Seçim barajı meselesinin, seçime 5 kala gündeme getirilmesi ilginç değil mi?

MESELE, "HAK İHLALİ Mİ*", YOKSA  BAŞKA BİR ŞEY Mİ?

Nisan 2014'te, 7-8 ay önce, Anayasa  Mahkemesi'nin Kuruluş Günü nedeniyle AYM Başkanı Haşim Kılıç'ın yaptığı konuşma ile ilgili bir blog yazmış ve, "Haşim Kılıç, AYM Başkanı değil de, sanki bir siyasi parti genel başkanıydı" şeklinde bir başlık atmıştım.

Haşim Kılıç, yaptığı konuşmada, davetlilere öyle şeyler söylemişti ki, öyle ifadeler kullanmıştı ki, bunlar hem insani hem siyasi ve hem de hukuk nezaket kurallarını alt üst etmişti.

x     x     x

Şu anda gündemimiz, o zamankinden biraz farklı...Daha ortada "fol yok, yumurta yok"ken, iktidar ve muhalefet yanlısı medyanın, "mal bulmuş mağribi gibi" hemen konunun üzerine balıklama atlamaları da çok ilginç geldi bana...

Sanırım AYM Başkanı, aklından geçmeyen birçok şeyi medyadan duydu...AYM, karar verirken, "medyadan etkilenmedik" derlerse hiç inanmam...Şu anda, AYM üyeleri tam bir "mahalle baskısı"(!).altındadır...

Medyadan öğrendiğimiz kadarı ile, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi ve Demokratik Sol Parti, seçim barajı için AYM'ye "bireysel başvuruda bulunmuşlar"...Anayasa Mahkemesi de bunu gündemine almış. HDP  ve CHP  de, bu başvuruları destekliyor...Hepsi bu.

Ama medya, hemen cepheleşmiş..."Seçim barajı kalkacak", "baraj kalkmayacak" , "baraj düşürülecek", "karar seçimlere yetişecek", "seçimlere %10 barajı ile gidilecek"...Daha bunun gibi bir sürü düşünce...Her cephe kendine göre kararını vermiş gibi...Anayasa Mahkemesi de bunlardan birini seçecek...Tutturanlar, "ben demedim mi?" diyecek ve  böbürlenecekler; tutturamayanlar da, kararın yanlışlığını ileri sürerek "veryansın" edecekler. AYM'ye...

Bence, bu konuda yapılacak en doğru şey, AYM'nin daha önceleri, bu konuda aldığı kararı hatırlamaktır.

Yine medyadan öğrendiğimiz göre, 1995 yılında, yüzde 10'luk seçim barajı AYM'de dolaylı da olsa tartışılmış ve AYM, şu kararı vermiştir : "Baraja rakam ve oran olarak el atmak, yargısal denetimin amacıyla bağdaşmaz. Kaldı ki, yüzde 10'luk baraj yönetimde istikrar ilkesine uygundur"

Bu görüşe,, o dönemde üye olan Haşim Kılıç da katılmış...

2007 yılında, seçim barajı ile ilgili bir dava da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde de açılmış. fakat mahkeme, Türkiye'yi haklı bulmuş ve "seçim barajında insan hakları ihlali olmadığı" kararını vermiş. Verdiği kararı da, "bu barajın TBMM'nin aşırı şekilde bölünmesini ve işlevsiz hale getirilmesini önlemeye yönelik olduğu" gerekçesine dayandırmıştır.

Şu anda bizlere düşen, medyanın, "havanda su döğmesi" kabilinden yaptığı tartışmaların dışında kalmak ve sabırla sonucu beklemektir...

Anayasa Mahkemesi'nin, -- eğer dışardan yapılması muhtemel bazı özendirmelerin etkisi altında kalmazsa -- doğru karar vereceğine inanmak gerekir.

Bana göre, bu konu "hukuksal" olmaktan çok "siyasidir"...Bu nedenle AYM bu konuyu usulden reddedebilir...Çözüm yeri TBMM'dir...

Bekleyelim ve görelim...

cdenizkent