Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '08

 
Kategori
Gelenekler
 

Saygı ve sevgi...

Bu gün sizlerle Mustafa Tezer isimli, 71 yaşındaki, bir emeklinin başına gelenlerden bahsedeceğim.Mustafa amca, yaşına göre; yaptığı spor ve içmediği sigaranın yararlarından olsa gerek, daha dinç ve daha genç gösteriyor.
Antalya ilinin merkezi mahallelerinden bir sokakta oturuyor.
Bu yaşına rağmen, hala tüm işini kendisi yaptığı gibi bir kaç Km.lik yerlerede yürüyerek gidiyor.

SSK. dan emekli. Mustafa amcanın banka kartları ile başı dertte. Bir türlü bankamatikten para çekmeyi beceremiyor. Çocukları eline bir kağıda, yapacağı işlemleri yazarak vermişler. Ama nafile, para çekemiyor. Bu nedenle kredi kartı da kullanmıyor.

Mustafa amcayı; böyle bir para çekme macerası esnasında Bankamatik'in başında tanıdım. Birşeyler yapmaya uğraşıyor, ancak; bir türlü beceremiyordu. Yardımcı olabilirmiyim deyince, iri mavimsi, yeşil gözlerinin içi gülerek, memmun olurum, oğlum dedi. Kartını Bankamatiğe yerleştirip, şifresini girerek, parasını çektik ve cebine, (çalınmasın diye iyice içe) koyduk. Bankamatiğin kenarına konulmuş, banklardan birisine oturduk ve sohbete başladık.

1967 yılında, Burdur ilinden Antalya'ya gelmiş, Belediyede işe başlamış, 1988 yılında, yaşdan emekli olmuş, zamanında yaptığı gecekonduda oturuyor. Beş çocuğu, 12 torunu ve evde kendi deyimiyle Ayvaz'ı(eşi) olan ve aydığı 560YTL para ile geçinmeye çalışan bir emekli.

Yine; hafif yağışlı bir havada(Antalya'nın yağışlı havası malum) karşılaştım. Burnundan soluyordu ve üstü başı su içindeydi. Ne olduğunu sorduğumda; oğlum yaya kaldırımında yürürken, yağan yağmur nedeniyle cadde üzerinde biriken suya, gelen arabanın birisi o kadar suratli girdi ve suyu ben dahil yaya kaldırımında giden herkesin üzerine sıçratarak böyle ıslanmamıza neden oldu dedi. Bu insanlarda, insanlığa karşı, saygı ve sevgi kalmamış! şehir içinde arabanın gitmesi gereken hızı belli, birde yağış var, etraf su dolu. Ne olur, biraz yavaş gitsen diye söyleniyordu.

Su sıçratan arabanın plakasını alıp almadığını sorduğumda, aynı akibete uğrayan ve o da söylenmeye devam eden genç bir kızımız plakayı verdi. Plakayı Emniyete bildirip, gereğini yapmalarını rica ettik.Daha sonra da olayı takip ettiğimde, aracın plakasına cezai işlem uygulandığını görüp, biraz olsun rahatladık.
Mustafa amca ile aynı yöne doğru gittiğimiz için, sohbet ederek giderken yağmur hızlandı. Otobüs durağına geçip, otobüse bindik. Otobüs dolu, ancak ilköğretim ve ortaöğretim çocukları koltuklara oturmuşlar, gelen yaşlılara bırakın kalkıp yer vermeyi, öyle bir muhabbettelerki herkesi rahatsız ediyorlar.

11-12 yaşlarındaki bir çocuktan(en fazla bağıran) kalkarak yerini Mustafa amcaya vermesini rica ettim."Niye kalkıyorum ya, dursun ayakta, benimle birliktemi bindi." diye söylemesi ile kulağından tutup, havaya kaldırdım. Sana ailen böylemi terbiye veriyor! sana Öğretmenin böylemi öğretiyor! sende hiç saygı yokmu? diye yüklenince, benden cesaret alan birkaç kişi daha öğrencilere çıkıştı. Otobüs şoförüde devreye girerek, tüm oturan çocukları, ayağa kaldırdı ve yerine yaşlıların oturmasını sağladı.

Mustafa amca ile birlikte bir banka şubesine girdik. Banka şubesinde, oturacak yer olmadığı gibi ayakta duracak yer de çok az, (yanlış anlaşılma olmasın, benim banka şubesinde her hangi bir işim yok) görevliden, durumu anlatıp, yardımcı olmasını istedim."Bana ne yaşlıysa, numara alarak bekliyecek, sırada bekliyenler insan değilmi" diyerek, bize bir güzel insanlık dersi! verdi.
Aldığım bu ders, hala içimde bir uhde kaldı. Ne zaman oradan geçsem, bu güzel! ders aklıma geliyor.

Yaya kaldırımında yürüken, başına gelenler, otobüste yaşananlardan ve banka şubesinde yaşadığımız olay; birden bire aklıma, 65 yaş ve üzerindekilerin bankacılık işlemini, görevlilerin gelerek evde yapacaklarına dair bir çalışma ve kararname olduğuna dair duyumumun! doğruluğnu test etmek için, danışmaya gittim. danışmada sıramın gelmesini bekledikten sonra, sorduğumda; PTT aracılığı ile maaş dağgıtımının olduğunu, ancak yeterli müracaatın olmaması nedeniyle uygulamadıklarını söyledi.

Bunları niye mi yazdım? Hani bizim toplumumuzun gelenekleri ve görenekleri? Büyüklere saygı, küçüklere sevgi, büyük gelince, küçüğün kalkıp yerini vermesi, küçüklerin; büyüklerin yanında konuşmaması, sorulursa cevap verilmesi! gibi...
AB'ne girmeden onların, bizim toplum yapımıza uymayan uygulamalarını mı almışız, bilemiyorum!
Sizce????
 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..