Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '14

 
Kategori
Güncel
 

Savaşa hayır

Savaşa hayır
 

www haksozhaber.net


Savaş, gözyaşı demek, yıkım demek, açlık demek, dahası ölüm demek. Savaş, tarih boyunca emperyalist güçlerin çıkarına, halkların zararına olmuştur. Tarih, bunun örnekleriyle doludur.

ABD, Batı Irak’a demokrasi getirmek amacıyla girdi; Saddam yönetimini devirdi. Saddam, idam edildi. Irak’a demokrasi mi geldi? Demokrasinin tüm kurallarıyla işlediği ülkelerde etnik, mezhep çatışmaları yoktur. Başka bir deyişle ırk, din savaşları geride kalmıştır. Bugün de Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da, Filistin’de, Libya’da, Cezayir’de, Afganistan’da ırk, din, mezhep savaşlarından günde yüzlerce, binlerce insan sakat kalıyor, ölüyor.

 

Bir de “Arap Baharı” çıktı. Baharda; tazelik vardır, çiçek vardır, güzellik vardır. Yeniden doğuş vardır. Bu özellikler,”Arap Baharı”nda var mıdır? Ne gezer? Aslında, bu “Arap Baharı” değil,”Arap Kışı ”, emperyalizm baharıdır.19.yüzyılın sömürgeci devletleri strateji değiştirerek günümüzde de sömürülecek kaynakları olan ülkeleri kendilerine doğrudan bağlamadan, desteklemekte ve sömürü düzenlerini dolaylı sürdürmektedirler.

Arap BaharıArap halklarının demokrasiözgürlük ve insan hakları taleplerinden ortaya çıkmış; bölgesel, toplumsal bir siyasi-silahlı harekettir. Protestolar, mitingler, gösteriler ve iç çatışmalar yaşanmıştır.Arap Baharı denilince TunusMısırLibya SuriyeBahreynCezayirÜrdün ve Yemen'de büyük çapta;  MoritanyaSuudi ArabistanUmmanIrak,Lübnan ve Fas'ta küçük çapta olmak üzere tüm Arap Dünyasında baş gösteren mitingler, protestolar, halk ayaklanmaları ve silahlı çatışmalardır.Bu ayaklanma ve çatışmalar,Arap halklarına, demokrasiözgürlük ve insan hakları değil; acı, gözyaşı, açlık, ölüm getirmiştir. Arap diktatörlerinden Tunus’ta, ZeynelAbidin Bin Ali’nin başkanlığı bırakıp 14 Ocak 2011'de ülkeden kaçması,Mısır’da,11 Şubat 2011 tarihinde Mısır cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek gösteriler nedeniyle istifa etmesi,Libya Muammer Kaddafi' nin öldürülmesiyle bu ülkelere demokrasi gelmemiş; kargaşaya sürüklenmiş; radikal İslam’ın pençesine düşen ülkelerde yeniden diktatörlükler kurulmuştur. Mısır ‘da ,2012 Mısır Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nden galip çıkan Muhammed Murisi, ülkede diktatörlük kurmuş; diktatörlüğü çok sürmemiş, yönetime ordu el koymuş; Muhammed Murisi tutuklanmış, Müslüman Kardeşler liderinin bazıları da yurt dışına kaçmıştır.(19 Ağustos 2014 Vikipedi)

Diktatörlerin ülkelerinden uzaklaşmasının yerini, genellikle Mısır’da olduğu gibi İslamî diktatörler almış; “Arap Baharı”nın yaşandığı diğer birçok ülkede de ISİD, El Kaide, Nursa, Hizbullah… ya da benzer terör örgütleri, diktatörlerden boşalan otorite boşluğunu doldurmayı hedeflemişler; kimi ülkeler de bu örgütlere silah ve cephane sağlamıştır. Dünya kamuoyunda, ne yazık ki bu ülkelerden birinin de Türk Hükümeti olduğu kanısı yaygındır.

 

 Emperyalizmin desteğindeki ISİD, El –Kaide, Nursa, Hizbullah, PKK, PYD, KCK Türkiye’ nin kılcal damarlarına kadar girmiştir. Bu örgütlerden herhangi birine sempati duyanlar, örgütlere katılmakta kendi ülkelerinin insanlarını öldürmekte; evleri, okulları, devlet kuruluşlarını yakıp yıkmaktadırlar.

 

Türkiye, yıllarca PKK terör örgütüyle mücadele etmiş bir ülke olarak dünya kamuoyunda, Esat’ı düşürme adına ISİD gibi kan içici bir terör örgütünü desteklediği söylentisi bile düşündürücü ve ürkütücüdür. Musul Türk Elçiliğindeki 49 görevlinin yaşamı baha edilerek mi yoksa bu eli kanlı terör örgütünün Türkiye’de uzantıları ve sempatizanları olduğu için mi Başbakanlığında Tayip Erdoğan, bu örgüte, terör örgütü diyememiştir.

