Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '08

 
Kategori
Mizah
 

Sayın Başbakanımıza ricamdır!

Sayın Başbakanımıza ricamdır!
 

Sayın Başbakanım bu fırsatı kaçırmayın, kupon biriktirin!


Sayın Başbakanım, bugün elektronik postama Milliyet Gazetesi'ndenden bir reklam iletisi yollamışlar. Allah sizi inandırsın, hemen siz aklıma geldiniz.

Nasıl gelmesin ki? Milliyet Gazetesi "ELEKTRONİK SÖZLÜK" veriyor. Hem de 39 kupona.
Rica ederim bu fırsatı kaçırmayın!

Sık sık yurtdışı seyahatlerine gidiyorsunuz ama, yabancı ülke başkanları ile dostluk kurmanız zor oluyor. Yabancı dil gerekiyor tabii.

Ayrıca toplantı salonlarına da aceleyle girdiğiniz için, danışmanlarınız ve tercümanınız sizinle aynı kapıdan içeri giremiyorlar. Onları yan kapılardan, arka kapılardan içeri almak istiyorlar ve kavga çıkıyor. Maşallah iyi yetişmişler, hemen girişiyorlar karşı tarafa. Dövüyorlar mı dövülüyorlar mı, basından öğrenemiyoruz. Bu konularda da bir basın açıklaması yapsanız da bizleri aydınlatsanız diyorum.

Dışişleri Bakanımız Babacan, tam yanınızda yürüdüğü için, sizin hani o 500 bin dolar peşin ödeyip taksitle gemi alarak armatörlüğe soyunan büyük oğlunuz var ya, ona benzetip aynı kapıdan salıyorlar.

Daha geçenlerde, sizin İngilizce bildiğinizi zannedip de "When did You come? Ne zaman geldiniz?" filân diye söze başlayarak sorular yönelten İspanyol Kralına cevap veremediniz. Bereket versin "Ne diyo? Ne diyo?" diye Babacan'a sordunuz da o, "yesterday/dün" deyiverdi. Ama bu sefer de Kral onu tercüman zannetti. "Birader bizim sarayda da birkaç tercüme işi var, yapar mısın?" diye sormak üzereyken, Babacan "Ben tercüman değilim, Dışişleri Bakanı'yım" dedi de angaryadan kurtuldu. Yoksa başına iş alacaktı.

Sayın Başbakanım, atalarımız ne demişler? Ne demişlerdi ya, aklıma gelmedi? Hah... "1 lisan 1 insan" demişler. Ben 2 lisan biliyorum, Türkçe'den başka ama 1 insan bile etmiyorum başbakanım. 13 yıl oldu ülkeme döneli, dönmeleri kıskanmaya başladım! Bırakın bir insan olmayı, insanlığımı unuttum. Yakında, binbir zorlukla öğrendiğim lisanları da unutacağım.

Bu sözlükleri mutlaka alın sayın Başbakanım. Koyun cebinize, yurtdışı seyahatlerine öyle çıkın. Tercüman paralarını da biriktirin, taksitle gemi alın!

Şimdi sayın Başbakan'ım bu sözlükler 3 çeşit.

* Bir tanesi sadece İngilizce-Türkçe. Bu işinize yaramaz. Sizin çeşitli dilleri konuşabilmeniz lazım.

* 12 dilde elektronik sözlük ve

* 11 dilde sesli çeviri bilgisayarı. Bu tam size göre bence.

Vallahi artık kafanıza göre takılın, ben karışamam hangisini seçeceğinize. Hepsi de 39'ar kupona. İsterseniz 39 gün boyunca 3'er tane Milliyet alır, her 3 sözlüğe de sahip olursunuz.

Bu sözlüklerde TÜRBAN tanımı var mı yok mu bilemem. Ama siz onu zaten "Meydan Larousse" da buldunuz.

Neymiş türban? Meydan Larousse’a göre türban; yumuşak kumaştan, kenarı teğelsiz, ipek veya pamukludan yapılmış başı örten bez"

Sayın Başbakanım bu tanımı yaptıklarında bizim başımıza gelecekleri bilselerdi "siyasi simge" diye ilave ederlerdi. Ama ne bilsinler? Biz bile bilemedik de sizden öğrendik geçenlerde.

"...velev ki siyasi simge olsa ne yazar? Gönül Yazar..." dediniz. Sonra da, "dünya üzerinde yasaklanmış siyasi simge var mıdır?" diye sordunuz. Varmış sayın Başbakanım varmış. Rahmetli:) Hitler'in Gamalı Haç'ından başlayarak sayısız siyasal simge bulduk yasak olan.

Saygılar sunarım efendim. Bu arada çok meşgulsünüz, 1 cümle ile TÜRBAN işini halletmenin yollarını ararken yolda kalmamaya çalışıyorsunuz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk Devleti olduğunu ifade eden Anayasamızın 2. Maddesi değiştirilemez. Bu, 4. Maddede belirtiliyor sayın Başbakanım.

Siz nasıl 1 cümle ile değiştirip de türbanı üniversitelerde ve kamusal alanda serbest bırakacaksınız? Merak ettim de.

Demokrasi, Demoklesin kılıcı gibi, kafamızın üstünde dolaşıp duruyor. Sadece bazılarımız için geçerli, hepimiz istifade edemediğimize göre, bu madde zaten değiştirilmiş mi demek istiyorsunuz?

Laiklik can çekişiyor. Vur beline kazmayı, çıksın canı aheste aheste.

Sosyal Devlet, anlamını bile bilmediğimiz bir kavram galiba. Hastanelere sağ giren, hasta olarak veya cenaze arabasında çıkıyor. Sosyal kurumlar tam görev yapamıyorlar.

HUKUK DEVLETİ de değiştirilmesi kolay bir kavram. HUKUK kelimesinin 1. ve 3. harfleri değişecek sadece.

Al sana GUGUK DEVLETİ. Saygılarımla arz ederim efendim.

Mustafa Mumcu, 20 Ocak 2008 saat: 08:45
 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..