Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '07

 
Kategori
Tarih
 

Seçenek çok mu, yok mu?

Seçenek çok mu, yok mu?
 

11 Ocak 2007 tarihli Radikal’de, emekli büyükelçi Nejat Eslen’in Türkiye’nin geleceğiyle ilgili bir metni yayınlandı.

Şekilden de izlenebileceği üzere sayın Eslen, Türkiye için 8 seçenek sıralıyor. Seç seç, beğen al.

Acaba, gerçekten öyle mi?

Eslen AB-ABD çatışmasını görmezden geliyor. ABD-TC çatışmasını da görmezden geliyor. NATO_AGİK ikilemini de görmezden geliyor. Tarihte sürekli savaşıp, bir türlü yenişemeyen Rusya-İran-Türkiye durumunu da görmezden geliyor. Türki Cumhuriyetler çıkarmamıza karşın, Şanghay Beşlisi görüşmelerine misafir olarak bile davet edilmediğimizi görmezden geliyor. İran’ın 1980’den beridir yaptıklarını görmezden geliyor. Rusya’nın AB’ye gaz satarkenki kaypaklığını görmezden geliyor. İran’ın ve Rusya’nın her an doğal gaz vanalarını kapatabileceğini görmezden geliyor.

Geriye ne kalıyor?

Bir tek Çin. Çin, Türkiye ile komşu olduğunu zaten belirtmişti. Biz ne yaptık? Çin’in elini uzatmışlığına karşın, Çin’in devasa ekonomik büyümesinde, onun yanında yer alamadık ki bu durum son 30 yıllık bir süreç. Çin, bizim mermerlerimizi işleyip, bize satar duruma geldi.

Çin’i yeniden ikna etmek gerek.

Nasıl mı?

Pakistan’da koşutuz. Hindistan’da onlar eksi, biz nötrüz. Rusya ile onlar pozitif, biz az pozitifiz. Tayvan konusunda, ABD yanında, yani Çin’in karşısındayız, yani kayıptayız. Kuzey Irak’ta Çin, bir zamanlar Mossad’ın yaptığını yapıyor: Herkesi birbirine düşürüyor ki bunun bir bölümü bize zarar yazdı bile. Doğu Türkistan artık koz olmaktan çıktı, bedavaya tasfiye ettik. Bir tek Çin’e gıda satabiliriz, 10 yıllık buğdaylarını 7 yılda bitirmişler örneğin.

Sonuç?

Az epsilon tutamak. Büyük düşünemezliğimizi, kedi gibi köşeye sıkışıp da saldırıncaki gibi yapmayalım. 5, 10, 25, 50 yıllık A, B, …, Z planlarımız şimdiden hazır olsun. Örneğin, Çin’den atom bombası teknolojisini nasıl alırız, ona bakalım, bunun için de ona eşdeğer kozlar üretelim. Gerekirse, Japonya’nın BM Güvenlik Daimi Konseyi’ne girişini, Çin’in çıkarı için engelleyelim. Almanya’ya karşı ikili oynayalım: Hem onların da daimi üyeliğini destekliyor ama gereken zamanda kendimizin geçici üyeliğini istiyor görünelim.

Şunu görelim: Bizi 7 Düvel, yani ABD, İngiltere, Fransa, İngiltere, İtalya işgal etti. AB’ye her yıl milyarlarca dolar dış ticaret açığı veriyoruz. ABD topraklarımızda kendi atom bombalarını patlatabileceklerini tarihe kayıt düştü. 100 yılda akıllanmadık mı hala? İstanbul’un yeniden işgalini mi bekliyoruz?

Sözümüzü La Fontaine’in bir fablıyla bağlayalım: Hayvanlar dünyasındaki savaşta yarasa, memelilerin mi, kuşların mı arasında yer alacağına bir türlü karar veremez. Savaşın sonunda kazanan tarafın yanına koşar ama her 2 taraf da onun cezalandırılması gerektiğine karar verir. Bir tabuta çivilenir.

Unutmayın, Türkiye 2. Dünya Savaşı’nda toplam 4 kez taraf değiştirdi. Bu işten de karlı çıkmadı, ABD vassalı oldu. SSCB işgaline uğrasaydı, daha az zarar görürdü.

Yineleyelim: Trajediler yinelenince, komedi olur. Tarihin soytarısı olmak üzereyiz.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=209683

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..