Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

sufi-su /Emel Yeşilkayalı

http://blog.milliyet.com.tr/sufi-su

27 Ekim '09

 
Kategori
Müzik
 

Sazlıklardan havalanan bir ördek gibi sesin

Sazlıklardan havalanan bir ördek gibi sesin
 

1970'lerin Türk Pop Müziği


Takılır bazen dilime bir şarkı, bütün gün onu söylerim. Nadiren de bütün gün farklı farklı şarkılar söyleyip dururum. Genellikle neşeli günlerimde olur bu. Bugün de neşeliydim. Nasıl neşeli olmam, pasta börek sezonunu açtım! Malum, çocuklar kahvaltıda hep aynı şeyleri yemek istemiyorlar. Ben de uygun zamanlarımda pek çok kek, börek yaparak derin dondurucuya atarım ve gerekli oldukça çıkarır sabaha hazırlarım. Bu benim nadir sevdiğim işlerdendir. Bu nedenle bugün bütün gün İlhan İrem parçaları söyleyip durdum. Oysa hiçbir şarkının tamamını bilmem ben. Gene de söylerim ama.

Bir de şu internet sağ olsun, son zamanlarda hangi sanatçının parçaları dilime dolanıyorsa google’a yazıyorum, şarkı sözlerine giriyorum, oradan parçanın tamamını söylemeye çalışıyorum. İşim bittikten sonra da öyle yaptım. Bir baktım bu iş araştırmaya dönmüş. Araştırırken, www.uzmantv.com diye bir sitede buldum kendimi. Naim Dilmener isimli bir müzik yazarı, Türk Pop Müziği’nin doğuşundan günümüze mihenk taşları hakkında bilgi veriyordu. Çeşitli başlıklar vardı ve en çok 1970’li yıllar ilgimi çekti. Çünkü dilime doladığım parçalar genellikle o yıllarda patlama yapmış sanatçılara aitti. Kimler yoktu ki?

1960’larda müzik piyasasına giren ve 1970’li yıllarda Fikret Şeneş’in yabancı parçalara yazdığı Türkçe sözlerle patlama yapan Ajda Pekkan’ın az mı doladım dilime şarkılarını? Az mı söyledim Enrico Masias’dan uyarlanan “Hoşgörsen”i, Frank Sinatra’dan uyarlanan “İki Yabancı”yı. Kadınların o parçaları söylerken kendilerini daha güçlü hissetmelerine yardımcı olduğunu düşündüğüm “Bambaşka Biri”ni, “Uykusuz Her Gece”yi?

1972’de “Kalbim Bir Pusula”yla müzik piyasasına giren Nilüfer’in parçaları, ayrı bir dünyaydı. O parçaların her biriyle ayrı bir duygu yoğunluğu yaşanırdı. Nilüfer “Caddelerde rüzgar, aklımda aşk var” derken, onunla beraber ayrılık acısını olgunlukla kabullenip, yaşamadık mı? “Yıllar geçiyor sen ne dersen de” derken, geçen yıllar ve yaşanılanlarla beraber insanın nasıl değiştiğini genç yaşımıza rağmen anlamaya çalışmadık mı? “İspanyol Meyhanesi”nde, “yıkılmış, geçkin, çirkin kadın”la şarkı söylemedik mi?

1973’de patlama yapan, kentli, romantik, duyarlı İlhan İrem’le biraz alayla birlikte “Sazlıklardan havalanan bir ördek gibi sesin/ ürkek, şaşkın, kararsız” demedik mi? O, “Her sevincin her kederin/ En ölümsüz sevgilerin/ Sonsuz denen göklerin/ Her şeyin bir sonu varsa/ … Anlasana” derken, Onunla beraber kendimizi anlamaya ve anlatmaya çalışmadık mı? Yine O, “Hep bir ümit uğruna yaşıyoruz hepimiz/ mutluluğun ardından koşuyoruz hepimiz/ kimi pulda parada aşkı arar kimimiz/ düşünür kara kara ağlar çaresiz/ ağlama arkadaş ağlama aşk için/ bu kısacık hayatta bu yaşlar niçin” derken, mutluluğun, hayatta önemli olanın ne olduğunu düşünmedik mi?

