Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '12

 
Kategori
Güncel
 

Sayın Çiçek siyaset nerede?

Sayın Çiçek siyaset nerede?
 

TBMM Başkanı Cemil ÇİÇEK (Yozgat 1946)


Altı gün önce konuşan TBMM Başkanı Çiçek'e göre : 

'Terör Foça’dır, Şemdinli’dir, Şırnak’tır!' 
 
Bir kez daha anlıyoruz ki terör her yanımızı sarmış.
 
O bildik terör İmralı ya da Kandil’de oturan birilerince istediği an istediği yerde eylem koyabiliyor.
 
Yaklaşık 30 yıldır biliyoruz ki terör İstanbul, Diyabakır, Adana, İskenderun, Ankara, Ağrı demektir.
 
Başka iller, ilçeler, yollar beller de vardı değil mi? 
 
'Balık hafızalı' mı olduk yoksa?
 
Oysa her şey daha dün gibi.
 
TBMM Başkanı Çiçek'e göre : 
 
‘Terör olayı çok can yakıcıdır. 
 
Türkiye’nin gündeminde olan bir devlet sorunu olarak karşımızdadır. 
 
Yaşanan her acı olay yüreğimizi yakıyor ama bunun bir devlet sorunu olduğu göz ardı edilmemelidir.’
 
‘Devlet sorunu’ olarak o kadar çok çetrefilli iş var ki bir de bu kör olası terör nereden çıktı diyorum.
 
Başlıyorum her bir sorunu sıralamaya A’dan Z’ye.
 
Yoruluyorum.
 
Çünkü sorun içinde sorun var.
 
Birikmiş de birikmiş.
 
10 yıldan beri mi desem 20 yıldan beri mi desem tutturamıyorum.
 
Korkunç bir sarmalın içinde olduğumuzu anlıyorum.
 
Bir çırpıda 100 yıldan beri diyesim geliyor ancak ondan da öncesi var diyorum.
 
Öyle ki sorunların kökeni Fransız Devrimi 'nden Haçlıların Yürüyüşü 'ne kadar iniyor.
Kendimce yorumlayayım; içinde az da siyaset ile ekonomi bulunsun istiyorum.
 
Ne mümkün!
 
Az önce bazı açıklamaları ile yüreğime su serpen Sayın Çiçek karşıma dikiliveriyor:
 
‘Bu sorunun dayanışma içinde, gündelik siyasetin malzemesi yapılmadan, devlet aklıyla çözülmesi gerekiyor’ diyor.
 
Eleştirmek hakkım var da ‘devlet sorunu’olan terör üzerinden ‘siyaset’ yapmak hakkım yok.
 
Çünkü işsizlik, ihale, adam kayırma,kara para gibi bütün sorunlar ‘devlet’in kanatları altında.
 
Sorgulayamıyor, siyaset malzemesi yapamıyorum hiç birini.
 
Her biri için neden, niçin, nasıl diye soruyorum da onların çözümü için gerekli ‘siyaset’ yasak.
 
Toplumu kemiren nice sorunlar gibi terör üzerinden de siyaset yapmak yasak herkes.
 
Çünkü o işin erbabı olabilmek için bir gün seçilerek ‘dokunulmazlık’ hakkına kavuşmak gerek
 
Oysa yine Sayın Çiçek’e göre  ‘şer odağı’  terörün ‘çirkin yüzü’ ortaya çıkmış. 
 
‘15 Ağustos 1984’den bugüne 40 binden fazla insan hayatlarını’ kaybetmiş.
 
Sayın Çiçek hukukçu; avukatlık, belediye başkanlığı ve bakanlık yapmış bir siyasetçi.
Sayın Çiçek diyor ki:
 
‘Kürt halkının haklarını koruyorum bunun için dağa çıktım, mücadele veriyorum diyorsun öbür taraftan da öldürdüklerinin önemli bir kısmı o bölgenin insanları, masum insanlar. Masum insanları katlederek onların hakları, hukukları nasıl korunur.’
 
Bu bir.
 
‘Kaldı ki o günden bugüne o bölge çok şey kaybetmiştir. O bölgeye yapılacak yatırımlar gecikmiştir. Ne kadar önemli yatırımlar varsa bunlara karşı bu şer odağı büyük bir kampanya başlatmıştır. Dozerler, greyderler, iş makineleri yakılıyor, havaalanı yapılacak çalışma engelleniyor, hastane yapılacak oradaki faaliyetlere karşı çıkılıyor, okullar yakılıyor ve sonra da deniliyor ki biz bu bölge insanının hakkını hukukunu koruyoruz. Onun için bu yol yol değil. Bu yol başkalarının menfaatine çıkar.’
 
Bu iki.
 
‘Nitekim kullanıldıkları da ortadadır. Hem yakalanan elemanlardan bu böyle hem yapılan itiraflardan bu açıkça ortaya görülüyor. Başka ülkelerin politikalarının parçası olduğu ortadadır. Bu bölgenin insanına insanımıza hizmet eden bir yol değildir. Bu yoldan vazgeçilmiş olması gerekiyor.’
 
Bu da üç. 
 
Bana göre bunlar samimiyetle yapılmış tespitlerdir; ‘siyaset’ değildir.
 
Bu tespitler kimi yalan yanlış içerikte de olsa otuz yıldır gündemde.
 
Oysa bu tespitler üzerinden ‘siyaset’ yapılamadığı için ‘çirkin terör’ çözülemiyor.
 
Çünkü ‘siyaset’ birilerinin isteğine göre ‘seçiliveren’ milletvekillerinin tekelinde.
 
Onlar dokunulmazlıkları da bulunan pek de eleştirilemeyen kişilerdir.
 
Peki demokrasi bu mudur?
 
Peki sorunlar karşısında içinde en uygun çözümleri bulmak olan ‘siyaset’ nerede bizde?
 
Nice tespitler doğrultusunda ‘siyaset’ gereğince çözüm üretmesi gerekenler nerede?
 
Çözüm çok konuşmak, güzel konuşmak, yerinde konuşmak ya da pat diye tehdit etmek midir?
 
Çözüm bile bile adam öldürmek, pusu kurmak ya da bir türlü uygar olamamak mıdır?
 
Kırk yıldan beri siyasetin içinde bulunan Sayın Çiçek nasıl bir siyaset yapıyor?
 
Karacaoğlan ile Hamlet durumunda bir aşamaya geldik sanırım.
 
Ne sevebiliyoruz adam gibi ne de ne olmamız gerektiğine karar verebiliyoruz.
 
Eğer yeteri kadar çalışıyor ve çözüm için kafa patlatıyorsak sorun yok demektir.
 
Erzurumlu İbrahim Hakkı da yaklaşık 300 yıl önce demiş ki:
 
‘Hak serleri hayreyler
 
Zan etme ki gayreyler
 
Arif ani seyreyler
 
Mevla görelim neyler
 
Neylerse güzel eyler’
 
Yatıp kalkıp dua eyleyelim.
 
Sabreyleyelim...
 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..