Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '13

 
Kategori
Eğitim
 

SBS adaletli ve mantıklıymış!

SBS adaletli ve mantıklıymış!
 

Bazı gazeteler böyle yazıyor…!

Sayın Nabi Avcı düşündü, taşındı kaşındı ve biraz da dürtüldü ki, sonunda beklenen açıklamayı yaptı:

“Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Başkent Öğretmenevi'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Avcı, "Çocuklarımızın dershanede edinecekleri becerilerden daha çok sınıfta edinecekleri bilgi ve becerilere ihtiyaçları olacak" diyerek SBS'nin önümüzdeki eğitim yılında kaldırılacağını ve dershanelerin de özel okullara dönüştürüleceğini belirtti.”(milliyet.com.tr/3.7.13)

Artık açıkça görüldü ki, Prof Avcı oraya RTE’nin  düşündüklerini  gerçekleştirmek için konuşlandırılmış.

Yani burada da Vehbi’nin kerrakesi anlaşıldı…!

Büyük Başbakanımızın söylediklerinden ve düşündüklerinden gayrısını düşünmek ve uygulamak bir Bakan için ne mümkün! Bütün Bakanlar da RTE’nin uygulayıcılarıdır, kendi düşündükleri bir şey zinhar olamaz.

Evet aşağı yukarı ne demişti Başbakanımız : Sınavlar kaldırılacak ve Dersaneler evvel Allah kapatılacak… Böyle bir şeyler mi söylemişti? İşte size bunun uygulaması. Bunu kim gerçekleştirebilir. Prof Dr. Nabi Avcı.. haydi meydana… İşte şimdi  Sayın Avcı’nın rolü neymiş anlaşılıyor.

Merkezi bir sınav , matah bir şey mi? Olur mu? Olsaydı dünyanın bütün ülkeleri böyle bir sistemi benimserlerdi. Merkezi bir sınavı benimseyen ülkeler ancak geri kalmış ülkelerdir. En aşağısından ben öyle diyorum!

Düşünün ki , bütün bir çocukluk  ve gençlik hayatları boyunca tek bir sınava hazırlanmak için okula gidiyorlar… Aptal gibi tek bir sınav için hayatlarını harcıyorlar.

Ne dostluğun tadını biliyorlar!

Ne doğru dürüst spor, beden eğitimi yapabiliyorlar!

Hiç biri doğru dürüst bir meslek eğitiminden geçmiyorlar. Ellerinden hiçbir şey gelmiyor.

Sorumluluk sahibi değiller. Resim yapamıyorlar; müzikten anlamıyorlar…

Hayatla ilgileri kopmuş vaziyette…

Ananın babanın, öğretmenin : “Çalış oğlum çalış…” , “Çalış oğlum çalış…” öğütleri, direktifleri altında o gençler, genç ömürlerini yeyip bitirdiler…

Bu sistem elbette insani değil.

Bu sahip olduğumuz sistem elbette zengin çocuklarına çalışıyor.

Onlar özel öğretmen tutabiliyorlar…

Onlar en iyi Dershanelere gidebiliyorlar…

Paran var mı, en iyi okullara girebiliyorsun… Paran yok mu; köy kasaba çocuğu musun… Liseden sonra doğru dürüst eğitim alamazsın, yada Açık Öğretim’in kenarında köşesinde dolaşıp durursun.

Türkiye’de ASILZADE yetiştirmeye yönelik bir eğitim tarzı var.

Okulda kimse hiçbir şey yapmıyor. Öğrenci milleti her şeyi bırakmış önce SBS’ye, Lise’den sonra da (YGS’ye ve LYS’ye) hazırlanıyorlar… Hayatları, işleri güçleri , ta İlkokuldan itibaren, Üniversite giriş sınavlarına çalışmak oluyor.. Gözleri dünyayı görmüyor zavallıların…

Böyle saçma bir eğitim tarzı olur mu!

Millet her şeyi bırakmış , (beceriyi, sanatı, bilimi, insanlığı, sporu..Her şeyi) sadece 500 tane soruya cevap vermek için çalışıyor… Böyle saçma eğitim düzeni olur mu?

Okul da aslında eğitimi bırakmış..Okuldaki öğretmenler de… Nasıl olsa her şeyi dershaneler hallediyor!

YGS’de tam puan alsan ne olacak?

Böyle bir sınavı Birincilikle geçmiş olanların, Kenan Işık’ın dört tane hayata ilişkin sorusu karşısında ne kadar aptallaştıklarını görüyoruz. Niye? Hayatı bilmiyorlar ki! Kültürleri yok ki; doğru dürüst okumuyorlar ki?

Onların bütün okudukları ne? Test kitapları… Yazık günah …!

Tabii böyle bir eğitim düzeninin kaymağını yiyen adamlar da var… Aslında, okuldaki, yöneticiler ve öğretmenler çok rahat… Çünkü bu durumda, artık eğitim onların elinden kaymış durumda… Bunu herkes biliyor. Ve EĞİTİM dediğimiz şey, güya, ala ala hey… gidiyor. Öyle mi? Öyle..

Bu gidişi mutlaka değiştirmek gerekirdi. Daha insani bir sisteme; daha mantıklı, insana yakın bir sisteme mutlaka geçilmeliydi!

Peki, atılan adım bunu getirecek mi?

Sanmıyorum. Çünkü adamların düşündükleri tek bir şey var: Bu gençliği daha dindar ve kindar olarak nasıl yetiştirebiliriz! Eğitimden anladıkları bu…Kafalarının altında hep buna yakın düşünceler dolaşıyor. İlim bilim.. Onlar fasarya.. Daha sonra geliyor.

Gerisini göreceğiz: Nasıl bir sistemin geleceğini. Büyük Nabi Avcı’nın son numarası burada kutudan ortaya çıkacak. Hadi bakalım kolay gelsin!

Ama kolay değil. Çünkü eğitimde yapılacak ani değişiklikler, insanların sırtına ağır yükler getiriyor. Bakanların sırtlarına da…

Dershaneleri kapatacaklar… Peki, oralarda ekmek yiyen 100 bin öğretmen ne olacak? “Oraları okula çevireceğiz…”demek kolay…

Bir önceki MEB’nı  Prof. Dr. Ömer Dinçer’e ne oldu..? O da güya reform yapmıştı… Sonra arkasından neredeyse millet teneke çaldı. Yeni kurban da Prof. Dr. Nabi Avcı ‘dır… Benden haber olsun…Çünkü ME Bakanlığı bir insan yeme makinasıdır. . Gelirler, bakarlar ve giderler… 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..