Katar ‘a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar’dan sınır dışı edilen Müslüman Kardeşler liderlerini Türkiye’ye davet etmiştir. Irak’tan kaçan Tarık Haşimî gibi İstanbul’da korunmaktadırlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’deki konuşmasında Mısır’ı hedef alması Sisi yönetiminin Türkiye’yi protesto etmesine neden olmuştur.

HDP Kobani” nin ISİD’den kurtarılmasını Türkiye’den beklemektedir. İyi de “Kobani” Türkiye toprağı değil, Türk askeri Orta Doğu bataklığına niçin girsin?  HDP’ nin desteğindeki PKK, KCK terör örgütleri, Türkiye,”Kobani ”yi ISİD’den kurtarmadığı için bu ülkede insanları öldürmekte ( 10.09. 2014’te 25 kişi) .”Kobani” halkına kapılarını açan Türkiye, kapılarını açtığı için suçlu mu oldu? Türkiye ,dün de Saddam’ın baskısından kaçan Peşmergeleri korudu. Yakın tarihte, Irak’tan Malik’i yönetiminin verdiği idam cezasından kaçan Tarık Haşimi İstanbul’da. Ne yapıyor, derseniz. Esat’a karsı Sünni terörü örgütlediği söyleniyor.Katar’ın ülke dışına çıkardığı Mısır’ın Müslüman Kardeşleri liderlerini de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye davet etti. Onlar da İstanbul’da.Hamas teröristlerinden de Türkiye’de olanlar savı, bana yadsınamaz gibi geliyor.  Suriye’deki savaştan kaçan Türkiye’ye sığınan 2 milyon Suriyeli de Türkiye’nin sırtında. Ne olursa olsun Türkiye; din, mezhep savaşlarından uzak durmalı. İktidar da Esat’tan kaçan kim olursa olsun korumamızdadır politikasını sürdürmeyi bırakmalı. Ziya Paşa ne diyor: “Zira bu terazi bu sıkleti çekmez.”

Demokrasi, başka devletlerin desteğiyle-özellikle de emperyalist devletlerin-desteğiyle gelmez. Demokrasi dinle de gelmez. Din, kutsaldır. Demokrasinin aracı olarak da kullanılamaz. Ne var ki Orta Doğu’da yıllardır diktatörler, dini kullanarak iktidara gelmişlerdir.

Bu ülkelerde eğitim, sosyal yaşam din kurallarına göre biçimlendiğinden, İslamî terör örgütleri de bu ülkelerde beslenmekte, kendilerine yaşam ortamı bulmakta zorlanmamaktadırlar. Dünyanın süper güçleri kendi amaçları için bu örgütlere silah, askerî eğitim, para desteği sağlamaktadırlar

Sonuç:Yakındoğu’da dengeler değişmiştir. Türkiye bir taraftan Barzani’ye, diğer taraftan ISİD’, PYD’ ye komşu olmuştur. Rojova’ da özerk bölge oluşturan PYD, ileride Irak, Suriye, Türkiye ’İran’daki Kürt bölgelerini içine alan bir Kürt devletinin çekirdeğini oluşturmaktadır. ISİD de Irak, Sam İslam Devleti’ni kurmak amacıyla insanları boğazlamakta, bu, Orta Çağ’da bile görülmeyen bir yapılaşmadır. Biri Kürt milliyetçisi, diğeri kan içen İslamcı bir terör örgütü oluşumudur. Artık, ne Suriye, eski Suriye; ne de Irak eski Irak’tır. Ortadoğu, yeniden şekillenecektir. ABD ve Batı, amacına belli oranda ulaşmış, RTE da Büyük Ortadoğu Projesi’nin as başkanı olarak bu oluşuma katkıda bulunmuştur

Türkiye Hükümetleri, genellikle Orta Doğu bataklığından uzak durdular; çünkü Atatürk’ün kurduğu laik, sosyal, hukuk devletinin temsilcileriydiler. Ne zaman ki AKP iktidarı, Atatürk ilke ve devrimlerinden uzaklaşarak dini ve mezhepçiliği temel alarak Orta Doğu’da rol almaya kalktı; ülkede İslamî devletlerin ve terör örgütlerinin etkisi arttı; Türkiye, Batı’dan uzaklaştı.

Son söz: Türkiye, Orta Doğu bataklığına girmemeli; Misak-Milli sınırlarını da korumaktan ödün vermemeli.

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..