Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '14

 
Kategori
Güncel
 

Savaşa karşıyız! Hadi canım sen de!

Savaşa karşıyız! Hadi canım sen de!
 

Savaşa karşıyız! Hadi canım sen de!


İsrail’in Filistin’e günlerdir yapmış olduğu saldırılar “kara operasyonu” ile yeni bir boyut kazandı. Bu; binlerce yaralının ve hayatını kaybeden yüzlerce insanın İsrail için yeterli olmadığı anlamına geliyor… Dünyanın her yerinden taraflı tarafsız herkesin canı yanmasına rağmen bu iki devlet neden savaşıyor? Daha doğrusu İsrail neden güçsüz düşmanı karşısında daha da canavarlaşıyor? Dahası neden dünya buna bir “DUR!” diyemiyor ya da demiyor?

İki devletin de tarihsel, dinsel, ekonomik ve siyasi açıdan savaşmak için nedenleri var… Ama iki devlet açısından savaş nedenini bir cümleye sığdırmak istersek “Her iki devlet de kendileri için kutsal olan topraklarda varlığını sürdürmek istiyor.” diyebiliriz. Ancak eksik olur. Çünkü ikisi de “varlıklarını sürdürmek”le yetinmeyip ötekinin o topraklardan çekilip gitmesini hatta sonsuza kadar yok olmasını istiyorlar.

Bu noktada Aristoteles’e kulak vermekte fayda var: “En büyük suçlar gerekli olanı değil de fazla olanı elde etmek için işlenir.” Bu yüzden iki devlet de ellerindeki en iyi imkânları kullanarak birbirine saldırıyor… Yani daha fazlası için… Tabii amaç mümkün olduğu kadar çok düşmanı yok etmek olduğu için kullanılan silahların yasak silahlar olması ya da kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere sivillerin hedef olarak seçilerek insanlık suçu işlenmesinin bir önemi olmuyor… Zaten iki devlet de dünyanın umrunda değil! Eğer İsrail birilerinin umrunda olsaydı yıllarca acılar çekmelerine, soykırıma maruz kalmalarına göz yumulmazdı. Eğer Filistin birilerinin umrunda olsaydı bir halk yok edilirken başta komşuları olmak üzere bütün dünya üç maymunu oynamazdı. Herkes kendi çıkarının peşinde! Yeter ki İsrail ve Filistin dünyadan bir şey istemesin! Yeter ki İsrail uyguladığı “orantısız güç” ile büyük devletleri zor duruma sokmasın, yeter ki Filistin yüzlerce yıldır evi olan topraklar için dünyadan yardım beklemesin…

Bu güne kadar dünyada yüzlerce, binlerce irili ufaklı savaş meydana gelmiş… Yani bu demek oluyor ki insanlar yüzlerce, binlerce defa birbirlerini yok etmek için uğraş vermişler… Kimi savaş yıllarca sürmüş kimisi birkaç saatte bitmiş… Kimisinde milyonlarca insan can vermiş, kimisinde ise çok daha az can yanmış… Kimisi çoktan unutulmuş… Kimisi daha yıllarca devam edeceğe benzer… Peki neden?

İnsan sadece kendi çıkarlarını düşünerek hareket ettiği andan itibaren karşısındaki için bir tehdittir. İnsanların oluşturduğu sistemler olan devletler de aynı mantıkla yaşar aslında… O bakımdan yeryüzünde meydana gelmiş en büyük savaş ile iki insan arasında meydana gelen ilk kavganın-savaşın nedeni aynıdır. Bencillik!

Esasında İsrail-Filistin meselesinin de çıkış nedeni budur. Hemen her savaşta olduğu gibi bu iki devlet arasında olan savaşta taraflar sadece kendi pencerelerinden bakıyorlar. Bir ölüm kalım savaşı verildiği için empati tabii ki akla gelmiyor. Sonuçta taraflar sadece kendilerini haklı görüyorlar… Bu noktadan sonra saldırmak için bahane aramaya gerek yok… Zaten bu noktada bahanelerin önemi de yok. Çünkü hiç kimse çözüm istemiyor, barış istemiyor… Hele hele birlikte yaşamayı kimse aklına bile getirmiyor. Varsa yoksa ötekini yok etmek! Bunu başarabilense tabii ki daha güçlü olan, daha fazla canavarlaşabilen, daha fazla katliam yapabilen oluyor…

Yazımın sonuna gelmişken bizler için de bir şeyler söylemek istiyorum. Filistin’de yok edilen masumlara üzülüyoruz. Onları yok etmek için bütün imkânlarını kullanan İsrail’e kızıyoruz… Kendi çapımızda bu kanlı savaşa karşı durmak için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz… Buraya kadar her şey çok güzel… Ancak bu duygularımız ne kadar samimi? Bilemiyorum…

Nitekim bu duygularımız samimi olsa savaşa neden olan asıl şeyin, bencilliğin, zehirli bir sarmaşık gibi bizi de sardığını ve her geçen gün nefret dilini kullanarak kutuplaştığımızı görürüz! Eğer duygularımız samimi olsa en demokratiğimizin bile başkalarına saygı duymadığını, en basit konuda bile bencilce davranmaktan çekinmediğimizi, kendi çıkarlarımıza ters emelleri olanlardan nefret ettiğimizi fark edebilirdik!

Yanılıyor muyum?

 
Toplam blog
: 103
: 409
Kayıt tarihi
: 10.09.10
 
 

Kısaca kendimi tanıtacak olursam "Evlat, eş, baba, öğretmen, yönetici, yazar ve tabii ki okur." y..