Seçim Bitti, Sırada Ne Var ?

Tüm Türkiye’nin büyük bir heyecanla beklediği yerel seçimler, yine büyük bir heyecanla nihayete erdirildi. Seçime 48.033.247 seçmenden 41 milyona yakın (40.993.056) seçmenin neredeyse tamamına yakını seçimlere ilgi göstermiş. Bu seçmenlerin kullandığı oylardan 40.093.818 tanesi geçerli olarak kabul edilmiş. Bu Türkiye demokrasisi için müthiş bir olay. Bir de neredeyse 1milyona yakın geçersiz oy da geçerli olsaydı, ne iyi olurdu.

Seçim biteli 3 gün olmasına rağmen, tartışmalar bitecek gibi değil. Türkiye’nin bir çok yerinde olaylar çıkmış, bazı ilçelerde seçim sonuçlarına itirazlar edilmiş. Edilmekte. Hangi partiden olursa olsun, ne kadar haklılar ya da haksızlar, buna biz karar veremeyiz ama görünen “göz, kılavuz istemez” atasözünde de dendiği gibi, CHP’lilerin hiç de haksız olmadığı görülüyor. Zira halk, yakılmış, çöplere atılmış, torbalarla dışarı çıkartılmış onlarca oy pusulası bulmuşlar. Hatta bir mahalde 3000’in üzerinde oy pusulası bulunmuş. Birçok oy pusulasının üzerinde CHP’nin olduğu yere EVET damgası basılmış. Bu şaibe değil de nedir?

Bu işin bugün görünen kısmı. Seçim günü görünen yüzünü de herkes televizyonlardan naklen izlemiştir herhalde. Gece geç saatlere kadar gözüm bir o kanalda, bir o kanaldaydı. Her ne kadar hepsinin verdiği sonuçlar birbirini tutmuyordu ama ortasını kendimiz bulmaya çalıştık. Mesela, bazı illerde, bazı partiler seçim sonuna kadar hep önde gidiyordu. Ama kesin sonuçlar açıklandığında bu bazı illerde hükümet partisinin çıktığı görüldü. Hele ki, o meşhur elektrik kesintilerinden sonra, oy oranlarındaki değişiklikler biraz ilginç değil miydi acaba? Bazı illerde ilk üç parti arasında çok ciddi farklar varken, gecenin sonunda birinci olan parti değişiverdi. Bir parti önde gidiyorken, ipi göğüsleme yakın partiler değişiverdi falan filan.

Şimdi bu değişimlerin hemen hemen hepsi, seçim sonuçları açıklanana kadar, oy sayımı bitene kadar oldukça normal. Hatta “kazandı” ya da “kazanacak” gözüyle bakılan partilerin sayım sonunda kaybettiği pekala görülmüştür. Nitekim bunu bu seçimlerde gözlemledik. Mesela, Adana ve Antalya buna iyi örneklerdir. Belki buna İstanbul bile sayılabilir. Hatta Ankara bile sayılabilir. Özellikle CHP açısından. Ama Ankara’da seçimin şaibeli olduğuna dair çok ciddi iddialar var. Bu iddialar yalnız chp’den gelmiş olsa, kaybetmeyi sindiremediler denilebilir. Ama Mhp tarafından da bu iddialar dile getiriliyor. Üstelik elektrik kesintileri, sunucuların çökmesi falan da üzerine tuz biber ekti. Bir de, çöplüklerde, orada burada oy pusulaları bulununca, oy sandıklarının çalındığı iddiaları ortaya atılınca, şaibe söylentileri oldukça güçlendi.

Bu açıklamalara hükümet tarafından bir açıklamaya rastlamadım. Hükümet olumlu yada olumsuz bir açıklama yapabilirdi ama yapmadı. Bir tek il başkanları açıklama yaptılar, o da oldukça kışkırtıcı açıklamalardı. Aslında bunu kabullenmeleri de beklenemez. Çünkü bu iddialar kendilerine doğrultularak yapılıyor.

Peki, şimdi ne olacak? Sanırım, resmi itirazlar bugün yapılmıştır. Bundan sonra durumun ne olacağına, bu resimlerin nasıl okunacağına YSK karar verecek. Ama ortadaki iddialar çarpıcıdır. Bu da “demokrasi şöleni” haline gelebilecek yada öyle kabul edilebilecek bir seçime gölge düşürmektedir. Çirkinleştirmektedir. Bu çirkinliği bir tek YSK ortadan kaldırabilir. Ama şimdilik görünen o ki, YSK bu iddiaları kabul etmeyecektir. Bu da ayrı bir tartışma konusudur.

Peki, ne yapılmalı?

Birincisi, itiraz edilen seçim bölgelerindeki sandıklardan çıkan oylar tekrar sayılabilir. Ama eğer, sandığa atılan oylar çalınmış ya da değiştirilmişse, bu da rasyonel ve dürüst sonucu çıkarmayacaktır. Tartışmalar bitmeyecektir. Yeni bir oy sayımı yapılmaz ise bu tartışmalar yine bitmeyecek, devam edecektir. O zaman ne yapılmalı? Bence sonuçlara itiraz edilen seçim bölgelerinde seçimler yenilenmeli ve tartışmalar nihayete erdirilmelidir. Bu da demokrasinin gereğidir. Zira, hiç kimse Türkiye demokrasisine gölge düşüremez. Düşürmemeli?

Yoksa biz daha çok salavat getiririz….