1970’li yılların ortalarında müzik piyasasına giren, “Minik Serçe”mi desem, “Dev”mi desem bilemediğim Sezen Aksu “Gölge Etme”, “Yaşanmamış Yıllar”, “Olmaz Olsun” la patlama yaparken, kim bilebilirdi O’nun, müzik piyasasına pek çok yeteneği kazandıracağını, Türk Pop Müziğine ismini altın harflerle yazdıracağını ve hayat felsefesiyle pek çok kişinin ufkunu açacağını?

Genç kızlığımda, cilvesine, işvesine hayran olduğum Nükhet Duru “Beni Benimle Bırak” isimli şarkısı ile birden ünlenirken, ve “Gün olur da belki benden bıkarsan/ Gün gelir de hani belki bu evden çıkıp gidersen/ Sanma ki senden, senin uğruna verdiklerimden/ Geriye bir şey isterim sen ayrılırken/ Sanma ki senin için yaptıklarımın hesabı sorulacaktır/ Senden…” derken, gururlu aşık kadın olmadık mı?

Ajda Pekkan gibi 1960’larda müziğe başlayan ama 1970’lerde “Namus Belası” isimli şarkısıyla üne kavuşan Cem Karaca, Kardaşlar isimli grupla birlikte Anadolu Rock’ı yaratmıştı. Yıllar sonra “Ağır Roman” filminde yeniden yorumlanan “Resimdeki Göz Yaşları” isimli şarkısıyla gündeme oturan Cem Karaca’nın şimdilerde en çok dilime dolanan parçası “Ceviz Ağacı”dır nedense. “Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda/ ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında/ Yapraklarım ellerimdir tam yüz bin elim var/ Yüz bin elle dokunurum sana İstanbul’a/ Yapraklar gözlerimdir şaşarak bakarım/ Yüz bin gözle seyrederim seni İstanbul’u/ Yüz bin yürek gibi çarpar çarpar yapraklarım/ Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda/ ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında”

“Dağlar Dağlar” isimli albümüyle 1969 sonunda patlama yapan ve sonraki yıllarda da bu ününü sürdüren, Cem Karaca gibi Anadolu Rock’ın öncülerinden Barış Manço’yu da bu kategoriye dahil edebiliriz diye düşünüyorum. Abbas Yolcu, Acıh da Bağa Vir, Adem Oğlu Havva Kızı, Ahmet Beyin Ceketi, Ali Yazar Veli Bozar gibi şarkıları ile bu dünyanın faniliği, aç gözlülüğün çirkinliği, vb konularda mesaj verme kaygısı taşımış ve “modern aşık” olmuştur. Ama benim en çok sevdiğim romantik diyebileceğim Kol Düğmeleri ve Anlıyorsun Değil mi isimli parçalarıdır.

O yıllarda ünlenen, Türk Halk Müziği ve protest müziğin bizdeki öncülerinden olan Selda Bağcan ve Sessiz Gemi ve Yaş Otuz Beş en sevdiğim şarkıları olan sonraki yıllarda hepimizin daha çok Avrupa Yakası ile sevdiği Hümeyra’yı unutmamak gerekiyor.

Neşeli bir günün sonunda, dilime dolanan şarkıların tamamını söyleyebilmek için çıktığım internet yolculuğundan tüm bunlar çıktı ve toparlandı işte.

Şu anda ne mi söylüyorum?

Sazlıklardan havalanan bir ördek gibi sesin

Ürkek şaşkın kararsız duyuyorum

Ve sen bir gökkuşağı kadar güzelsin

Rengarenk biraz sonra gidecek görüyorum

….

(İlhan İrem)

Sevgi ve sağlıcakla kalın…

 
Toplam blog
: 76
: 1567
Kayıt tarihi
: 28.03.09
 
 

Merhaba, ben sufi-su. Sosyal hizmet uzmanıyım. Yıllarca korunmaya muhtaç çocuk çocuklar, koruyucu..