Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

01 Nisan '13

 
Kategori
Siyaset
 

Seçenekler

Seçenekler
 

Yaygın tanımıyla, Kürt meselesine demokratik çözüm bulmak için bir süredir yürütülen çalışmaların sonuçlarının gerçekten ayrıntıyla incelenmesive seçeneklerdeki tüm kuvvetli ve zayıf noktaların belirlenmesi başlangıçta yapılmalıdır. Peki bu yapılmışmıdır yoksa daha önce olduğu gibigünlük gelişmelere göre olaylara yön verilmeye çalışılmaktadır. Bu durumu ayrıntısıyla bilebilmemiz mümkün değil, aslında gerekte yok. Konu AKP hükümetinin tercihi ile siyasi platforma  aktarılmıştır.Bu daha öncede yazdığım gibi, fazla yanlış değildir. Doğru olup olmadığını ise sadece sonuçlar belirleyecektir.

Her şeyden önce durumu doğru olarak tanımlamak gerekir. Başbakan nın bütün mahçup karşı çıkmalarına karşı sürdürülen silahlı bir örgütle yürütülen müzakere sürecidir, ve doğal nedenlerle bu süreçteki tarafların belli olması gerekir. Taraflardan birisi Türkiye Cumhuriyeti ve bunun seçimle yönetime gelmiş iktidar partiisidir. Diğer taraf için ise belirsizler mevcuttur. BDP taraftır, İmraldakı hükümlü Öcalan da taraftır, Kandil de taraftır sürece karşı çıkan pkk unsurları da taraftır ve bu taraflar arasında görüş birliği yoktur. Bu nedenle masaya konan öneriler arasında fikir birliği de yoktur

Siyasilerin alışkanlık haline gelen günlük açıklamalarına bakarsanız,ki bu doğru değildir, ortada üzerinde uzlaşılabicek bir yol olmadığı gibi yakın gelecek bu konuda ümit verememektedir.

Başbakan Erdoğanın, konuya ilişkin her gün yaptığı açıklamalarına göre, Yurt içindeki pkk unsurları, silahlarını nereye bırakırlarsa bırakacaklar, Kuzey Irak a silahsız  geçeceklerdir. Buna BDP nin anında yaptığı açıklamaya göre ise durum kabul edilebilir değildir.Öcalan şimdilik sessizliğini korumakta, kandil ise henüz geri çekilmeye dahi sıcak bakmamaktadır. Ayrıca pkk geri çekilmek için TBMM kararı istemekte, Hükümet ise böyle bir talebin hukuki boyutunun olmadığı konusunda israr etmektedir. Haklıdır da. Alternatif öneri geri çekilmenin akil adamlar denetiminde yapılmasıdır. Ancak akil adamlar arsında Sezen Aksu, Kadir İnanır gibi medyatik isimlerin adı geçerek konu iyiden iyiye sulandırılmaktadır. Ancak henüz resmibir açıklama yapılmadığından bu isimleri ortaya atmak spekülasyonda olabilir, ve şimdilik duruma ihtiyatla yaklaşmak gerekir.

Başlangıç olarak, kabul noktalarına yaklaşmış konulara bakalım. Ortada görülen tek uzlaşma noktası pkk nın şimdilik çatışmadan kaçınmasıdır. Geçen seferlerden farklı olarak yollara mayın döşemek gibi şehitlere sebep olan eylemler bile yapılmamaktadır. Ancak gözden kaçan nokta terör olaylarının DHKP C kanalıyla tezgahlanmaya başlamasıdır. Uzun süredir sessiz olan ve büyük ölçüde söndürülmüş olan bu gurup açıkça pkk taşaronluğunu üslenmiş ve eylemlerini arttırmıştır. Mali kaynakları kesilmiş, militan kadrosu etkisiz hale getirilmiş bu taşkilatın bir anda canlanması, açık, para, silah ve eğitimli militan desteği olmadan, mümkün değildir. Polis bu gurubu tekrar etkisiz hale getirmek için elinden geleni yapmakla birlikte, eylem alanını kırsaldan yerleşim bölgelerine kaydıran silahlı ve eğitimli militanları en azından kontrol etmek pek mümkün olamaktadır. Ana amaç, geri çekilmek için taviz üstüne taviz isteyen ve durumu şova çevirmek isteyen pkk nın, DHKP C yi hükümet üzerinde baskı olarak kullanmaktır.

