Sayın Baykal, lütfen sizi ve CHP'yi kolayca eleştirme hakkımızı elimizden almayınız; Geri dönünüz

Baykal kesinlikle geri dönmeli, döndürülmeli.

Bunu gayet içten söylüyorum. Evet, şüphelerinizde haklısınız, bu düşüncemde bir miktar alaysı bir yan var. Ama bu alaysı yan yine de bu konudaki samimiyetimi ortadan kaldırmaz.

Öncelikle olaya ciddi tarafından, öznesinin Baykal olduğunu göz ardı ederek yaklaşalım;

Bir kere doğruluğu ya da sahteliği henüz bilinemeyen bir video kaset üzerinden bir parti liderinin istifa etmesi son derece anlamsız ve gereksiz. Bu kaset bir montajsa ve alçak bir komplonun eseri ise – ki ben gerçek olmadığı olasılığını hala düşünüyorum- masum bir insanın bu oyuna kolaylıkla gelmesi inanılır gibi değil.

Bir diğer neden, eğer kaset gerçek ise dahi, nihayetinde ortada bir suç yok. Bu ülkede iki kişi arasındaki özel ilişkiler, yaş sınırı problemi yoksa, kimseyi ilgilendirmez. Eğer ki söz konusu kasetin aktörü bir sağ partinin muhafazakâr bir ismi olsaydı, durum nispeten değişebilirdi. Belirli değerlere kutsallık atfedip, sonra da bu değerleri çiğneyen birisinin dürüst olmadığı kanaati üzerinden bir toplumsal yargı oluşturulabilirdi. Elbette bir parti lideri, içinde bulunduğu toplumun algı düzeyinin, olaydan kaynaklı partisine zarar vereceğini düşünüyorsa istifa edebilir. Ama örneğimiz buna çok yakın durmuyor, çünkü henüz ne ispatlanmış ne de kabul edilen bir aldatma olayı var.

Ve bir kez daha, kaset gerçek olsa dahi, toplumun algısını göz önüne almakla, bundan siyasi bir menfaat bekleyenlerin oyununa gelmek arasında kalındığında, istifa seçiminin kesin bir doğru karar olduğu söylenemez. Dürüst davranmak, özeleştiri yapmak, özür dilemek ve politik doğrularının peşinden koşmaya devam etmek de bir seçenek olarak her zaman mevcuttur.

Ama Baykal tüm bunları aşarak istifa seçeneğini tercih etti. Ve bu durum bende fazlası ile soru işareti yarattı. İşin bu ciddi yanlarını düşünerek kesinlikle Baykal’ın geri dönmesi gerektiğini düşünüyorum.

Ama bana ne mutlu ki, elimdeki gerekçeler sadece bunlar değil.

Baykal benim, bu ülkede huzurlu olmamı sağlayan etkenlerden birisidir ve bu mutluluğumu elimden almasına fazlası ile üzüldüm. Ergenekon zihniyetine karşı fikri mücadele vermeye çalışan birisi olarak, Baykal’ın CHP’nin başında bulunmasını kendi adıma hep bir artı hane olarak gördüm. Çünkü Baykal, Ergenekon zihniyetinin siyasi alandaki başarısızlığının en büyük garantisiydi.

Baykal’ın hizipçilik ve kavgalarla geçmiş tüm siyasi yaşamı, onun hakkında toplumda ortalama bir algı oluşmasına neden oldu. Ve bu ortalama algı siyaseten başarıya gidecek yola katkı sağlayan bir unsur asla olmadı.

Baykal’ın eline bu algıyı düzeltecek çok fazla fırsat geçti. Ama Baykal bu fırsatları hep ıskaladı. Çünkü Baykal’ın politika yapma biçiminde, toplumdan beslenmek, toplumun beklentilerini göz önüne almak hiç olmadı. O hep kavramlar ve güç odakları merkezli bir siyaset yaptı ve dolayısı ile toplumla hep çelişen, her durumda demokrasi karşıtı olan bir pozisyon aldı.

Dikkat edin, istifa konuşmasında bile toplumun ve halkın olayı nasıl algıladığına dair bir ibare yok. Zihninin ardında hala güç odakları var ve meseleyi basitçe bu odaklar arası bir mücadele olarak algılıyor. Toplumda oluşacak bir yanlış algılamayı önemsediği için istifa ettiğini iddia eden bir kısım istifa metninde yer almıyor. Daha da ötesi, kimsenin sebebini algılayamadığı bir şekilde metnin içine bir Pensilvanya ibaresi ekleme gereği duyuyor. Oysa bir CHP’liyi bu olaya en kolay ikna etme aracı olan “bir f-tipi komplo” eleştirilerinin de önünü kesmiş oluyor. Büyük olasılıkla zihninde, bu geri çekilmenin ardından atacağı bir sonraki politik adıma dair bir kurgu geliştiriyor.

Evet, ben tüm samimiyetimle Baykal’ın yeniden genel başkanlık görevine dönmesini istiyorum. Çünkü Baykal üzerinden bir CHP eleştirisi üretmek son derece kolaydı. CHP zihniyetine yönelik eleştirilerimde Baykal üzerinden ciddi bir mesafe ürettiğimi, oldukça geniş bir kesimi etkilediğimi, özgürlükçü sol bir siyaset adına alternatif tohumlar ektiğimi düşünüyorum. Şimdi Baykal’ın istifası üzerine, etkilediğimi düşündüğüm bu çevrede CHP adına yeni umutlar filizlenecek ve ben her şeye yeniden başlamak zorunda kalacağım.

Biliyorum ki, Baykal kısa bir süre sonra girişme olasılığı bulunan yeni politik çıkışı için, CHP’nin başına kukla, kolay lokma bir ismin geçmesini sağlayacaktır. Diyelim ki bu olmadı ve Baykal samimi bir şekilde sürece hiç müdahale etmedi. O zaman dahi, bu delegenin CHP adına yeni bir şeyler söyleme olasılığı olan birisini seçme şansı yoktur. Çünkü Baykal o kadar prototip bir delege ve taban yaratmıştır ki, bu taban CHP’nin değişme potansiyellerini tamamen kapatmıştır.

Ancak ister istemez her değişim, CHP’yi hala zihninin bir kenarında olasılık olarak barındıran kesimlerde bir ilgi oluşmasına neden olacaktır.

Bu durumda benim son derece samimi dileğim şudur; Sayın Baykal, lütfen, sizi ve CHP’yi kolay eleştirme hakkımızı elimizden almayın ve geri dönün….

Zannedersem Baykal ve CHP delegeleri bu umudumu ve talebimi boşa çıkarmayacaklardır.