Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '10

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Sayın Başkan

Sayın Başkan
 

İş nedeniyle evinizi, işinizi , eşinizi dostunuzu bırakıp başka bir ile göç ediyorsunuz.

Manevi çöküntüyü sanırım anlatmaya lüzum olmasa gerek,

Siz alışmaya çalıştıkça , birileri buna ısrarla engel olmaya çalışıyor.

İşyerini kurmanız için destek veren Belediye, birden düşmanınız kesiliyor.

Siz sunulan tüm maddeleri , onca zarara rağmen yerine getiyorsunuz , mecburen...

Yeter ki işim yürüsün düşüncesiyle...

Fakat onca verilen zahmet yetmiyor , daha fazlası isteniyor sizden.

Hatta hiçbir neden yokken işyeriniz mühürleniyor.

Günlerce kapatılıyor...

Uzlaşmaya varmak için görüşmeye gidiyorsunuz, defalarca, hatta haftalarca...

Fakat randevu bile verildiği halde içeri alınmıyorsunuz.

Hem gereken konuşulmuyor , hemde gereken yapılmadı diyerek işyeri mühürleniyor.

Konuşulmayan birşey nasıl yerine getirilebilir?

Yapılanlardan belediyedeki çalışanların hiçbirinin haberi yok!

Kalem müdürü benim haberim yok der, başkan yardımcısı benim haberim yok der...

Başkan odasına kimseyi almaz.

Yanındaki korumalardan yanına yaklaşılmaz.

İş olanağının olmadığı, sanayinin geliştirilemediği bu ilde,

Ekmek parasını kazanmaya çalışan insanlara atılmış bu tekmenin faturasını kim ödeyecek?

Hırsızlığın büyükşehirdekinden çok daha büyük bir seviyede olması tesadüfmü sizce?

Büfeler kapatılıyor, Telefoncular kapatıldı...

Göze kötü görünüyor diyerek kapatılan bunca ekmek kapısına kadar , Aydında çok çirkin gözüken yığınla şey var.

Kalem müdürüne göndermiş olduğum maile aylardır cevap alamadım.

Yanına gidip yardım rica eden insanların hepsine söylediği tek söz var .

''Hallederiz!!''

Acaba bu cümle bir kez olsun hayata geçti mi?

İnsanları başından savmak için söylenmiş bu sözü hayata geçirmek imkansız olsa gerek...

Bu insanlar sizin oyuncağınız değil...

Bu insanlar aptal değil...

Bu insanlar fotosentezle beslenmiyorlar...

Bu insanların evde ekmek bekleyen çocukları var...

Yılbaşını Kimsesiz çocuklarla geçirmekle, ben onların anneleriyim deyip, reklam yapmakla olmuyor.

Bizim çocuklarımızın suçu anne babaları olması mıdır?

Bu kadar problemden sonra aile ortamı ne kadar sağlam olabilir, diye sormak isterim kendisine.

İşyerlerine göz dikip cebe atılacak paralardan önce bu insanların hayatları düşünülmeli.

Sizin talep ettiğiniz o paralarda çocuklarımızın rızkı var.

Başkan olmadan önce insan olmak gerek...

Kalbinde insan sevgisi taşımak, anlayabilmek gerek...

Başkanlığını yaptığınız bu ilde hayaletler yaşamıyor...

Ya da sadece etrafınızda sahte sevgiler sunan insanlardan ibaret değiliz.

Dışarı çıkın biraz Özlem Hanım...

Hayat buralarda,

Gerçekleri bu kadar görmezden gelemezsiniz.

İnsanlarla konuşup, dinlemek gerekir bazen.

Oysa siz ayağınıza gelen insanları bile dinlemeye tenüzzül etmezken ,

Nasıl başkanlık oluyor bu?

Başkanlık dergilerde boy göstermekten, reklam yapmaktan ibaret değildir.

Asıl gerçekler burada ve siz bunlara göz yummuş durumdasınız.

Sayın başkan,

Sayın başkan yardımcısı,

Sayın kalem müdürü,

Bu insanlar olduğu için buradasınız...

Bu insanları görmezden gelemezsiniz...

Mafyavari bir şekilde belediye görevi üstlenilmez...

Tek istediğim bir günlüğüne bizim tarafa geçmeniz...

Burdan bakmaya , burdan görmeye çalışın...

Birgünlüğüne kulaklarınızı halka çevirin...

Sadece birgün görün, duyun...

Sadece birgün...

 
Toplam blog
: 71
: 727
Kayıt tarihi
: 14.07.07
 
 

Almanya doğumluyum. Kocaeli'de oturuyorum. Üç yaşında bir oğlum var. Anadolu Üniversitesi Kamu Yönet..