye saldırmayı istiyoruz? Neden kendimiz PKK terörü ile helak olurken, ve terörün ne olduğunu iyi bilirken Suriyenin teröristlerini besliyor, yaşatıyoruz? Çünkü yöneten biz değiliz.

Kimse “Efendim bize bomba atıp insanlarımızı öldürdüler” falan demesin. O bombaları Suriye ordusunun atmayacağını beş yaşındaki çocuklar bile bilir. Amaç oyundaki bu perdenin son repliği olan Türk ordusunun Suriye'ye girip tampon bölgeler oluşturmasını sağlamaktır.

Bakarsınız Rusya ve İran tehditlerinde samimi davranıp ordumuza Suriye ordusu görünümünde müdahale ederler ve büyük zayiat verdirirler. Tabii bu olasılık bu bölgeyi yutmaya kararlı olanların çok da umurunda değildir. Baktılar olmuyor, senaryonun o bölümünü değiştiriverirler. Arada Türk ve suriye insanları ölürmüş, onlar için hiç de kötü bir durum değildir. Hatta yutulacak lokmalar yumuşadığı için sevinebilirler de.

Ne mi yapılabilir? Bu gidişe parlamentoda olanlardan çare beklemek biraz hayal ötesidir. Halkın uyanması ve oluşmuş yaraya neşter vurması gerekmektedir. Maalesef başka çare yoktur. Veyahut ta bölünüp yokolmayı içimize sindirmemiz gerekmektedir...

İzmir 2012

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..