Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '15

 
Kategori
Seçim
 

Seçim ertelenmelidir!..

Bu konuyu haftalar önce düşünmeme rağmen hayli geç yazıyorum. Evet seçim ertelenmelidir. Seçimin ertelenmesini de en çok muhalefet partileri istemelidir. Mesele seçimi kazanmak/kaybetmek değildir. Türk Milleti’nin başına yeni çorapların örülmesi meselesidir.

Daha önceki yazılarımda da ifade ettim: Elin oğlu iyi koku alır. Türk Milleti’nin epeyce mesele ile başbaşa olduğunun farkındalar. Çullanmak için ellerini ovup duruyorlar. Etkili olan unsuru, “Üst Akıl” olarak ifade ediyor şimdilik aklı başında olan siyasilerimiz. İşte bizim iktidarıyla, muhalefetiyle o “Üst Akıl”dan daha üst olmamız lazım.

Belli ki AK Parti kazanacak. Muhalefetin dediklerini de ifade ediyor ve demekle de kalmıyor yapıyor. “Sosyal Devlet” kavramı toplum hayatımıza iyice yerleşti, saat gibi tıkır tıkır işliyor. Halkın talepleri de tüm imkanlar zorlanarak karşılanıyor. AK Parti artık kazandığı gönüllere yeni gönüller ve hatta bütün gönülleri  kazanarak seçimi kazanacaktır. Bunu da seçimi bir yıl kadar erteleyerek yaparsa milletimiz için çok yararlı olacaktır.

Muhalefetin Ak Parti’yi yıkma hedefli vaat ve çabası yanlıştır. Bu zamana kadarki iktidar partileri bir bir yok oldu. Bu iyi bir durum mudur!.. Hayır, iyi değildir. Türk demokrasi tarihinde, Türk siyasi konjöktüründe hep bir hükümet düşmanlığı olmuştur. Liderler ve partileri neredeler?!.. Yoklar veya dünyalarının derin sessizliğindeler. Menderes nerede, partisi nerede; Demirel’in partisi nerede, Bozbeyli’nin partisi nerede, Feyzioğlu’nun partisi nerede ve daha başka partiler nerede?!.. Ama AK Parti yaşayacak, bu partiye gönül verenler partilerinden vazgeçmeyecekler. AK Parti’yi yıkma stratejisi Allah korusun Türkiye’yi yıkmaya varmasın!..

İki büyük muhalefet partisi ve iktidar partisi bir araya gelerek 07 Haziran 2015 Pazar günü yapılacak olan seçimi bir yıl kadar ertelemelidirler. Neden derseniz:

Sözde Ermeni Soykırımı konusunda Milli Gazete yazarı Prof. Mehmet Seyfettin Erol’un da yazdığı gibi test edildik ve Erol’un ifadesiyle tehlikeli virajdayız. Hocamız; Türk milleti olarak tüm sorunlarımızı dondurarak bu mesele üzerinde milli birlik içinde olmalıyız görüşünü de ortaya koydu. Çok dikkate alınması gereken bir görüş.

Ekonomide tam bir akıl birliği sağlanmalıdır. Çalışanıyla, emeklisiyle, gelirimiz, varsın bir süre az olsun, ama çalışkanlığımız zirvede olsun. Her iktidar büyük ekonomik hamlelerde bulunuyor ama neden daha güçlü olamıyoruz. Buna çare bulunmalıdır. Kalkınmamızın önündeki tüm engeller kaldırlmalıdır.

Güney Batı Asya  yani Ortadoğu politikaları yeni baştan ele alınmalıdır.

Gençler ideallerle donatılmalıdır. Aile yıkımlarına son verilmelidir. Boşanan anne-baba çocuklarının yaşadığı perişanlığı görüp acilen bu minik yürek yaralarına merhem olunmalıdır.

Sonra şu  “Çözüm Süreci” milli birlik ve beraberliğimizi zedelemeyecek bir hale konmalıdır.

Kıbrıs, AB, Ege gibi problemlerde asla tavizkar olunmamalıdır.

İktidar ve muhalefet bir yıl sonraya ertelenecek seçime kadarki bir yılda sürekli olarak istişare içinde olmalıdır. İktidarı eleştirmek ayrı şey; kötü söz ve ifadelerle sürekli artan bir tehditle -hepimizin zarar göreceği aşikar olduğu halde- üstüne üstüne gitmek çok ayrı şey.

