Seç, seç al!

Türkiye 12 Haziran genel seçimlerine yelken açmış hızla ilerliyor. 

Seçime katılacak siyasi partiler, heybesinde ne varsa dökecek tezgâhın üstüne. 

Tezgâh'ta ne görürsen, içinden beğendiğini seç, seç al. 

Kimi Cumhuriyet'i koyacak tezgâha, kimi saltanat'ı. 

Bir başkası, Rejimi, Anayasayı, Ulus Devleti görücüye çıkartacak. 

Devletin bin yıllık birlik bütünlüğünü sorgulayacak. 

Orman'ın içinde ki ağaçların nevini sayacak tek, tek. 

Orman içinde tek bir ağaç cinsi olursa, orman değil koru olacağını söylemeyecek. 

Hedef belli. 

Amaç iktidar. 

Araç seçmen. 

Siyasetçi, hedefe giden yolda, amaca ulaşmak için aracı kullanacak. 

Söylem, demeç, vaat ne varsa seçmeni kazanma adına söylenecek. 

Kimse yoğurdum ekşi demeyecek. 

Defolu mallar tüketiciye ihraç fazlası diye pazarlanacak. 

Renkler hep tozpembeye boyanacak, Kızıl'a Mor'a Kara'ya rağbet olmayacak. 

Beyaz mı? 

O çabuk kirlenir. 

Bu toz duman arasında beyazı kimse kullanmaz. 

Bakın gazete manşetlerine, haberlerin rengine, anlarsınız ne demek istediğimi. 

Türkiye’yi eyaletlere bölmeyi hedefleyen bir parti, aday sıkıntısı çekiyormuş. 

Ellerine binlerce şehidin kanı bulaşmış, katilleri TBMM nasıl sokacaklarını planlıyorlarmış.”13. Mart2011 Tüm gazeteler” 

Terör suçlularını bize vekil diye seçtireceklermiş. 

Bir Dönem TBMM’sinde atılan ve bölücülükten hüküm giyen biri ikna edilmeye çalışılıyormuş. 

İşte size seçim atmosferinden kısa, küçük bir kesit. 

Elbette daha işin başındayız. 

Kim bilir hava ısındıkça önümüze neler çıkacak neler. 

Atatürk Türk Milleti'ni “Zeki” diye tanımlıyor. 

Aziz Nesin ne derse desin. 

Ben Atatürk’ün Türk Milleti ile ilgili vecizesini doğru biliyor ve ona inanıyorum. 

Türk milleti aklını kullanmaz, sağduyusunu ön plana çıkartmazsa ve duyguları ile sandığa giderse, kaybedecektir. 

İster birlik bütünlük al, istersen İl, İl eyalet topla saçılan vaatlerden. 

Seçim senin.