Seçim dalgası

Nereye doğru sürüklenmekteyiz? İleriki günlerdeki seçimin yaklaşması ile bizleri daha neler bekliyor dersiniz?

Ben biraz bu seçim süreci'nden bahsetmek istiyorum. Hepimizin az ya da çok bir bilgiye sahip olduğu bir dönemden geçmekteyiz. Kimimiz yeni gelecek Cumhurbaşkanı'ndan neler beklediğimizi düşünmekteyiz, kimimiz Sezer'in gidecek olmasına üzülmekteyiz, kimimiz Abdullah Gül olsun derken kimimiz hayır bu düzen böyle gitmemeli şeklinde yorumlar yapmaktayız. Az ve ya çok bir bilgiyle devlet'imize sahip çıktığımızı göstermekteyiz.

Öyle ama peki gerçekler neler? Kendi bünyemizin dışında asıl derin devlet düzeninde yaşananlar neler, hanginiz bana tam bilgi verebilir? Hiçbirimiz bilemeyiz, bu kişilerin içlerindeki asıl hakimiyet düşüncelerini. Biz kendi menfaatimizi düşünmek için binbir güçlükle çaba gösterirken onlar bizleri düşündükleri iddiasıyla bir düzen kurup bizleri tek hakimiyet altında istedikleri gibi yönlendirmeyi amaçlıyorlar. Bu devrede hani nerde Laik ve Demokratik bir Devlet Düzeni diye sormadan da geçemiyoruz.

Düşünce özgürlüğü adı altında binlerce kişi can verirken nasıl oluyor da Demokratik bir düzendeyiz diyebiliyorlar?

En önemlisi de şu seçim dönemi'nde TBMM'nin kararı niçin halkın kararıdir diyerek basit bir kulp'un ardına saklanıyorlar? Erkan Mumcu ilk defa iyi bir laf etmişti, 'Anayasa üç günde değişebilir, gelin halka seçtirin' derken. İşlerine gelmediği için bu laf da sadece havada kaldı. Ve bugün de Genç Parti görüşmeyi reddetti.
Bunların hepsinde birer parça da olsa düşünmeliyiz diye geçiriyorum aklımdan.
Her şeyden önce nereye doğru sürükleniyoruz? Biz ne yapıyoruz?

Verdiğimiz kararların ne kadarı açık ve net ve de yararımıza. Tabiki söylemekle olmaz, tabiki sözlerle bir yere varılamayacak. Ve tabi ki biz seçmeyeceğiz gelen kişiyi, ama unutmayalım bu seçim ardından başbakanlık seçimini de getirebilir. En azından orda doğru düşünmeliyiz. En azından orda seçimimizle düzene belki de başkaldırmalıyız. Vatanımız elimizden kayıp gitmeden....
kkadak