Savaş sonrası bile böylesi görülmedi…

Bizler kriz teğet mi geçti, değdide mi geçti tartışmaları ile vakit kaybededuralım, resmi veriler hiçte sevimli olmayan rakamlarla dolu.

Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin ikinci en yüksek küçülmesini gördü. Yılın ilk çeyreğinde ekonomi yüzde 13.8 küçüldü. Bu oran 1945 yılındaki yüzde 15.3 küçülmeden sonra Türkiye ekonomi tarihinin en yüksek küçülmesini gösterdi.

Muhakkak ki, global ekonomik krizin bu küçülmede etkisi yadsınamaz. Ama sebebin tamamının bu olduğunu söylemek, en hafif tabir ile insanları aldatmaya çalışmaktır. Hele hele, “teğet geçecek, sürtünüp geçecek” gibi ekonomi bilimine aykırı söylemlerle sözde halkın moralini yüksek tutmaya çalışmak, insanların bu durumdan sonra bile önünü doğru görmesini engelleyici etkide bulunacağı için kimseye fayda sağlamıyacaktır.

Bilinen gerçek sağlam bir ekonominin yapı taşlarının başında vergi adaleti ve öz üretimin geldiğidir. Maalesef günü kurtarmaya yönelik politikalarla, halka hoş görünmek adına adı geçen doğruların uzun yıllardır gözardı edilmesi sonucu bu noktaya gelinmiştir. Akaryakıt gibi halkın hayatının her anında kullanması gereken ürünlere üst üste yapılan zamlar, bütün bu olmsuz gidişe rağmen hükümetin mevcut politikada israr ettiğinin göstergesidir. Bu kafa ile de ilerde dünyadaki kojöktüre paralel bir düzelme olsada mevcut kırılganlık ekonomimizin tepesinde demoklesin kılıcı gibi sallanmıya devam edecektir.

Türkiye artık teknik olarak resesyonda

Türkiye ekonomisi 2009 yılının son çeyreğinde de yüzde 6.2 küçülmüştü. Böylece iki dönem üstüste küçülme yaşayan Türkiye ekonomisi, Avrupa'da kabul edildiği biçimiyle teknik olarak resesyona girmiş oldu.

Ekonomi 2001 krizinin ardından yıllık bazda yüzde 5.7 küçüldükten sonra 2008 son çeyreğe kadar kesintisiz olarak büyümeye devam etmişti. 2008 ilk çeyrekte yüzde 7.3, ikinci çeyrekte yüzde 2.8, üçüncü çeyrekte yüzde 1.2 büyüyen ekonomi, bu büyümede gerileme trendinin ardından son çeyreği yüzde 6.2 küçülme ile kapatmış, 2008'de yıllık büyüme de yüzde 1.1'de kalmıştı.

İki dönemdir devam eden bu küçülmenin devamı çöküştür. Yöneticiler önlemlerini bu gerçekler doğrultusunda almalıdır.

Kaynak: Cumhuriyet

Salı, Haziran 30, 2009