Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sazlı sözlü bir yazı

Sazlı sözlü bir yazı
 

Nazar Değmesin


Gelin bu gün değişik bir konu işleyelim. Sazlı sözlü müzik eşliğinde başat konulara el atalım.

Yirmi birinci yüzyıla  küresel bir pencereden bakalım.

Şükran Ay, You Tube’da seslendiriyor!

Notalar kıvrak, ses billur gibi saf ve berrak! Müzik, Selahattin Sarıkaya ‘a ait.

“Param yok diye mi gittin ellere,  Düşürdün beni sen dilden dillere, Çalışır çabalar beslerdim seni, Muhtaç olmazdık hiç kimselere…

Türk sanat müziğinin önde gelen ölümsüz eserlerinden biri sanatçının yorumladığı şarkı!

Ne zaman bu ve bunun gibi sanat müziği eseri dinlesem, çocukluğum, gençliğim canlanır gözlerimin önünde,

Düşünürüm su gibi akıp giden seneleri ve geride bıraktığı izleri.

Çiçek açan ağaçları, meyveye yatan dalları ve de meyve bile vermeden kuruyan akasyaları…

 Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Destan, ağıt, şiir, gibi eserlerimiz olmasa, sazımız sözümüz çalınmasa, folklorumuz oynanmasa Milliği kimliğimizi nasıl ifade ederiz?

Örfümüz âdetimiz, geleneğimiz, bizi birbirimize bağlamasa milletimiz nasıl ayakta kalır?

Dilimiz, Dinimiz Irkımız yok sayılır ayaklar altına alınırsa kendimizi nasıl ifade ederiz?

Milli Şair, Mehmet Akif Ersoy Ulus’ların birbirlerini yok etme uğruna verdiği savaş ve mücadeleyi  “ medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar? Diye tanımlıyor.

Şair “Mithat Cemal Kuntay” diyor ki “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

İzzeti, onuru olan milletlerin; Vatan uğruna ölmesi, bayrak için kanını vermesi Millet ve Devlet olmanın olmazsa olmazı.

Yoksa bir başka ırkın, bir başka milletin egemenliğini kabul etmek, bir başka bayrak altında ömür tüketmek kaçınılmaz kader olur!

O zaman ne ekersiniz ne de biçersiniz!

Ne kültürünüz olur ne de folklorunuz olur!

Ne Mevlana’nız ne Şems’iniz olur! Şems olmayınca “Aşk’ın şems hali de olmaz! Ne Güneş doğar ne ay batar, yörüngeniz şaşar: dönemezsiniz dünyanın etrafında.

Ne sanatçınız olur okuyan, oynayan, ne semazeniniz olur ney eşliğinde aşk için yanan!

Ne Demişti Mustafa Kemal Atatürk?

“ Sanatsız kalan bir Milletin hayat damarlarından biri kesilmiş demektir”

Hayat damarı kesilmiş bir milletin soluk alması, yaşaması mümkün mü?

Elbette değil!

İçinde kaybolduğumuz karanlı günlerin hedefinde Türk’ü din adına Araplaştırma, milli kimliğinden uzaklaştırma; uzun vade de köklerinden kopartma hesapları yattığını görmek gerekiyor. Şayet, Arif Sami Toker’in hüzzam eseri  “ -Talihin elinde oyuncak oldum, Kader böyle imiş, buymuş alın yazım, Zalim elinden sarardım soldum, Şimdi gönlü kırık yaralı kuşum! Şarkısını söylemek ve dinlemek istemiyorsak; kendi kimliğimize sahip çıkmak zorunda olduğumuzu hatırlamalıyız.

Milli bayramlarımızı yok sayan zihniyet iktidar gücünü korumaya devam ederse: Vatan, Millet ve Cumhuriyet İçin, Güftesi Faruk Nafiz Çamlıbel’e ait olan Alâeddin Yavaşça’nın bestesi “Sevemez kimse seni, benim sevdiğim kadar
Sevgilim sen olmasan bu dünya neye yarar?  Şarkısını terennüm eder içten içe gözyaşı seline kapılır gideriz.

Bilirsiniz Akan Gözyaşı kaybettiklerinizi geri yetirmez! Belki yürek sıkıntısını bir nebze hafifletir.

Sonra kendi kendinize mırıldanırsınız “ Her ân seni düşünür, her ân seni yaşarım,
Seni sevmekten değil, kaybetmekten korkarım” diye avutursunuz kendi kendinizi.

Korkunun ecele faydasının olmadığını bile bile…

Şükran Ay ile başlayan müzik şöleni, Alâeddin Yavaşçanın bestesi ile doruğa ulaşırken Siz Anneler gününü kutluyordunuz.

Bende katılayım bu kutlamalara ve cümle annelerin anneler gününü yürekten kutlarım.

 

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..