Durmuş Hocaoğlu, daha 2009 yılında “Kahramanlık değil, olağanüstü bir kahramanlık bize lazım” demişti. Ben bu kahramanlığı birlik ve beraberlik olarak anlıyorum. Üst Akıl diye nitelenen tüm yabancı oyuncular paydasına ve yerli arkalıklarına karşı, iktidarın ve muhalefetin “En Üst Akıl” olması kaçınılmazdır.

Yeni kurullar oluşturulmalıdır: Siyasi Partiler İstişare Kurulu… Bu kurul her ay toplanmalı. Her parti yanına beş kişiden oluşan gazeteci, bilim insanı, akil adam, akademisyen de almalı. Bu kurulda alınacak kararlarla, iktidarı ve muhalefeti ile ülkemizi refaha kavuşturma azmini ortaya koyarlar ve bunu başarırlar.

Sivil Toplum Kuruluşları İstişare Kurulu.  Bu kurul da görüş ve önerilerde bulunur.

Gazeteci ve Yazarlar İstişare Kurulu. Bu kurul da meslekleri gereğince eleştiri ve önerilerde bulunur.

Akademisyenler ve Bilim İnsanları İstişare Kurulu. Oldukça kalabalık bir kurul olmalı ve ülkemizi şaha kaldıracak projelerle kalkınmaya büyük dinamizm katmalıdır. Mesela petrol arama, bulma, sondaj çalışmaları öncelikli hedef olmalı.

Daha başka kurullar da kurulabilir. Mesela Gençlik İstişare Kurulu. Görüşleri farklı da olsa milli hedefler için bir araya gelen gençlik teşkilatlarının millet ve ülke için bir araya gelmesi.

Atatürk’ün dediği,“Biz bize benzeriz” sözünün de ete kemiğe bürünmesidir bütün bu yazdıklarım.. . Bizim demokrasimizde kötü söz, iktidarı yıkma andı, efendim daha ötesi töremize uymayacak tehditler, seçimi kavga vesilesi yapma, sonrasında ortalığı yakma-yıkma gibi haller asla olmamalı.

Kısa cümlelerle sanal alemde “vurucu cümleler” sarfetmek de hiç yakışık almıyor. Hele de sahte isimlerle seçimin şaibeli olacağını (Ağza alınmayacak kötü sözler, hakaretler, kışkırtmalar, kardeş kavgasına ortam hazırlamak) yazmak, ortalığı yakmaya oldukça hevesli olanların ateşine benzin hazırlamak ve bu ateşe “benzin dök” demektir ki, çok büyük suç ve çok büyük düşmanlıktır ve ağır vebaldir. 6-7 Ekim vukuatları ortadadır. Can kayıpları, yakılan ocakların feryat figanları ortadadır. Hükümet bu ifadeleri sert bir dille yalanlamalı, sanal alemin -ne yazık ki tüm önlemlere rağmen- kötülere ve kötülüklere, yalanlara fırsat verdiğini millete izah etmelidir.

Seçimi kazanmak da, kaybetmek de büyük bir olgunlukla karşılanmalıdır.

Yavuz Donat, bu konuda -seçim sonuçlarına saygı duyulması- sivil toplum kuruluşlarının kuzuların sessizliğinde olduğunu, bunun yanlış olduğunu yazdı. (Sabah Gazetesi, 28.05.2015)

Siyasetçilerimiz sık sık ikametlerine en yakın bir köye gitsinler; köylerimizde bilge insanların, Yunus Emrelerin, Ak Şemsettinlerin, Hacı Bayram Velilerin benzerlerinin yaşadığını göreceklerdir. Sabrın, sakinliğin, söz, ideal, sevgi, marifet… birliğinin mucizesini farkedeceklerdir.

Siyaset işi zor bir iştir; ama siyasete sevgi şerbeti eklenirse kolaylaşır, tatlı bir hal alır.

Türk Milleti birliği, beraberliği sever; bu bir töredir, İnşallah kıyamete kadar sürecektir.

İktidar ve muhalefet sevginin gücünü ortaya koysunlar.

Türk Milleti’ne ve insanlığa huzur diliyorum…

Türk Milleti kendine de insanlığa da huzur veren bir millettir.

Not: Yarınki yazımın başlığı, “Kalemler doğruyu yazsın, diller doğruyu söylesin” olacaktır.

 
Toplam blog
: 94
: 202
Kayıt tarihi
: 16.08.12
 
 

Babam; okumaya, hele de gazete okumaya çok meraklıydı. Aldığı gazeteleri okur, sonra da masama bı..