Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Sayın Erol EVGİN ve Pınar Altuğ ATACAN…

Sayın Erol EVGİN ve Pınar Altuğ ATACAN…
 

"Fındık Kurdu" Berna...


Önce, üzerime farz olan Tanrı selamlarımı sunarım…

Saniyen…

<ı>“Bu millet, sizin gibi vicdansız insan görmedi” derim…

Kardeşim… Hayatımızın bir hafta sonu diye bir zamanı var. Bu zaman içinde kendilerine fırsat vermemiz, katılmamız, içinde bulunmamız gereken bir sürü işimiz var.

Peki, siz n’apıyorsunuz?

Getiriyorsunuz hafta sonuna, cumartesiye bir program koyuyorsunuz, tüm her şeyimizin içine ediyorsunuz, var mı böyle vicdansızlık?

Cumartesi gelecek diye içim eriyor, sabrım tükeniyor… Hem de hiçbir ikilem içinde kalmadan, doğrudan saate bakıyor ve televizyonun başına kilitlenip kalıyorum.

Biraz insaf, biraz merhamet, biraz vicdan yahu…

Dedikten sonraaa…

Farkında mısınız bilmem, son yılların en güzel programını izliyorum kendi adıma.

O çocuklar ne öyle?

Her biri bir pırlanta, her biri ayrı bir değer, her bir ayrı bir mücevher, her biri ayrı bir dev…

Program bitene kadar soluksuz izliyorum vallaha… Hele o son programda <ı>“Fındık kurdu” Berna’nın annesi için okuduğu türkü!...

E be birader, pes…

Hele o büyük (!) sanatçıların bile okumaktan çekindikleri <ı>“Dönülmez akşamın ufkundayız” yok mu?

İkisinde de hiç abartmıyorum, hüngür hüngür ağladım, içime sindire sindire ağladım hemde…

Ayıp mı, varsın olsun…

Ancak, bir noktaya değinmeden edemeyeceğim…

Programın hemen her aşamasında özellikle vurgulanan iki konu var.

Birincisi; bu çocuklar, müzik eğitimleri yanında aynı zamanda <ı>“Normal” eğitimlerine devam ediyorlar.

İkincisi; çocuklar değil, şarkılar yarışıyor.

Her ikisi de çok güzel ve yerinde bir tutum… Programı ve yapımcılarını bu nedenle yürekten kutluyorum.

Gelelim “Değineceğim” çok önemli noktaya…

Sevgili Erol EVGİN…

Siz, bu piyasada bugüne kadar her hangi bir magazin haberine konu olmamış, yaptığınız müzik ile yerinizi sağlamca almış, herkes tarafından takdir edilmiş bir müzik adamı ve sanatçısınız…

Şimdi sizi <ı>“Müzik adamı” ve <ı>“Sanatçı” kişiliğinizle bir görev daha bekliyor, o da şu…

Lütfen…

Bu çocukları magazin dünyasında kurda kuşa yedirmeyin. Onlara malzeme yaptırmayın, gerçek bir <ı>“Sanatçı” olarak yetişmeleri için elinizden ne gelirse yapın…

Çünkü…

Yetişmeleri gereken bir yanları da, gelecekte ortaya koyacakları davranış…

Bugün yaşadıkları ve yakaladıkları haklı <ı>“ÜN”ün altında kalmasınlar, ezilmesinler, yok olmasınlar…

Eğer bunda da başarılı olursanız, bilin ki <ı>“Müzik dünyası”nda heykeli dikilecek sanatçılardan birisiniz, bir yere değil, her yere de heykelinizin dikilmesi farz olur…

Başta size yüklediğim <ı>“Vicdansızsınız” tanımlaması takdir ifadesi idi, ama bu çocuklar bu yükü taşıyamazlarsa, gelecekleri magazin dünyasında oyuncak olurlarsa, o zaman <ı>“Vicdansızsınız” anlamı ile sizlere ve yapımcılara yapışacaktır.

Lütfen…

Mutlaka işin bu yanı ile ilgileniyorsunuzdur da, bir kez de bu ilgiyi gösterdiğinizi yayında tüm millet duysun ve içi rahat etsin.

Şimdi tek rahatsızlığımız <ı>“Duyarlı insanlar” olarak işin bu tarafı…

Kutluyorum…

Bu programa emeği geçen herkesi…

<ı>17 HAZİRAN 2009

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..