Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '13

 
Kategori
Siyaset
 

Savcı Doğan Öz Cinayeti ve Ailesinin Tavrı

Savcı Doğan Öz Cinayeti ve Ailesinin Tavrı
 

  • Savcı Doğan Öz’ün öldürüldüğü günü hayal meyal hatırlıyorum.
  •  
  • Yetmişli yılların ikinci yarısı…
  •  
  • Ne çok insan sokak ortasında öldürülmüştü. Abdi İpekçi, Cavit Orhan Tütengil, Bedrettin Cömert, Bedri Karafakioğlu, Ümit Kaftancı, Kemal Türkler, Savcı Doğan Öz ve daha birçok isim.
  •  
  • Savcı Doğan Öz 24 Mart günü katledilen bir isimdi.
  •  
  • İki gündür internet ortamında eşi Sezen Hanım ve kızı Bengi’yle yapılan röportajı okuyorum. Görmesini gören gözler için bildik şeylerden bahsediyordu Sezen Hanım ve kızı Bengi. 35 yıl boyunca neler çektiklerini, nelerle karşılaştıklarını bir bir anlatmışlar. Doğan Öz’ün neden öldürüldüğünü, failin yakalanması ve yargılama sürecini bir de ailenin üyelerinden dinlemek farklı oluyor. Her ne kadar olan bitenler hakkında az da olsa bir şeyler biliyor olsak da, bir kez daha hatırlatmakta fayda var ki bu ülkenin hukuk düzeni gerçekten ilginç.
  •  
  • O bildik soruyu bir kez de buraya not edelim, “Savcı Doğan Öz neden öldürüldü?”
  • Yanıtı gayet açık ve net!
  • Bu ülke de kontrgerillayı sorgulama cüretini gösteren herkesin başına gelen her neyse, Doğan Öz’ün de başına gelen o olmuştu. Yargılama süreci tam da o bildik yargılamaların özünü anlatan cinsten…  Karar, temyiz, kararın bozulması, sürecin uzaması, davanın takip edilemez hale düşmesi ve en nihayetinde davanın zaman aşımı denen bir karaktere dönüşmesi… Sadece Doğan Öz davası değil, diğer bütün davalarda da izlenen yöntemin bu olduğu bilinen bir gerçek. Hangi dava takip edilemez hale getirilmedi ki? Bu ülkenin yargı vesayetinin genel karakteri böyle olduğundan bu durumu ben kendi payıma fazla tuhaf bulmuyorum.
  •  
  • Doğan Öz’de bir kontrgerilla marifeti sonucu öldürüldü. Yargılama süreci zaten bu gerçeği fazlasıyla önümüze koymuştu. Eşi ve kızı da farklı şeyler söylemiyorlar. Ama daha da ilginç olanı, Doğan Öz’ü, Silivrisevmezlerin anmak gibi bir eyleme girişmiş olmaları. Oysa Silivri’de görülen davanın özü bir kontrgerilla davası değil mi? Nasıl oluyor da bu davanın karşısında duranlar Doğan Öz anması yapabiliyorlar? Garip… Garip olduğu kadar da bir hayli ironik. Doğan Öz cinayeti nasıl ki 12 Eylül darbesine giden sürecin kilometre taşı olduysa, aynı şeyin tekrarını Danıştay saldırısında görmedik mi? Danıştay saldırısı da bir anlamda darbe sürecine kilometre taşı döşemek değil miydi? O halde her laflarından ikisi Ergenekon hadisesini sulandırmak olan çevrelerin Doğan Öz anması da neyin nesi oluyor?
  •  
  • Tabi burada bir noktaya daha dikkat çekmekte fayda var. Savcı Doğan Öz’ün eşi ve kızı da referandum sürecinde “Evet” cephesinde yer almışlar. Oysa Silivrisevmezler referandum sürecinde “Hayır” cephesindeydiler. Ve o “Hayır” cephesi her ağızlarını açtıklarında “Yetmez ama Evet” diyenlere veryansın etmiyorlar mıydı? Peki neden Doğan Öz’ün ailesi referandum sürecinde “Evet” cephesinde yer almıştı? Silivrisevmezler en azından bu durum karşısında düşmüş oldukları çelişkinin farkındalar mı? Yani Silivrisevmezler için öyle bir baltayı taşa vurma hadisesi ki ne yanından tutuyorsanız eliniz de kalıyor. Yukarıda dedim ya, “Görmesini gören gözler” diye. Ergenekon Davasını sulandırma çabasında olanların bir türlü görmek istemediği gerçek, bu ülkede yaşanmış onca karanlık cinayetin altında yatanın, devlet içerisindeki bürokratik vesayetçi güç odaklarının olduğu gerçeğidir. Bu gerçekle yüzleşmedikten sonra gerçeği görmek istemeyen gözlere fazla bir şey anlatmanın bir esprisi yok.
  •  
  • Savcı Doğan Öz’ün, eşi ve kızının tavrından sonra Hayırcıların, Yetmez ama EVetçiler için edebilecekri tek laf kalmamıştır.
  •    
  •  
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..