Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '13

 
Kategori
Siyaset
 

Sayın Başbakanım

Sayın Başbakanım
 

İnsanlar tatil yapmadan daha verimli çalışamazlar. Vücut bir gün iflas eder ve beyin iyi düşünemez hale gelebilir. Sizi son zamanlarda her ne kadar bir psikolog kadar anlamasam da yorgun, çok stresli ve gergin görüyorum. Bu da partinizin grup toplantısında, mitinglerde veya medya karşısındaki konuşmalarınıza olumsuz yansıdığını görüyorum.

Sizin imkânlarınız çok, biliyorum yaptığınız görev itibariyle ülke ve dünya sorunları da insana dinlenme fırsatı vermez ancak kısa bir zaman için de olsa küçük bir tatil kaçamağı yapmanız hem kendi sağlığınız, hem de milletimiz için daha faydalı olacaktır.

Örneğin neler yapabilirsiniz?

Önce korumalarınızı bir kenara bırakarak insan kalabalığından belli bir süre uzaklaşın. Kendi yalnızlığınızla baş başa kalın. Biliyorsunuz memleketiniz Karadeniz’in yeşilliği bol ve doğa harikası. Orada bir dağa çıkın, uçsuz bucaksız güzellikler içinde çiçek toplayın, böceklerin yaşama sarılışlarını inceleyin. Yorulduğunuzda bir ağacın gölgesinde soluklanın ve kuşların cıvıltısını gözleriniz kapalı dinleyin.

Yol üstünde bir köyün tabelasını mutlaka görürsünüz, ‘ya şundadır ya bunda’ diyerek birini seçip adımlarınızı köye yönlendirin ve bir tarlaya girin. Köylülerin alın teri ile çalışmalarını izleyin. Hatta sizde kollarınızı sıvayarak onlarla kazma kürek çalışın ve biriken toksinlerinizi atın. Ve yorulduğunuzda bir kenara çekilip, kana kana buz gibi bir ayran içip, yufka dürümün arasındaki katığın tadına varın.

Karnınız doyduysa adımlarınızı köyün içine yönlendirip kahvede oturanlarla sohbet edin, siyasetten biraz uzaklaşmak için başka konular konuşun, birbirinize fıkra anlatıp, gülümseyen yüzleri seyredin. Köylülere sorun bir dere kenarında ayaklarınızı suların içine sokup yalnızlıkla baş başa kalacağınızı, söyleyin. Onlar size mutlaka küçük bir dere kenarı tavsiye edecektir. Gidin oraya oturun dere kenarının yeşilliğine, hatta uzanın geriye ve gökyüzüne bakıp ağaçların arasından süzülen güneşin ve aydınlığın keyfine varın. Kulaklarınız suların akışında olsun…

Asgari ücretliler borçlu memur ve işçilerimiz ile emekli insanlarımız bir de doğalgaz, elektrik, su, telefon vs faturaları, banka borçları ve geçim şartları derken pek yapamadığı tatili siz iyi imkânlarınızla yapabilirsiniz.

Dağ turizminden hoşlanmadıysanız, deniz kenarına gidebilirsiniz. Gerçi muhafazakâr olarak bunu benimsemeyebilirsiniz ancak bakir deniz kenarlarımız da var.  Kimsenin olmadığı bir ortamda denizin uçsuz bucaksız sonsuzluğunu ve güneşin batışını keyifle izleyebilirsiniz.

Bol bol yüzün,

Gün batımında oturun sahile küçük taşları alıp,  denize atın,

Bir köşeye çekilip kitap okuyun,

Veya oltanızı alın,  takın kulaklığınızı ve klasik müzik eşliğinde balıkların gelişini bekleyin,

Akşam yemeğinden sonra bir eğlence yeri seçin kendinize, illa batı müziği olmasına gerek yok, mutlaka milli oyun havalarımızın olduğu mekân bulabilirsiniz. Doyasıya oynayın ve vücudunuzun stresten biriken kurtlarını yerlere atıp, rahatlayın… Gecenin ilerleyen saatlerinde gençlerin olduğu sahile gidin… Onların gitar eşliğindeki şarkılarını dinleyip keyiflenin. Şakalaşın, oyunlar oynayın, sabahlara kadar sohbet edin.  Bakın nasıl rahatlayacak ve o gençleri nasıl anlayacaksınız.

Bunları yaparsanız, vücudunuz size teşekkür edip, daha iyi kararlar vermenizi ve yüzünüzün hatiplikte halka karşı biraz gülümsemenizi sağlayacaktır.

Dinlenmek şart Başbakanım, Şart!

Sevgilerimle,

Ertuğrul Erdoğan

Haziran 2013/Bursa

www.erdoganlaedebiyat.com

 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..