Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '12

 
Kategori
Güncel
 

Savaş uçaklarımız ne kadar bizim?

Savaş uçaklarımız ne kadar bizim?
 

Bu gün dikkatimi çeken bir makalede ülkemizin yerli uçak sanayinde neler yaşadığı irdelenmiş. Bu konu ile ilgili biraz araştırma yapayım dedim. Karşıma çıkan veriler hiçte iç açıcı değil. Gerçi günümüzde savaş sanayinde birçok yatırım yapılıyor gibi görünse de ortada pek bir somut netice yok.

Yöneticilerimize bilgi almak kabilinden başlığa aldığımız soruyu sormak sanırım hakkımız. Ancak buna yüzeysel bir cevap değil gerçek ve detaylı bir cevap istemek de hakkımız diye düşünüyoruz. Elimizdeki uçaklar veya satın alma girişiminde olduğumuz uçaklar satıcı ülkenin isteği dışında uçabilir mi? Günümüzde çok yaygın olan uzaktan kontrol sistemi ile (gizli de olsa) yönlendirilebilirler mi?  16/12/2010 tarihli “Türkiye, tamamen milli olanaklarla savaş uçağı üretmek üzere düğmeye bastı.” Şeklinde bir haber vardı. Ne oldu? Yeni sayılabilecek bir haberde bu konuda nerede olduğumuzu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Yerli inansız hava araçları, yerli helikopter ve yerli uçak projeleri ile savunma sanayiinde yaşanan yerlileştirme çalışmaları devam ediyor. Eskişehir'de Kaynak Elektronik Makine Sanayi (KemSan) firması, yerli enerji dönüştürücü (konverter) üretmeyi başardı. Benzin yakmayan yerli dönüştürücü, savaş uçaklarının elektrik sistemleri test edilirken kullanılıyor”. Haber bu, detayı siz düşünün.

Benim yazılarımı takip edenler nasıl bir iflah olmaz antiemperyalist olduğumu, bu sebepten ötürü de özellikle 1946 dan sonra ülkemizde oluşan emperyalist denetimli yönetimleri asla kabullenemediğimi bilirler.

Bilindiği gibi bizim ordumuz diye bir şey yoktur. 1952 senesinde ordumuz NATO ya devredilmiş ve onların silahlı kuvvetlerinin bir parçası haline gelmiştir. Zaman zaman onların emri ile darbeler yapmış, sivil yönetimi yönlendirmiştir. Hiç şüphem yoktur ki, mevcut sivil yönetim ABD ye biat etmekten bir milim geri dursa onca subayı tutuklu olan bu ordu yine darbe yapar. Yani yapılan tutuklamalar falan hepsi emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda yapılan gösterilerdir.

İşte hal böyleyken yönetimdekiler çıkıp aczlerini saklamak adına cumhuriyetin ilk dönemlerine çatmakta, Mustafa Kemal’in hepsi hepsi onbeş yıllık iktidarını sorgulama ve suçlama telaşı içindedirler. Neymiş efendim, o dönemde bir çivi bile çakılmamışmış. Oysa tarih, Atatürk öldükten sonra ülke hızla emperyalizme teslim edilmese bu gün dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olacağımızı söylüyor.

Aaa, bilmiyorduk diyenler bir zahmet araştırsın. Konumuz uçak olduğu için size o dönemde uçak sanayi ile ilgili yapılanlardan bir demet sunuyorum. Artık günümüz yorumu size ait.

“Atatürk'ün emriyle 16 Şubat 1925 tarihinde "Türkiye Tayyare Cemiyeti" kurulur. Daha sonraları isim "Türk hava Kurumu" (THK) olarak değiştirilecektir.

Gayesi planörcülük, motorlu tayyarecilik, paraşütçülük ve modelcilik dallarında kamplar eğitim tesisleri yarışma vb. faaliyetler düzenlemek.

1928 yılında ise "Tayyare Makine Mektebi" açıldı.

Fransa ve Almanya'ya uçak mühendisliği eğitimi için öğrenciler gönderildi.

1925 yılında Ankara-Akköprü de kurulan marangoz atölyesi daha sonraları Planör imalathanesi halini aldı.

1939 yılına kadar 150 adet planör yapıldı.

1935 de Türk Kuşu hizmete girdi.

1933 yılında Havayolları Devlet İşletme İdaresi (HDİİ) kuruldu.

Adı daha sonra Türk Hava Yolları (THY) oldu.

İlk filoda 28 koltuk kapasiteli 5 küçük uçak vardı.

Sadece Ankara-Eskişehir arasında uçuluyordu. *

Atatürk'ün "Bütün tayyarelerimizin ve motorlarının memleketimizde yapılması ve hava harp sanayinin bu esasa göre inkişaf ettirilmesi icap eder" sözleriyle 1925 yılında Tayyare Otomobil ve Motor Türk Anonim Şirketi TOMTAŞ kuruldu.
6 Ekim 1928 de Kayseri de Türk-Alman işbirliği ile Junkers A-20 modeli uçak üretimine başladı.

