Şeb-i Aruz

17 Aralık 1273 Pazar günü güneş batarken Mevlânâ bu âlemden göçer.
Ten fanidir can ölmez çün gitti geri gelmez
Ölür ise ten ölür canlar ölesi değil (Yunus Emre)
İşte bu yüzden Mevlânâ'nın ölüm gecesine ayrılık gecesi denilmez, dostuna kavuştuğunu ve ebedî vuslata erdiğini belirtmek için düğün gecesi anlamında "şeb-i aruz" denilir.

1-17 Aralık tarihleri arasında Konya'da gerçekleştirilen Hz.Mevlana'yı anma ve 733. Vuslat yıldönümü törenleri başladı. Çoktan Konya'daki tüm oteller dolmuş durumda. Hatta Karaman, Akşehir, Aksaray, Nevşehir'e de reservasyon yaptıranlar var. Günübirlik Ankara gibi Konya'ya yakın İllerden de turlar düzenleniyor.

Ben Selçuk Üniversitesi mezunuyum. Anne tarafım Konyalı ve Konya'da yaşıyorlar. Üniversite zamanı 5 yılım geçti orada. Şeb-i Aruz zamanı geldiğinde Konya kalabalıklaşır, bırakın Türk turistleri, yabancı turist akınına uğrardı. Özellikle Japonlar kafamızı çevirdiğimiz her yerde çıkardı karşımıza. Japonları görüp şaşırırdık t-aaa oralardan kalkıp neyi görmeye geldiler diye. Beş yıl boyunca bir kez gittim bu Semah törenlerine. Sağımız solumuz Japon doluydu. Bizden daha fazla heyecan duyar gibiydiler. İlgiyle sevinçle izliyorlardı semazenlerin gösterilerini. Gerçekten insan bir hoş oluyor. Semazenler dönüyor, o buğulu Türk tasavvuf müziği etrafa yayılıyor, insanı uzaklara alıp götürüyor. Keşke diyorum şimdi her sene gitseydim. 10 yıl oldu Konya'dan döneli şimdiki aklım olsa her sene giderdim diyorum. Ama gençlik işte. O zamanlar çekici gelmiyordu böyle şeyler.

Diyeceğim o ki, günübirlikte olsa bu kültürü görmeye gidin. Mevlana'nın daveti gibi davet yeryüzünde yoktur. Bu davet reddedilmez bence;

Gene gel, gene

İster kafir ol,

İster ateşe tap, ister puta

İster yüz kere tövbe etmiş ol,

İster yüz kere bozmuş ol tövbeni

UMUTSUZLUK KAPISI DEĞİL BU KAPI

NASILSAN ÖYLE GEL...