Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '11

 
Kategori
Siyaset
 

Savaş tamtamları…

Savaş tamtamları…
 

Bu günkü Milliyet.com.tr. nin manşetten verdiği haber savaş tamtamlarının kulakları rahatsız edercesine çaldığını gösteriyor. Dış işleri bakanımız malum destek ve gaz ile son tehdidi patlatmış. 

“SÖZÜN BİTTİĞİ YER 

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye yönetiminden sivil halkta kayıplara yol açan operasyonları sona erdirmesini isteyerek Esad’a “Operasyonları hemen durdurmazsan, konuşacak hiçbir şey kalmaz” uyarısı yaptı” 

Bu sözleri kimin söylettiği ve Türkiye’nin nerelere çekildiği malum. Ancak gidişin son derece yanlış olduğu da kesin. Anlaşılan ordu istenildiği gibi dizayn edilmiş ve halkın %50 si de bu yönde kurgulanmış. Libya’da bu durumlar sınandı. Ne ordudan bir itiraz geldi, ne de halktan ciddi bir protesto. Ordumuz dost ve din kardeşimiz Libya’yı vuruyor. 

Anlaşılan toplum mühendisleri bu durumdan yeterince memnun ki şimdi de bizi Suriye’ye saldırtacaklar. Kimse bu konuda insan hakları falan demesin. Düne kadar Suriye ve Libya bizim can dostumuzdu. Vizeleri falanda kaldırmış adeta ülkelerimizi birleştirmiştik. Gerek Kaddafi, gerek Esad bizim kardeşimizdi hani? Ne oldu da can düşmanımız oluverdiler. Kim istediği kadar kıvırtırsa kıvırtsın. Bunun anlamı birilerinin maşasıyız artık. 

Ulusal politikamız olan “Yurtta sulh, cihanda sulh” politikasına ne oldu? Acaba “emperyalizm emrinde dünyada savaş” mı oldu. Günümüzde çapsız politikacıların ağız dolusu rahmetli İsmet İnönü’yü eleştirdiklerini görüyoruz. Onca savaş görmüş o değerli insan şimdikilerin hayal bile edemeyecekleri ince politikalarla ülkeyi ikinci paylaşım savaşına sokmamış, insanımızın burnunun kanamasına bile izin vermemişti. Ondan sonra gelenler ise adeta emperyalizme hoş görünmek için insanlarımızı yok yere kırdırtmaktan çekinmediler. Günümüzde yaşadıklarımız da bu yeni geleneğin devamından başka bir şey değildir. Emperyalizmin emri için insanlarımız dost ve dindaşlarımızla bile savaşa gönderilebiliyor. 

Ortadoğu’da ve kuzey Afrika’da yaşanan isyanların emperyalistlerin bir kurgusu olduğunu artık laz bakkalın çırağı bile biliyor. (11 yaşında bir çocuk) Bu durumu bizim İnönü’yü eleştirecek kadar büyük politikacılarımız bilmezler mi? Bilmemeleri imkânsız. O zaman en azından çok az kalan iç huzurumuzun da yok olacağını bilmeleri gerekmez mi? 

Anlaşıldığı kadarı ile sarı öküz çoktan verilmiştir. Artık tavizler birer birer gelecektir. Boyunlarında taşıyabileceklerinden çok daha fazla suç dosyası birikenler, ister istemez kendilerini hala dokunulmaz mevkide tutanların her emrini yerine getirecektir. Bu gün Suriye’ye efelenecek, emir gelirse saldıracağız, yarın muhtemelen İran’a. Senaryonun bundan sonraki bölümü muhtemelen şöyle olacaktır. Tarihte her zaman en ufak bir menfaat karşılığı isyan edebilen bir kısım Kürtler silahlandırılıp isyan ettirileceklerdir. Tıpkı diğer Müslüman ülkelerdeki gibi. Ve biz birileri orduları ile üzerimize yürüyünce iç işlerimize karışmayın diyemeyeceğiz. Çünkü biz herkesin iç işlerine karışıyoruz. 

Bu yazıyı okuyanların içinde “kardeşim, orda insanlar ölüyor, sessiz mi kalalım” diyen olabilir. Onlara şu cevabı verelim. Eğer hükümetimiz ölümlerin önüne geçebilecek kadar yetenekli ise önce PKK yı bitirsin de evlatlarımız birer ikişer ölmesinler. 

İzmir 2011-08-16 

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..