Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '14

 
Kategori
Futbol
 

Saygısızlığın gereği yok..

Saygısızlığın gereği yok..
 

Süper Ligde son 6 haftaya girilirken en yakın rakibine 10 puan fark atmış Fenerbahçe kendi evinde Şampiyonluk için çok önemli bir maça çıkıyor. Bir hafta önce derbi maçında sarı kart ve sakatlıklar nedeniyle en önemli 5 oyuncudan yoksun. Rakibi Antalyasporun küme düşmemek için şiddetle puana ihtiyacı var ve Fenerbahçenin bu kadar eksiğini değerlendirmek istiyor.

Tribünlerde her zamanki Şükrü Saraçoğlu coşkusu. 90dakika sonra şampiyonluk şölenine dönmek üzere saniyeleri sayıyor. Takımının galip geleceğinden emin sadece maçın bitiş düdüğüne konsantre olmuş durumda.

Ama o da ne? Tribünlerde kendini Fenerbahçe taraftarı zanneden bir kişi ezeli rakibinin bir oyuncusunun Antrenörü ile yaşadığı özel bir sorundan kendince pay çıkarıp kendi takımın oyuncularına saygısızlık yapmaya çalışıyor. Galatasaraylı Selçuk İnan'ın Fenerbahçe forması giymesi için bir pankart açıyor..

Bu durum her şeyden önce tam 28 hafta çubuklu sarı lacivert formayı sonuna kadar terleten klübünün ve taraftarının mutluluğu ve gururu için sahada ter döken her Fenerbahçeli oyuncuya yapılan saygısızlıktır. Bu maçta şampiyonluk gururunu yaşatan oyuncuları bağrına basması gerekirken, onlara sevgi saygı ve alkış vermesi gerekirken o taraftar ezeli rakibinin bir oyuncusunun pankartını tribünlerde açabiliyor. O kadar uzun boylu değil. Saygısızlığın bu kadarına dur demek gerekiyor. O pankartın ne yeri ne zamanı bu maç değildir.

Aynı taraftarın zaman zaman açtığı pankartları çok iyi hatırlıyoruz. Rahmetli Luis Aragones zamanında açtığı Volkan ve Selçuk isteyene Aragones bedava pankartını da hatırlıyoruz. Kendince işgüzarlık yapıyordu o dönemde de. Volkan ve Selçuğun o dönemdeki performansları iyi olmadığı için bu sözlerle eleştiren pankartı da o dönemde saygısızca açmıştı. Çık Sen oyna başlıklı blogumu da o pankart üzerine yazmıştım o yıllarda.

Volkan Demirel kaleyi devraldığı günden bugüne kadar Fenerbahçeliliği asla sorgulanamıyacak bir oyuncudur. Performansı ile her sezon Fenerbahçemize çok şey katmış bir çok başarıda başrolü oynamıştır. Her sezon onlarca hatalı gol bile yese O Sevilla maçındaki kurtarışları için bile o bizleri sevince boğan gün hatırına her hatasına hoş görü ile bakması gerekir her Fenerbahçeli'nin. Öyle de olduğuna  inanıyorum. Ancak sadece Sevilla maçı değil hemen her maçta güvendiğimiz ve yıllarca Milli takımın başarısında bile ismi önde gelen bir oyuncumuza açılan o yazı  eleştirilmesi gereken ve kabul edilmesi mümkün olmayan bir yazı idi. 

Keza Selçuk Şahin'de 12 yıllık Fenerbahçelilik hayatında en ufak bir saygısızlığını görmediğimiz oynasın oynamasın dürüstlüğü ve centilmenliği ile yine sevgimizi kazanan bir oyuncumuzdur. Zaman zaman eleştirilse bile bunlar sporun hele futbolun içinde olan şeylerdir. 

Hangimiz fert olarak günlük hayatımızda yaptığımız işlerde sürekli aynı performansı gösterebiliriz. Her gün her ay her zaman aynı güçte ve performansta olabiliriz. Futbolcuların önce insan olduklarını unutmamalıyız. Günlük yaşamda onların da zaman zaman özel sorunları olabileceğini unutmamamız gerekiyor. Aile içindeki bir hastalık, eşinin çocuğunun hastalığı, okulda veya işerindeki sorunları veya kendi hastalığı morali vs. gibi nedenlerle sporcuların sahadaki performansları elbette zaman zaman değişebilir. Bizler taraftar olarak onlara vereceğimiz destek ve moral ile düşen performanslarını daha yukarıya çekmek için çaba göstermemiz gerekirken onları yuhalarsak, bindiğimiz dalı kesmiş olmazmıyız.

Bizleri gururlandıran şey tuttuğumuz takımın gönül verdiğimiz renklerin başarısıdır. Öyle ise oyuncularımızın başarılı olması için destek vermemiz gerekmez mi:? Onları yuhlamak küstürmek moral bozucu fiil ve eylemlerde bulunmak ile takım başarısı nasıl gelir. Bu şekilde kendi oyuncusuna yuhlayan onlara küfür eden kişiler tribünlerde barındırmamak gerekiyor. Her Fenerbahçeli için sarı lacivert fortmayı giyen ve terleten oyuncu saygıyı hak ediyor. Yönetimi teknik direktörü ona güvenip forma verirken bizlere onu yuhlamak değil alkışlayarak destek vermek düşer. Benzer kişiler gibi kişisel işgüzarlıklar yapmak Fenerbahçelilik değildir. 

Hal böyle iken Tribünde Şampiyonluk şarkıları söylenirken her oyuncumuza bizleri de gururlandığı için Teşekkür edilirken bir kişinin açtığı Selçuk İnan Fenerbahçeye yakışır afşinin ne yeri ne de zamanıdır. Bu sahadaki Fenerbahçeli oyunculara saygısızlıktır ve ötesi hakarettir. Bu afişin gereği yoktur. Anlamı da yoktur.

Bir sözümde gazetecilere olacak. Bu afişi Fenerbahçe taraftarından mesaj diyerek haber yapılması bütün Fenerbahçelilere atfedilen ancak hiç bir önemi olmayan bir haberdir. Kişisel bir düşünce olabilir. Her kişinin düşüncesini pankart haline getirip tribünlerde açması bir habercilk değildir. Ezeli rakibin bir oyuncusuna elbette talip olunabilir. Ancak kendi kulübünde sorun yaşıyor diye bir fırsatçılık yapılması Fenerbahçelilere asla yakışmaz. 

 

 
Toplam blog
: 96
: 648
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

Karadenizliyim. İzmir' de yaşıyorum.  Dünyanın tek bir ülke  olduğuna inanarak  bütün insanların ..