BDP, demokratik özerklik, Kürtleri kurucu unsur olarak Anayasaya geçirmek gibi konularda en ufak bir geri adım atmamıştır, atmaya da hiç niyeti yoktur. Zor olan taraf Türkiyenin büyük çoğunluğu böyle bir söylemi, demokrasi gelsin analar ağlamasın sloganıyle değil kabule, dinlemeye dahi razı değildir. Bu noktada gerek Öcalan gerekse BDP nereye kadar esneyebilir, kesin olarak bilinmez ancak şimdilik ertelemeye göz yumabilirler. Ancak istedikleri açıktır kendi topraklarında kendileri tarafından yönetilmek istemektedirler.

Asker ,  sessizliğini korumaktadır. Ancak pkk faaliyetlerini elde silah takip ettikleri de açıktır. Başbakan dağın başında elde silah izleyen en uç noktadaki bu insanlara nasıl söz geçirecektir. GenelkurmayBaşkanı ile haftalık olağan görüşmeler bunun için yeterli, değildir. Bu insanlar senelerdir oradadırlar ve çok acı günler geçirmişlerdir ve patlayan ilk silahta, kimse Ankaradaki siyasi manevraları dikkate almayacak, tetiğe basacaktır. İşin kötü tarafı konunun provokasyona çok açık olmasıdır.

Pkk içerisindeki kavga ise bütün hızıyla sürmektedir. BDP nin, bütün liderimiz Öcalan onun  söyledikleri bizim için buyruktur söylemlerine pkk liderlik kadrosundan kimse aldırmamaktadır.Özellikle Karayılan sistemin başına geçmek ve Öcalan ı etkisizleştirmeki çin elinden geleni yapmaktadır. Ancak Karayılan  da tüm pkk unsurlarını kontrol edememektedir. Duran Kalkanın başını çektiği bir gurup Suriyeden Esad desteği almış önerilen her barışçı çözüme inatla  karşı çıkmaktadır. Son olarak bu gurupla Tunceli bölgesini kontrol eden gurupla kendi aralarında bir anlaşma da sağlanmıştır. Bu ise pkk nın Türkiye içerisindeki aktif militan sayısının hemen hemen yarısıdır. Avrupadaki kadro ise henüz ortadadır ancak Öcalanı kayıtsız şartsız desteklerine dair bir işaret bulunmadığı gibi yakın vade için ümitte yoktur.

Muhalefetin durumu ise tam evlere şenliktir. Gerek MHP ve gerekse CHP basın yoluyla AKP yi yoğun baskı altında tutmaktadırlar. Bu durum anlaşılabilir ancak her iki partinin de alternatif planları olması gerekmektedir, görünen o ki yoktur.

Peki Başbakan bu durumda ne yapabilir. Elde aldatıcı görüntülü ateş kes dışında hiçbirşey yoktur. Alışagelmiş kervan yolda düzülür mantığı ile çözüm ise bu sefer mümkün değildir. Peki elde somut bir plan var mıdır, doğal olarak bunu bilebilmemiz mümkün değildir ayrıca buna gerekte yoktur. ancak  Başbakanın açıklamaları konuya ilişkin bir işaret vermemektedir. PKK nın silahları bırakarak yurdışına çıkması gereği tek doğru söylemdir ve uzlaşı noktası bulmaya yakın bile değildir.

Başbakan yardımcısı Arınç ın bütün halk desteği arkamızda anketlerine rağmen özellikle Öcalanın serbest bırakılması konusunda toplumda büyük bir karşı koyma vardır. Anadolu kentlerinde neredeyse her aile de bir şehit varken bu zatın ev hapsine alınmasını kimse içine sindiremez, ve Başbakan bunu bilmektedir üstelik bu durumu ev ev dolaşarak anlatamıyacağını da bilmektedir.

Sonuç şudur, Başbakan Erdoğan yakın gelecekteki seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için bir siyasi karar almıştır. Bu doğrudur. Ancak bu siyasi kararın sonuçlarına katlanacağını da iyi bilmelidir.

 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..