Daha sonra çıkan anlaşmazlık nedeni ile 3 Mayıs 1929 da Almanlar tüm hisselerini THK'na devretti.

1932 yılına kadar;

Junkers A-20 den 15 adet üretildi ve uçakların telsizleri de mevcuttu.

1932 den sonra Amerikan Curtis-Wright montajına başlandı.
1938 yılına kadar;
145 adet Alman Gotha, 112 adet İngiliz Miles-Magister tipi uçak imal edildi.

1939 yılında Uçak üretimi Türk Hava Kuvvetlerine verildi.

1945 yılında başlayan Amerikan yardımları nedeni ile üretim durduruldu.
Atatürk ün sanayi devrimlerindeki ilk geri adımın ölümünden 6 yıl bile geçmeden gelmesi ne kadar enteresan değil mi?
Özel sektör ise;
1936 yılında Nuri Demirağ ile havacılık sektörüne girdi.

İstanbul-Beşiktaş'ta tasarım ve prototip atölyesi,

Sivas-Divriği de uçak fabrikası ve havacılık okulu tesisi kurdu.
1937 de Selahaddin Alan Beşiktaş-Hayrettin iskelesinde Etüt Atölyesi, 1945 de Divriğ de Gök Uçuş okulunu kurdu.
ÖZEL SEKTÖR DE İSE ;
Nuri Demirağ Yeşilköy'de Şimdiki Atatürk Hava limanı olan yerde havaalanı yaptırdı.

İlk Paraşüt imalatını da Nuri Bey bu tesisler de yaptı.

THK na 65 adet Planör, 10 adet eğitim uçağı yapıp teslim etti.

Kendi geliştirdiği NUD- 36 modelinden 24 adet imal etti.

Almanlar ile NUD-38 modeli uçak geliştirdi.

İmal edilen uçakların şartnameye aykırı olduğu iddiası ile uçaklar reddedildi.

Mahkeme bilirkişisi Nuri beyi haklı bulmasına rağmen davayı kaybetti.

İkinci dünya savaşında uçak yedek parçası üretimi yapan tesis üretimi durdurdu. İspanya, Irak ve İran'dan gelen Uçak taleplerine hükümet engel oldu. Gök okulları kapatıldı. Havaalanı istimlâk edildi.

Elde kalan uçaklar ise devredilmeyip hurdacıya satıldı!!!

1940 yılından sonra THK Etimesgut Uçak fabrikasını organize etti.

Fabrikada ilk olarak İngiliz Miles-Magister eğitim uçakları yapıldı.

1944 yılına kadar 30 uçak teslimatı yapıldı.

Kurulan tasarım bölümünde ise 6 Yük. Mühendis, 4 mühendis ve iki ressam çalışmaktaydı.

Yapılan modeller:

THK-3 Akrobasi planörü, THK-4 Okul Planörü, THK-5 Ambulans uçağı, THK-7 ve 9 Eğitim Planörleri, THK-11 Turizm uçakları. . .
THK Uçak motorları fabrikası Gazi Orman Çiftliği'nde kuruldu.

Tesis önce Gipsy uçak motoru yaptı.

Kapasite altı çalıştığı için musluk, piston, kuyu tulumbası vb. gibi birçok üretimi gerçekleştirdi.

1950 yılında dönemin en büyük hava tüneli kuruldu.

AHT (Ankara Hava Tüneli). 1956 da Genelkurmaya devredildi. Depo olarak kullanıldı.

O yıllarda bu işlere genelde karşı duran Demokrat parti iktidarı devam etmekteydi.

Sürekli uçak ithal eden hükümet nedeni ile yeterli siparişi alamayan tesislerden 1952 de Uçak fabrikası ve 1954 da Motor fabrikası sessizce kapatılmaları için Makine Kimya Kurumu'na devredildi.
Motor fabrikası 1955'de Türk Traktör fabrikasına dönüştürüldü.

Şimdiki ODTÜ-Ostim ara bağlantı yolunun sağındaki fabrikadır.Uçak fabrikası ise 1959 yılında üretimi durdurdu.

Yedek parça üreten tesis 1968 yılında Tekstil makineleri fabrikasına dönüştürüldü. Yeri ise Etimesgut eski Onkoloji Hastanesi karşısıydı.

Böylece bu iki fabrika derdest edilip kapanmış, ABD'li dostlarımızın isteklerini Demokrat Parti harfiyen uygulamıştı.

İşte Havacılık TEKNOLOJİSİNİ DE BÖYLE ISKALAMIŞIZ!!!”

İzmir 2012-12-06

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..