Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Sayın Fatma Şahin GSS başvuru süresini uzatınız

Sayın Fatma Şahin GSS başvuru süresini uzatınız
 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin bir bilgilendirme toplantısında (Sanal ortamdan alıntıdır)


Ocak başından beri kimi yazarlar ‘zorunlu sağlık sigortası’ kapsamında oldukça aydınlatıcı bilgiler vermeye başladılar. ‘Sigortalı olmak’ gibi bir şansı yakalayamamış olanlar için, çok geç de olsa başlanılmasına karar verilen bu imkân için yetkililere ne kadar teşekkür edilse azdır.

Özellikle son beş yıldan bu yana gezip tozduğum ve ‘toplumsal yapı araştırması’ sorumluluğu üstlendiğim kırsal ve kentsel alanlarda ‘sigortalı olmak’,  ‘sağlıklı konut’ ve ‘sağlıklı çevre’ yanında ‘temiz içme suyu’sorunları ile nasıl boğuşulduğunu çok iyi biliyorum.

Yurttaşlarımızın ‘muayene olmak’ ve ‘ilaç satın almak’ konusundaki açmazları da çoğu yetkililerin bilmediği sorunlar değil. Kaldı ki çalışan anne ve babaların sağlık güvencelerinden yararlanmak bakımından ‘kız çocukları’ ile ‘oğlan çocukları’ ayrımının ‘oğlan çocukları’ aleyhine yürütülmekte oluşu da ayrı bir ‘hukuk sorunu’ olmaktan öte ‘adil olamamak’ gibi bir durumu da sergiliyor bence.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, gündemde bulunan Genel Sağlık Sigortası kapsamında sosyal güvencesi olmayanlara yönelik yapılan gelir testi başvurularının 31 Ocak'ta sona erecek olması konusunda bugün ‘Vatandaşa işi kolaylaştırmak adına buradayız. Ekstra tedbirleri de alırız, gerekirse zamanı da uzatırız. Herkes rahat olsun, sorun yok’  açıklaması yapmış.

Sayın Şahin bence bu kadar aceleye be gerek vardı ki başından beri? 'Fakirin' ya da 'sağlık güvencesinden yoksun ürkek vatandaşın' iki ayağını bir pabuca sokmak için giriştiğiniz bu telaşı ben anlayamadım. Başvuru süresi yıl sonuna kadar uzatılsa ne olur?

Yoksa söz konusu gecikmeler yüzünden cezalı olarak toplanacak paranın gideceği yer belli olduğu için mi bu kadar telaş yaptı ilgili birimleriniz? Ayrıca sayıları bile bilinen söz konusu yaklaşık iki milyon (2.000.000) kişinin adreslerine şimdiden bildirimde bulunulsa  olmaz mı?

Bir de ne olur zamanında gelip de başvuramayan kişiler için ‘aylık gelirlerinin asgari ücretin brütünün iki katı geliri varmış’ gibi bir pirim tahakkuk ettirmek kararını hangi hukuk kuralına dayandırdığınız da açıklasanız çok iyi olur, değil mi?

Vatandaş gelirse ‘sağlık sigortası olur’ gelmez ise olmaz! Olay  bu kadar basit Sayın Şahin. Böyle bir dayatma ya da ihtiyari olması gereken bir işlem için bu kadar büyük bir yaptırımın öngörülmesi hangi yaklaşımın eseridir inanın merak ettim. Sizi kimi danışmanlarınız ya da bürokratlarınız yanıltmaya kalkışmasın sakın.

İşte bu aşamada az önce ALLAH (c.c.) bizi yönetenlere akıl fikir versin desem mi demesem mi diye düşündüm.  Greçekte  bu önemli ‘sigortalanma işinin büyük bir lütuf olduğunu’ da düşümerek, söz konuus ‘bir aylık başvuru süresinin uaztılması’ için bir yazı yazsam nasıl olur diye de düşündüm geçenler. Sonra onların da aklı vardır, bir çözüm bulunur ya da süre uzatılır olur biter, demiştim içimden. Sayın Şahin’in bugünkü açıklaması bence yüreklere su serpmiştir.

Sayın Şahin eski bir sağlık çalışanı olarak; herkesin sağlık sigortası kapsamına alınması gerektiği sorunu o kadar dallanmış budaklanmış ki yabancılardan alınan sağlık pirimi düşürülürken 1982 Anayasası ile getirilen ‘sağlık’ ile ilgili gereklilikler bugüne kadar neden getirilmediğini de hiç düşündünüz mü?

Oysa ısrarla değiştirilmesini düşündüğünüz 1982 Anayasası’nın her şeye rağmen uzun uzun anlattığı Sosyal Güvenlik ile ilgili ‘konut’ ve ‘gençlik’  konuları dahil 56-57-58-59-50 ve 61.maddeleri, diyelim ki önceki iktidarlarca umursanmadı.

Peki gelişen kimi maddi durumlar gereğince bu konuda vatandaşa yardım ederken neden ‘zecri’ para cezaları da öngürüyorsunuz? Ayrıca SGK ya da Sosyal Yardımlaşma Kurumu’na başvuran işsiz, güçsüz, fakir  ya da öğrenciyi uzun uzun sorgulamak da neyin nesidir bu da pek anlaşılır bir durum değil bence.

Siz okullardaki sağlık hizmetleri yanında köylerde ve kentlerde bulunan muhtarlıkların verecekleri bilgilere güvenmiyor musunuz? Olayın bir de şu yönü var ki özellikle ‘mevsimlik işçi’ durumunda olan ya da kimi işverenlerce bile bile ‘sigortasız olarak’ çalıştırılan yüz binlerce emekçi için öngördüğünüz ‘para cezası’ da söz konusu başvuru süresinin belki bir ay daha uzatılması bence hiç de mantıklı değil.

Mevsim kış.

Öğrenciler okulda.

Çoğu kadınlarımız ile kızlarımızın okuma yazması yok.

Köy yolları kapalı.

Dar gelirliler ile köylü kesimi ancak karınlarını doyurabiliyorlar.

İşsiz gençler zaten bunalımda.

Mezun oldukları halde atanamayan gençler de sinir küpü.

Bu durumda söz konusu yaklaşık otuz (30) soru için kimin tahammülü olur diyorsunuz?

Sanırım ayrıca bir ‘sigortalama sorgulama güvenlik gücü’ kurmak gibi bir düşünceye yönlendirilmiş bulunuyorsunuz.

Sayın Şahin sizin için değil de sanırım yukarıdaki temennilere ek olarak kimi çalışanlarınız için:  Rabbim  onlara   ayrıca; adil olmak, merhametli olmak, her şeyi para ile ölçmemek ve sabırlı olmak gibi hasletler de versin, diye hayır dualar etmek gerekiyor sanırım.

Kısaca sorunun çözümü için:

Başvuru süresi yıl sonuna kadar uzatılmalıdır.

Söz konusu kesim için aylık sigorta ödemesi, özel maufiyetler hariç, (30) TL olmalıdır.

Askerlik, yurt dışında bulunmak, işten izin alamamak, hapislik, hastalık ve ‘dağda olmak’ gibi özürleri bulunanlar için de açık kapı bırakılmalıdır.

Her başvuru sahibi kesinlikle sorgulanmamalıdır. Çünkü Devlet olarak o kişilere hizmet sunmak için bir başlangıç yapmak onların inceden inceye sorgulanmasını gerektirmez. Çünkü sigortalı olmak bizatihi onun hakkıdır.

Sayın Bakan başvuru süresini en az altı ay uzatırsanız ve sorgulama cenderesini de kaldırırsanız çok büyük lütufta bulunursunuz.

 Yolunuz açık olsun.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..